HABER: C.SAFFET YILMAZ
“ İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULA”
AKP hükümetinin,kadınların yaşam güvencesi olması açısından uluslararası bir öneme sahip anlaşma olan İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'nden çekilme hazırlığına karşı Ayvalık Kadın İnsiyatifi girişimi ile Ayvalık Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelen kadınlar,AKP'nin bu tutumunu protesto ederek İstanbul Sözleşmesine sahip çıktılar.
Ayvalık Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleşen kitlesel basın açıklamasında “Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini asla kabul etmiyoruz” diyen kadınlar haklarından ve hayatlarından asla vazgeçmeyeceklerini haykırmak için bir araya geldiklerini kararlılıkla ifade ettiler.Ayvalık Kadın İnsiyatifi adına basın açıklamasını okuyan Nebahat Dinler. her sabah en az iki kadın cinayeti haberiyle uyandıklarına vurgu yaparak, gün boyu kadınlara, çocuklara yönelik şiddet, tecavüz haberleriyle sarsıldıklarını sözlerine ekledi.İstanbul özleşmesinin tartışmaya açılmasının dahi şiddeti artırdığına değinen Dinler,konuşmasının devamında şu görüşlere yer verdi:
“Sadece Temmuz ayında 36 kadın cinayeti işlendi. Dün yanı başımızda bir kadın daha öldürüldü. Edremit'te 27 yaşındaki Yonca Tatarka, "boşandığı gün" terk edilmeyi hazmedemeyen erkek tarafından sokak ortasında katledildi. Öldürenler kim? Kocalar, eski eşler,eski ilişkiler İşte böyle bir ortamda bizi koruması, kollaması gereken İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye'nin çekilmesi isteniyor. Mevcut ceza yasalarını uygulamak yerine, kadınların kazanılmış haklarına utanmadan göz dikiyorlar. “İstanbul Sözleşmesi öldürür” ,“İstanbul Sözleşmesi Aileyi yok ediyor” kampanyası yapan erkek egemen zihniyet; aileyi kutsayıp, kadını da “kutsal emanet” olarak gören anlayış, kadının özgürlüğüne, erkeklerle eşit haklar istemesine tahammül edemiyor.
Amacı “kadınları her türlü şiddete karşı korumak, ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak” olan ve zaten uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekmeyi tartışmak ve tartışılmasına mahal vermek, kadınları şiddete, tecavüze mahkum etmek demektir.
Kadın örgütleri, 6 yıl önce imzalanan İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması için mücadele ederken, Sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olmakla övünen Türkiye, şimdi İstanbul Sözleşmesi'nden tümüyle çekilmeyi düşünüyor. Kadın-erkek eşitliğinin yok sayılması, kadına şiddet ve tecavüzün meşrulaştırılması anlamına gelen, Türkiye'nin geleceğini derinden etkileyecek bu kararın verileceği, AK Parti Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı bugün yapılacaktı ama ertelendi. Kadınların aleyhine çıkması muhtemel kararları erteletebilmek, Türkiye kamuoyunu harekete geçirebilmek, kadınların hiç de küçümsenmeyecek bir başarısıdır. Biz kadınlar mücadele ederek, kadın dayanışmasını Türkiye'nin her köşesine taşıyarak direnişimizi sürdüreceğiz. Her alanda, her yerde “ haklarımızdan da hayatlarımızdan da asla vazgeçmeyeceğimizi” haykırmaya devam edeceğiz.
SÖZLEŞMEYE NEDEN KARŞI ÇIKILIYOR?
Sözleşmeden çekilmek; kadınların haklarından, eşitlik mücadelesinden vazgeçmesi, erkek egemen zihniyetin hayatlarımıza el koyması demek.
Sözleşmeden çekilmek; devletin bu yükümlülükten kurtulması, kadına yönelen şiddetin daha da artması demek.
Sözleşmeden çekilmek; devletin bu görevlerini yerine getirmemesi, kadına yönelen şiddetin daha da artması demek.
Sözleşmeden çekilmek; devletin acil önlem almaması, kadın cinayetlerinin artması demek.
Sözleşmeden çekilmek; ceza almayacağından emin olan erkeklerin kadınlara daha fazla şiddet uygulaması, demek.
Sözleşmeden çekilmek; şiddete uğrayan kadın ve çocukların yardım alamaması, şiddetin ortasında bırakılmaları demek.
7-İstanbul Sözleşmesi Yaşatır. Çünkü; Kadına yönelik şiddetle mücadelede belediyelere de sorumluluk yükler. Türkiye'de nüfusu 100.000'in üzerinde olan en az 237 belediyenin sığınak açma zorunluluğu varken bugün sığınağı olan belediye sayısı 32'dir. Tüm belediyeleri sığınak açarak İstanbul Sözleşmesi'ni uygulamaya çağırıyoruz.
Sözleşmeden çekilmek; belediyeleri bu sorumluluktan kurtarırken, kadın ve çocukları destekten mahrum bırakarak, şiddete teslim etmek demek .
8-İstanbul sözleşmesi yaşatır,çünkü;eşitlikçi aileye giden yoldur. Cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan şiddeti önleme, ev içinde kadına yönelik şiddete müdahale görevini devlete verir. Devlete, özel alana girme yetki ve görevi yükleyerek, ataerkil pazarlığı bozar.
Sözleşmeden çekilmek; ”aile yıkılıyor” diye haykıranların eril hegemonyalarını, kadın ve çocuğa uyguladığı şiddeti görünmez kılmak demek. Ev içindeki şiddette erkek egemenliğinin sürdürülmesi için gerekli görülen bilinçli politik seçim demek.
Basın açıklaması boyunca gelinen son süreçte gittikçe artan bir ivme gösteren kadına ve çocuklara yönelik baskı,şiddet,istismar,taciz ve tecavüz olaylarına karşı sloganlar atan Yüz'ü aşkın kadına eşitlik ve özgürlükten yana olan erkekler de destek verirken eylem süresince katılanların sosyal mesafe ve maske önlemi aldıkları da dikkatlerden kaçmadı.(www.yenihabergazetesi.net)