Söyleşi: Önder BALIKÇI
Bugün, köşemde, eğitimci-yazar İncilâ Çalışkan'ı konuk edeceğim, sizler için.
Çalışkan ile söyleşimizi ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum.
- Önce öğretmenliğinizden söz edelim, İncilâ Hanım. Kaç yıl görev yaptınız?
- Öğretmenlikte ilk görev yerim 1965 yılında, Balıkesir'in Dursunbey ilçesindeydi. O dönemlerde Dursunbey, yoksunluklar içindeydi. Orada 2 yıl süreyle görev yaptım. O günkü ortam ve koşullar içinde, “Bu Dursunbey, insanı ya şair, ya yazar yapar” diye düşündüğümü hatırlıyorum.
- Daha sonra Bandırma'ya geldiğinizi biliyoruz.
- Evet, 1967'de, Bandırma'ya geldim. İlk görev yaptığım yer, Bandırma Ortaokulu'ydu. Burada 8 yıl çalıştım. Birçok değerli öğretmen arkadaşım var ama okul müdürlüğümüzü yapan, matematik öğretmeni İsmail Gür'ü hiç unutamam. Bir öğretmenler toplantısında, matematik öğretmeni arkadaşlarımıza, “Ne olur, çocuklarımıza şu matematiği sevdirin ve iyi öğretin” demesini hiç unutmadım. Daha sonra Şehit Süleyman Bey Ortaokulu'nda görev yaptım. Bu okuldan 1993 yılında emekli oldum.
- Şimdi yazarlık serüvenine gelelim, isterseniz. Yazarlık, sizin ne anlama geliyor?
- Ortaokulda okuduğun yıllarda bile “Bir gün benim de kitaplarım olacak” derdim. Daha sonra lise yıllarımda, büyükler için öykü denemelerim olmuştu.
- Yazarlık hayaliniz, herhalde, 1993 yılındaki emekliliğinizin ardından gerçekleşti, değil mi?
- Doğru. Emekliliğimin ardından, yazma hayalimi gerçekleştirmeye giriştim. “Bisikletliler” isimli çocuklara yönelik bir gezi kitabımla katıldığım yarışmayı kazandım. Buna bağlı olarak yayınevi tarafından bana gönderilen 30 kitabı alınca duyduğum mutluluğu anlatamam.
- Sonra kitaplar arka arkaya gelmeye başladı, değil mi İncilâ Hanım?
- Evet. Gezi, masal, öykü, çocuk ve gençlik romanları yazmaya yöneldim. Halen 26 kitabım var.
- Yeni çalışmalarınız da bulunuyor mu?
- Tabii. Şu anda büyükler için bir öykü kitabının hazırlıklarını sürdürüyorum. Bu dosya için şimdilik 13 öyküm birikti. Yine “Düşündüren Masallar” isimli ayrı bir kitabın hazırlıklarını da yapıyorum. Bu dosyada da şimdilik 4 masalım var.
- Kitaplarınızın konularını nasıl belirliyorsunuz?
- Evimize her gün Cumhuriyet, Sözcü ve Korkusuz gazeteleri girer. Cumhuriyet Gazetesi'nin kitap ekini çok beğeniyorum. Bu gazetelerde yer alan bazı küçük haberler, benim kitaplarıma konu oluşturabildiği gibi, bazı konularımı da günlük yaşamdaki gözlemlerimden alıyorum.
- Ev hanımlığı ile yazarlık, zor yürüyordur, herhalde?
- Zorlanmıyorum, çünkü günü saatlere bölüyorum. Bu planlamada ev işleri ile yazı yazmaya rahatça zaman ayırabiliyorum.
- Kitaplarınızın gördüğü ilgiyi neye bağlıyorsunuz, İncilâ Hanım?
- Öncelikle öğretmen arkadaşlara teşekkür borçluyum. Çünkü kitaplarımı öğretmen arkadaşlarım severek, öğrencilerine önerdiler. Okullarda gerçekleştirdiğim konuşmalar ve imza günlerinde bana büyük destek verdiler.
- Çok sayıda fuarlara katıldınız, ödüllere değer bulundunuz…
- Ülkemizin birçok kentinde düzenlenen kitap fuarlarda ve okullardaki imza günlerine katıldım. 10 ödüle sahibim. Çok güzel dostluklar edindim. Bundan daha büyük kazanç olur mu?
- Yazmak sizin için de anlama geliyor?
- Yazmak, benim için duygu ve düşüncelerimi paylaşmak, fark ettirmek anlamına geliyor. Yapıtlarımda, yaşamında yaşadığı tüm zorluklara karşın “güçlü ve ezilmeyen, başarılı insan” kimliğini yansıtmaya çalışıyorum. Tabii ki yaşamın içinde çok acı çeken, sıkıntılar yaşayan insanlar az değil. Ancak bu ortam ve koşullarda bile insan onurundan ödün verilmemesini mesaj olarak vermeye çalışıyorum. Elbette ki, her zaman da başarılı insanı arıyorum.
- Bir kitabınız yayınlandığında ne hissediyorsunuz?
- Kitabımın çıktığı, okurlarla buluştuğu her gün benim için bayramdır.
- Okurlarınıza bir mesajınız olacak mı?
- Annem, ebe-hemşire, babam ise valilikte katip olarak görev yapıyordu. Annemin görevi nedeniyle birçok köye birlikte giderek, o yöreleri de tanıdım. Cumhuriyetin hizmetlerinden çok yararlandım. Bugünlere gelmemde cumhuriyetin getirdiği nimetleri, devletimi ve ailemi çok önemsiyorum.