ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

KADINLAR, EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAMI BİRLİKTE KAZANACAK

Balıkesir'de 8 Mart Emekçi kadınlar günü anması, Toplu Taşıma (TTM) girişinde başlayan yürüyüş korteji ile başladı. Yüzlerce kadın ve onları destekleyen erkeklerin birlikte taleplerini haykırdıkları sloganlarla Milli Kuvvetler Caddesi boyunca yürüyen kadınlar Ali Hikmet Paşa Meydanı'nda toplandılar. Balıkesir Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Fatma gün burada yaptığı basın açıklamasında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün doğuş öyküsü ve tarihçesi hakkında bilgi verdikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü:   

                     

            “Dünyada kadınların yüzyıllardır süren dayanışmasının, direnişinin, isyanının adıdır 8 Mart.    8 Mart 1857'de New York'ta dokuma fabrikasında binlerce kadın düşük ücretleri, 16 saati bulan çalışma süresi, insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için greve gitti. Polisin fabrika yönetiminin desteğiyle işçilere saldırması, işçileri fabrikaya kilitlemesinin ardından çıkan yangında 129 kadın işçi can verdi.   1910'da 2. Enternasyonal'de Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart New York'ta yaşamını kaybedenlerin anısına "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak anılması önerisi oybirliğiyle kabul edildi. Aradan 165 yıl geçti, ancak kadının emeği, bedeni, kimliği üzerindeki el koyma, şiddet ve baskısı azalmadı. Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlik, ayrımcılık ve sömürü derinleşti.

Dünya'da ve bölgemizde savaşlar hız kesmeden devam ediyor. Emperyalistlerin çıkar ve paylaşım kavgaları Rusya/Ukrayna üzerinden yürütülüyor. Kapitalist- emperyalist düzenin yarattığı yoksullukla, işsizlikle, şiddetle, eşitsizlikle boğuşan kadınlar bugün de savaş kıskacında 8 Mart'ı karşılıyor. Ukrayna'ya yönelik Rusya işgali, savaşın nasıl bir şey olduğunu bir kez daha tüm dünyaya gösterdi. Emperyalistler arası kavga, didişme, güç savaşı halkların bombalandığı korkunç bir sürece evirilirken, kadınlar, çocuklar yine savaşın şiddet sarmalında ve göç yollarında buldular kendilerini.   Halkların hiçbir çıkarının ve dahilinin olmadığı bu savaş, dünyanın hiçbir yerinde hiç kimsenin güvende olmadığını bir kez daha gösteriyor.

8 Mart'ı emek sömürüsünün her geçen gün arttığı, enerjiye ve temel tüketim maddelerine gelen zamlarla birlikte alım gücünün kalmadığı koşullarda karşılıyoruz. İşsizliğin rekor seviyelere ulaştığı ekonomik kriz koşullarında kadınlar olarak barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçları bile karşılayamaz olduk. Hali hazırda yoksullukla baş etmeye çalışırken, açlıkla mücadele etmek durumunda kaldık. Var olan mesaimize yeni bir mesai daha eklendi; En ucuz ürünü nerede buluruz, hangi saatlerde pazara gidersek daha ekonomik alışveriş yaparız, çamaşır ve bulaşık makinesini saat kaçta çalıştırırsak enerjiden tasarruf ederiz...... Türkiye Dünya'da kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu, kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biri. Kayıt dışı işlerde, güvencesiz ve düşük ücretlerle istihdam ediliyoruz. Aynı işi yaptığımız erkeklerden daha az ücret alıyoruz. Çalışma hayatında olduğumuzda dahi yönetim kademelerinde yer alamıyoruz. Emeğimiz gelirimiz erkeğin gelirine ek olarak görülüyor. Ev ve bakım işini aksatmamamız için esnek çalışmamız gerekiyor. Bakım yükünün sadece kadınların sırtında olduğu esnek ve yarı zamanlı çalışma biçimi kadınların istihdam alanında maruz kaldığı eşitsizlikleri her geçen daha da derinleştiriyor. Çalışma yaşamı sanki çocuklar, yaşlılar, engelliler ve hastalar hiç yokmuşçasına örgütleniyor, bakım işleri yalnızca kadınların sorumluluğundaymış gibi yarım gün çalışıp geri kalan zamanlarında da ev içi yeniden üretimi üstlenebilecekleri şekilde düzenlemenin yolları aranıyor. Üstelik bu çalışma biçiminin özellikle de kadın çalışanların lehine olduğu üzerinden söylemlerle rıza inşa edilmeye çalışılıyor! Kadınların doğal sorumlulukları gibi görülen ev işleri ve bakım işleri hep kadınların ücretsiz emeği üzerinden idame ediliyor, yarım gün uygulaması, kadınlara “bir fırsat”mış gibi sunuluyor.Evde, sokakta,iş yerinde kadınlara,LGBTİ+'lara,çocuklara yönelik şiddet sistematik biçimde artıyor. Neredeyse her gün bir kadın cinayeti haberiyle  uyanıyoruz.Sistematik olarak artan kadın katliamlar, kadın kırımına dönüştü, sadece 2022 yılının ilk çeyreğinde 72 kadın katledildi. İktidarın gerici,cinsiyetçi,militarist politikaları şiddeti besliyor. Milyonlarca kadın, sıradanlaşan erkek şiddetinin tehdidi altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Her kadın cinayeti sonrasında, şiddeti önlemekle yükümlü bakanlar,'' davanın takipçisiyiz'' diyerek sahte gözyaşları döküyor. Ama gerçekte, tüm aygıtlarıyla hayatın her alanında erkek egemen zihniyeti pekiştirerek kadın katillerini koruyup kolluyorlar. Nasıl mı? Kadın cinayetlerine karşı acil önlem taleplerini  görmezden gelerek, bir gece yarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi'nden çekilerek, erkeklik indirimleriyle, ceza infaz kanunlarıyla failleri aklayarak adeta cinayete teşvik ediyorlar.

Kadın katliamlarını önlemek için hiç bir politika geliştirmeyen AKP/MHP iktidarı kadın düşmanı politikaları tek tek hayata geçiriyor. İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin hemen arkasından gelen kadın kazanımlarına saldırılar, şimdi de 6284 sayılı yasanın hedefe konulması,  6. yargı paketi ile çocuk istismarcılarına af getirilmesi, yoksulluk nafakasının süreyle sınırlandırılması, boşanmalarda aile arabuluculuğu sisteminin getirilmesi ile kadınlara aile dışında seçenek sunulmaması tartışmaları ile devam ediyor.

Ülkede şiddet gören kadınların çocuklarıyla birlikte başvurabileceği danışma merkezleri, sığınma evleri yok, ama her mahallede her köşe başında kadınlara ''sabretmeyi, alttan almayı, yaşadıkları karşısında isyan etmemeyi'' öğütleyen Diyanet büroları var! Kadınların yoksulluk nedeniyle başvurup destek alacakları sosyal hizmet birimleri, çocuklarını güvenle bırakacakları nitelikli devlet kreşleri, güvenceli iş olanakları yok. Ama her yerde kadınları ihtiyaçları için çocukların eğitimi için tarikat, cemaat vakıflarına yönlendiren görevlileri var. İşte bu nedenle diyoruz ki; Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet münferit olay,kişisel sorun, magazinleştirilecek hikaye, failleri de' hasta' değildir. Kadın cinayetleri politiktir. Kız çocukları eğitim hakkından giderek mahrum kalırken, eğitimin tamamen paraya tahvil edilmesi eşit eğitim olanaklarını yok ediyor. Genç kadınlar tamamen eşit olmayan bir hayatın içinde gelecek kurgusu yapmak zorunda bırakılıyor.

 

Hakkımız olanı ancak evde, işte, okulda, sokaklarda,  ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyüterek kazanacağımızı biliyoruz 8 Mart tüm dünyada işçi kadınların canı pahasına vermiş olduğu mücadelenin günü olarak tam da bugünlere işaret ediyor. Kadın işçilerin, emekçilerin her koşul ve şartta yürüttükleri örgütlü mücadele hepimize yol gösteriyor.  Kadınlar olarak erkek egemen sistemin bize dayattığı yaşamı kabul etmiyor,8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü'nde de taleplerimizle alanlarda, işyerlerinde olmaya devam ediyoruz.

8 Mart'ta tüm çalışan kadınların ücretli izinli sayılması için   ALANLARDAYIZ!

Toplumsal yaşamın her alanında cinsiyet eşitliğinin sağlanması için ALANLARDAYIZ!

Kadın bakanlığının kurulması için ALANLARDAYIZ!

Elektrik, , su, doğal gaz ve temel gıda ürünlerine yapılan zamların geri alınması için ALANLARDAYIZ!

İş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikaları kapmasında, ev ve bakım yükümlülüklerini kadına yükleyen bir anlayışla kadınlar için kurgulanan esnek, yarı zamanlı çalışma biçimleri terk edilmesi için ALANLARDAYIZ!

Eşit işe eşit ücret politikasının ve güvenceli çalışmanın esas alınması için ALANLARDAYIZ!

Kamu kreşlerinin yeniden açılması, tüm çalışanların ulaşabileceği yaygınlıkta ücretsiz, nitelikli hizmet vermesi için ALANLARDAYIZ!

Kadın istihdamının önündeki tüm engellerin kaldırılması, İşten atmaların yasaklanması için ALANLARDAYIZ!

Kadın Bakanlığının kurulması için ALANLARDAYIZ!

İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin iptal edilmesi,  6284 sayılı yasanın etkin uygulanması,  6. yargı paketi adı altında kazanımlarımızı hedef alan nafakanın kaldırılması, "boşanma arabuluculuğu" saldırıların son bulması için ALANLARDAYIZ!

  Şiddete karşı mücadelede, sığınma evlerinin ve başvuru merkezleri sayılarının arttırılması için ALANLARDAYIZ!

Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal alanın tümüne yayılan dinselleştirme politikalarından vazgeçilmesi için ALANLARDAYIZ!

Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikalarının son bulması. Eşit, özgür ve barış içinde bir arada yaşamın koşullarının sağlanması için ALANLARDAYIZ!

 Cinsel yönelim ayrımcılığına,nefret söylemine ve baskılara son verilmesi için ALANLARDAYIZ                    

 (Haber: C.Saffet Yılmaz/www.yenihabergazetesi.net)


 


Yazarlar


GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans