ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

ÜNİVERSİTELER İKTİDARIN ARKA BAHÇESİ Mİ?

Balıkesir Eğitim Sen Şube Başkanı Gürbüz Şahin,Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK)'ün kuruluş yıldönümü nedeni ile yaptığı açıklamada üniversitelerin içinde bulunduğu son durum ve iktidarın üniversitelere ilişkin bakış açısını değerlendirdi. YÖK'ün 6 Kasım 1981'de darbeciler tarafından ‘üniversitelerde asayişi sağlamak' üzere kurulduğuna vurgu yapan Şahin, ”Üniversiteler iktidarın arka bahçesi haline gelmiştir” diye konuştu.Gürbüz şahin sendika bürosunda yaptığı basın açıklamasında,şu ifadelere yer verdi.

                                YÖK niçin kuruldu?

            “YÖK 6 Kasım 1981'de, darbeciler tarafından ‘üniversitelerde asayişi sağlamak' bahanesiyle, bir baskı ve kontrol aygıtı olarak kuruldu. Amacı, darbecilerin yarattığı baskı ortamıyla birlikte kitlesel öğrenci hareketini bastırmak, akademisyenleri susturmak, üniversitelerdeki emek mücadelesini yok etmek olan YÖK, bilim üzerinde tahakküm kurmak, üniversitelerin yapısını darbecilerin istediği şekilde yönlendirmek ve akademik demokratik mücadeleyi denetim altında tutmak için kullanılan bir aygıt olarak karşımıza çıktı. Günümüzde YÖK zihniyeti bütün antidemokratik yapısıyla devam ediyor

            2022 Bütçesi Üniversitelere Bakış Açısının Göstergesidir.

            Türkiye'de uzun yıllardır tartışılan yükseköğretimin yeniden yapılandırılması üzerinden üniversitelerin ve yükseköğretim sisteminin tamamen piyasaya açılması, üniversitelerin toplumun değil, sermayenin ve iktidarın hizmetinde kurumlar haline getirilmesi için önemli adımlar atılmıştır. Son 19 yıl içinde devlet üniversitesi sayısı 53'ten 129'a, toplam üniversite sayısı ise 76'dan 207'ye çıkmıştır. Aynı dönemde öğrenci sayısı 1,9 milyondan 8 milyona ulaşmıştır. Üniversite sayısı ve öğrenci sayısındaki hızlı artışa rağmen, yükseköğretim bütçesinin söz konusu artışı karşılayabilecek kadar arttırılmadığını görmek mümkündür. Yükseköğretim kurumlarına bütçeden ayrılan payın gerek merkezi yönetim bütçesine gerekse milli gelire (GSYH) oranının istikrarlı bir şekilde azaltılması dikkat çekicidir. Özellikle üniversite bütçelerindeki yıldan yıla yaşanan artışın tamamen personel giderleri gibi zorunlu harcamaları karşılamaya yönelik olduğu görülmektedir.

            ÜNİVERSİTELER İKTİDARIN ‘ARKA BAHÇE'SİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR

Genel bütçeden yeterince kaynak ayrılmayan üniversitelerimiz, 15 Temmuz sonrasında üniversitelerde yaşanan kitlesel akademik tasfiye ve siyasal baskıların da etkisiyle, bilimden ve bilimsel faaliyetlerden hızla uzaklaşmış, başta tamamen siyasallaşan kadro politikası olmak üzere, hemen her konuda iktidarın ve piyasanın ihtiyaçlarına göre hareket etmeye başlamıştır. Mevcut haliyle üniversitelerimizin bilim yuvası olmaktan hızla uzaklaştırıldığını, iktidarın arka bahçesine dönüştüğünü söylemek mümkündür. Eğitim Sen, eğitim sisteminin bütün kademelerinde olduğu gibi, üniversitelerimizin de uzun süredir büyük bir yıkımla karşı karşıya olduğunu sık sık vurgulamaktadır. Şüphesiz bu durumun temel nedeni ‘tek adam' rejiminin siyasal hedefleri, bu hedeflere ulaşmak için benimsediği siyasal tercihler ve antidemokratik uygulamalarıdır. Son olarak Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan gelişmeler bu durumu daha net bir şekilde ortaya koymuştur. Ancak söz konusu tercihlerin ülkeyi ve üniversiteleri ne kadar geriye götürdüğü, üniversitelerimizi büyük bir belirsizliğe ve yıkıma sürüklendiği açıktır.

Balıkesir Üniversitesi'nde de Durum Diğer Üniversitelerden Farklı Değildir.

 Balıkesir Üniversitesi'nde yaşananlar, siyasi iktidar ve YÖK düzeninin sonuçlarıdır. Liyakat ve akademik yeterliliğin yerini siyasal kadrolaşma, yozlaşmış ilişkiler ve itaat kültürü alırken, eğitim ve bilim özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı, karar alma sürecine üniversite bileşenlerinin dâhil edilmediği bir yönetim anlayışı hâkim kılınmış durumdadır. Balıkesir Üniversitesi genelinde öğretim görevlisinden, araştırma görevlisine ve profesör kadrosuna kadar tüm seviyelerde çıkan kadroların büyük çoğunluğunun kişiye özel olarak çıkması bugünkü çarpık YÖK sisteminin karşımıza

çıkarttığı en büyük sorunlardan biridir. Üniversite genelinde doktor öğretim üyesi kadrosu bekleyen, doktorasını tamamlamış onlarca araştırma görevlisi var. Üniversitelerin kolektif iradenin ve demokratik yönetim anlayışının merkezi olması özelliğine darbe vuran önemli etkenlerden biri de rektörlere tanınan sınırsız yetkilerdir. Balıkesir Üniversitesi' nde dersliklerin kapasitesi ile sınıf mevcutlarının bu sayıdan fazla olması dolayısıyla öğrenciler nitelikli eğitimden mahrum kalmakta, özellikle pandemi döneminde de sağlık risklerinin olması üniversite yönetimi tarafından göz ardı edilmektedir.” (C.SAFFET YILMAZ/www.yenihabergazetesi.net)


Yazarlar


GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans