Tatile çıkacak mısınız sorusuna çok az kişinin “ben giderim” dediği bu günlerde, işletmeler hayatta kalmanın yollarını arıyor. Uzmanlar, otellerin hijyen ve sağlık koşullarının bir hastane mantığıyla ele alınması gerektiğini söylüyor ve ekliyorlar: Misafirler için sağlık güvenliği artık lüks ve eğlence beklentisinin çok üstünde, ne kadar temiz olduğunuzu bıkıp usanmadan anlatın
Havacılık ve turizm sektörü, koronavirüs salgınından olumsuz etkilenen sektörlerin başında geliyor. İki sektörde de ciddi iş kaybı yaşanırken tarihte ilk kez, dünya nüfusunun neredeyse yüzde 90'ının seyahat kısıtlamalarına maruz kaldığına dikkat çekiliyor. Uzmanlar bu süreçten dolayı havacılık sektörü için 314 milyar dolarlık zarardan bahsederken, 25 milyon işin ve yaklaşık 120 milyon turizm işletmesinin tehdit altında olduğundan söz ediyor. Aynı zamanda uzmanlar, kişilerin tatil alışkanlıklarında artık “güvenlik” kavramının ön planda olduğunu; eskisi gibi tatil işletmecilerinin muhteşem sahiller ve havuzlarla satış yapamayacaklarını da vurguluyorlar.
“2019 rakamlarına üç yılda ulaşılacak”
Havayolu şirketlerinin geldiği son noktayla ilgili olarak, “760 uçaklık filoya ve 138 bin işçiye sahip dünyaca ünlü havayolu şirketi Lufthansa, salgın nedeniyle ancak yüzde 20 kapasite ile çalıştığı için hükümetten destek istediğini açıkladı. British Airways, şirketin ayakta kalabilmesi için harcamaların dondurulduğunu, çalışma saatlerini kısalttığını ve iş sözleşmelerinin geçici olarak askıya alındığını aktardı. Türkiye'de de durum farklı değil. 4 milyar kişinin seyahat ettiği 2019 yılı rakamlarına ancak üç yılda ulaşılabileceğini vurgulayan uzmanlar, Cenevre merkezli bir kurum ise pandemiden dolayı küresel havacılığın neredeyse kapanma noktasına gelmesi ve bu yıl havacılıktaki küresel gelirin yarıdan fazla düşmesinin beklendiğini kaydederek, 314 milyar dolarlık bir zarardan ve 25 milyon işin tehdit altında olduğunu dile getirdi.”
Temmuz-Ağustos aylarında eve yakın yerler tercih edilecek
Havacılık ile paralel seyir gösteren turizm sektöründe ise gözlerin iç turizme çevrildiğine dikkat çeken uzmanlar, vaka sayılarında istikrarlı bir düşüş olursa temmuz ya da ağustos aylarının tatil için değerlendirilebileceğini söyledi. Bu yıl lüks kategorideki otellerin ön planda olmayacağını tahmin ettiklerini belirten Aydın: “Bu yaz seyahat edecek misiniz sorusu sorulduğunda alınan cevaplar hep temkinli, çok az insan ‘ben giderim' diyebiliyor. Bu kadar az sayıda insanla da sektörün canlanması bu yaz için pek olası görünmüyor. Türkiye için düşünürsek herkes açıklanan vaka ve ölüm sayılarını halen takip ediyor. Vaka sayılarında istikrarlı bir düşüş olursa temmuz ya da ağustos ayları tatil için değerlendirilebilecek. Ancak bu iyi senaryoda bile müşteri tercihlerinde ciddi değişiklikler olacağını düşünüyoruz. Bu yıl seçimlerde lüks kategorideki otellerin çok ön planda olmayacağını, insanların daha güvenli gördükleri için bireysel tatil seçeneklerini ön plana alacaklarını tahmin ediyoruz. Bu arada bu sürecin insanları parasal olarak da çok etkilediğini göz önüne aldığımızda bu sene yapılacak olan tatillerde maliyet faktörünün de ön planda olacağı açık. Dolayısıyla tatil yapmak isteyen ve yazlık evi olan birçok insanın kendi şehrine ya da yaşadığı yere yakın destinasyonlara olan yönelimi artacak” yorumlarını yaptı.
Temizlik kurumsal kimlik olacak
Bu yıl turizmde “sağlık güvenliği” ve “maliyet”in iki kilit kavram olacağını dile getiren uzmanlar, bu noktada sektördeki işletmeciler için önerilerini şöyle sıralıyor: