Atatürkçü Düşünce Derneği Balıkesir Şube Başkanı Ahmet Turan Güneş, İstiklal Marşı'nin Kabulünün 100.Yılı ile ilgili olarak bir açıklama yayınladı. 

''Marşımız ulusumuzun bağımsızlık marşıdır. Tarihin en çetin dönemlerinde, bir ulusun bağımsızlık savaşının ortasında yazılmıştır. Türk Ulusu'nun tüm dünya egemenlerine özgürlüğü içi,n meydan okuyuşudur. Dünyada, Ulusal bağımsızlık savaşında yazılmış tek marştır. Türk halkı her türlü siyasi ve etnik farklılıklarına rağmen, ülkeyi bu marşın yazılış sürecine götüren geçmişi bilmek ve özümsemek zorundadır. Halkımızın bu topraklarda müreffeh bir hayat kurabilmesi bu bilince bağlıdır. '' diyen  ADD Başkanı Güneş, sözlerine şöyle devam etti: 

''Osmanlı Devleti'nin son elli yılında çok büyük toprak kayıpları yaşanmıştı. Sadece Abdülhamit döneminde Tunus, Girit, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek, Niş, Teselya, Kars, Batum, Ardahan kaybedilmişti. Avrupalı devletler Türkleri Balkanlardan temizlemek, Ortadoğu ve Afrika'daki zengin petrol alanlarını işgal etmek amacıyla bu bölgelerde Osmanlı tebaası olarak yaşayan milyonlarca Türk'ün soykırıma uğramasına neden olmuşlardı. Bu bölgelerdeki yerleşik sivil Türklerin büyük çoğunluğu Osmanlı topraklarına bile ulaşamadan, malları yağmalandı hunharca katledildiler,

Milyonlarcası işgal altındaki topraklarda katledilenlerden, Anadolu topraklarına sığınabilenler ve yıllarca savaşlarda kırılmış yoksul düşmüş Anadolu Türk halkı,  son sığınakları Anadolu topraklarında da boğulmak yok edilmek isteniyordu. Bu amaçla birinci dünya savaşından sonra Anadolu toprakları İngiliz, Fransız, İtalyan ve İngiltere'nin donattığı Yunan ordularınca işgal edilmeye başlandı. Türk anayurdunda boğulmak ve yok edilmek istendi. Mustafa Kemal Atatürk, Türk'ün var olma mücadelesini 19 Mayıs 1919 ‘da başlattığında elde ne ordu kalmıştı ne de silah. Üstelik Osmanlı sarayı kendi varlığını koruma derdine düşmüş, işgalcilerle uzlaşmış ve milleti kendi kaderi ile baş başa bırakmıştı.

''Türk halkı işgallere yerel direnişlerle karşı koymaya başlamış, bir kısım bölgelerde etkili dirençler göstermişti''

Fakat işgal orduları güçlü ve donanımlı idi. Bu işgal, topyekûn mücadele ve düzenli ordu kurulmadan defedilemezdi. Mustafa Kemal Atatürk, Türk halkının siyasi ve askeri örgütlenmesini başlatmış:  TBMM ile siyasi düzeni kurmuş, düzenli ordu teşkilatını oluşturmaya başlamış ve bu ordunun birinci İnönü savaşıyla da ilk zaferini kazanmıştı. 

İşte bu çetin çatışmaların olduğu günlerde, milletin varlığı ve yokluğunun söz konusu olduğu o günlerde, 12 Mart 1921 Yılında TBMM ‘de İstiklal Marşımız kabul edildi. Bu marş Türk halkının temsil edildiği TBMM ‘de bir kararlılık yemini, bir anlaşma metniydi.  İşgalci emperyalistler ve onların uşaklarına karşı bir var olma haykırışıydı.  Mazlum bir milletin kendini koruma refleksinin dile gelişiydi.
Bu gün, bölgemiz yeni bir emperyalist paylaşımın sahnesi olmuştur. BOP projeleri ile bölgemizde yeni devletçikler oluşturulmaya çalışılmaktadır. Türk Ulusunun birliği; dini, etnik ve siyasi farklılıkları kaşınarak bozulmaya çalışılmaktadır. Osmanlının son elli yılında uygulanan senaryolar tekrar edilmekte, maalesef iç siyasi aktörlerde buna çanak tutmaktadır. Bu aymazlıklar nedeniyle, Osmanlının son elli yılında kaybettiği insan ve toprak kayıpları unutulmuş gibidir.

İçerde ve dışarıda barış içinde yaşamayı, ülkenin ekonomik ve siyasi çıkarlarını her şeyin üstünde tutmayı amaçlayan Kemalist felsefeden uzaklaştıkça; her alandaki kayıplarımız gün geçtikçe artmaktadır.

Kurtuluş savaşının ortasında Ulusal bir ant olarak kabul edilmiş,  kurtuluşun milletin kendi iradesinde olduğunu işaret eden ve mutlak kurtuluşu müjdeleyen İstiklal Marşı'nın kabulünün yüzüncü yılında ;  “Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın” diyen Mehmet Akif Ersoy'un bu dileğine milletçe kulak vermeliyiz.

Tarikat, cemaat, etnik ve siyasi düşmanlıklarla bu milleti bölmek, milletin bütününe ihanet ve düşmana hizmettir. BOP projesi ile bölünmek istemiyorsak, emperyalist projelere halkımızın yem olmasını istemiyorsak, bir daha “Kurtuluş Savaşı” vermek istemiyorsak;  Ulusun birliğinin zorunluluğunu işaret eden Mustafa Kemal Atatürk'e yönelmek zorundayız. 

İstiklal Marşımızın kabulünün yüzüncü yılı kutlu olsun, dilimizden bağımsızlık marşımız, başımızdan al bayrağımız sonsuza kadar eksik olmasın. Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti! ''  (www.yenihabergazetesi.net)