Balıkesir Liseliler Derneği, ilkini 2017 yılında gerçekleştirdiği ‘'Kınalı Kuzular'' keşşafları Uğurlama Töreni dün gerçekleştirildi. Pandemiden dolayı iki yıldır yapılamayan tören, Eski Balıkesir Lisesi bahçesinde, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayarak, Balıkesir Liseliler Derneği Başkanı Esin Balıbek'in açılış konuşmasıyla devam etti.

Balıbek'in,  Çanakkale Deniz Savaşı'nın 107.yıldönümünde Kınalı Kuzular için yaptığı konuşma şöyle:

‘'Bugün, tarihimizin önemli olaylarından Çanakkale Deniz Savaşı'nın kazanıldığının 107'nci yıldönümüdür.

Büyük bir zaferdir yaşanan, tarihe geçen…

Nice devletlerin donanması, Çanakkale Boğazını geçecek, İstanbul'u ele geçirecek, sonra Karadeniz'e ulaşacaktır; hesaplar böyledir ama, evdeki hesaplar Çanakkale'ye uymamıştır.

18 Mart'tan nice öncedir aslında savaşın başlaması. Amiral Carden'in komutasındaki 12 parçalık donanmanın sadece Seddülbahir ve Kumkale sahillerine attığı mermi sayısı dahi 1100'dür.

28 Şubat günü yeni bir saldırı deneyine girmiştir İstanbul'u zapt etmek isteyenler, Fransız ve İngilizler. 19 Şubat'ta el oğluna istediği hasarı verdiremeyen Türk gücü, 28 Şubat'ta Agamemnon ve Gaulois adlı zırhlıların canına okumuştur.

18 Mart günü ise dünya siyasetini etkileyecek bir savaş vardır denizde.

Nusret adlı mayın gemimiz geceden, karanlık limana bir mayın şeridi sermiştir. Yabancı donanma 1500 kadar topuyla yine sahillerimizi dövmektedir. Ancak on kadar gemisini de batmaktan kurtaramamıştır. Havran'lı Koca Seyit'in sırtlayıp götürdüğü 273 kiloluk mermi, koca zırhlıyı denizin dibine yollamıştır. Fransızın batmaz dediği Bouvet ve İngilizin İrressitible zırhlıları da artık Çanakkale'nin derin sularındadır, taaa diplerde…

Cevat Paşa'nın emrindeki topçular, kovalamıştır yabancı donanmayı… Şehit sayımız 27, yaralı sayımız 61'dir.

Ancak, nisan ayında artık karada başlayacak çarpışmalar, 253 bin cana mal olacaktır… Anafartalar'da Conk Bayırı'nda Yarbay Mustafa Kemal'in askeri kan kusturacaktır, Türk'ün toprağına göz koyanlara. Dünyanın ötesinden savaşmaya gelenlere ve getirilenlere. Ve artık Çanakkale Geçilmez olmuştur.

Gazi Mustafa Kemal, o dünyanın dört bir yanından savaşa getirilip de Çanakkale'de kalmış olanların ailelerine seslendiğinde; ‘'Onlar artık bizim evladımız gibi kucağımızdadır'' diyecektir...

İşte, 18 Mart 1915 Çanakkale'yi geçmeye kalkanlara verilen dersin yıldönümüdür.

Öyledir ancak, ne acıdır ki yüreklerimizdeki olmaz sancıları daha da ağırlaştıran manzaraları vardır bugünün, yıldönümlerinin getirdiği…

Kimilerimiz o muhteşem zaferin ne gününü, ne yılını, ne yerini bilmektedir çünkü… Eloğlunun torunları, çocukları, dünyanın öte ucundan kalkıp Çanakkale'ye gelmekte, atalarının, dedelerinin savaştığı, can verdiği ancak; Türk'ün kucağındaki evlat gibi huzur içinde uyuduğu toprakları tanımaktadır.

Ya bizim evlatlarımız, gençlerimiz ne kadar yakındırlar Çanakkale'ye, geçilemeyen mübarek kentin her karışında kan dökülmüş mübarek topraklara?

Liseye gelmiş gençlerimizin pek çoğu bırakın 18 Mart heyecanını duymayı; hiç gitmiş midir acaba Çanakkale'ye? Hissetmekte midir o günlerin yaşanmışlıklarını? Anlamakta mıdır emperyalist politikaları? Maalesef hayır!!!...

Bugün toplantılarla anılacaktır 107 yıl öncesi günler. Belki, Koca Seyit için yazılmış şiirler okunacaktır, belki Conk Bayırı'nda şehit düşen Kınalı Kuzular için yakılmış türküler söylenecektir yanık yanık.

Çanakkale'nin nerede olduğunu dahi öğrenememiş bazı gençlerimiz bugün gündelik konularla sıradan bir gün yaşayacak; belki hiç duymayacaktır Çanakkale'yi!..

Okullarda 18 Mart yine tahtanın sağ köşesine yazılacak ama 107 yıl öncesinin zaferi üzerine iki satır dahi konuşulmayacaktır.

Bizlerin bugüne ulaşmasındaki tartışılmaz yeri olan Çanakkale'nin önemini, etkisini, bir ülkeyi yok olmaktan kurtaran gücünü idrak edememişler; belki de bugünü hatırlamayacak; Anafartalar'ı, Seddülbahir'i, Kum Kale'yi bırakın görmeyi; yerlerini dahi bilmeden yaşayacaklardır...

18 Mart'ın yıldönümü böyle yazılacaktır herhalde bir yerlerde.

Öyle olsa da, olacaksa da, o gün mübarek savaşların ihtişamını yüreklerinde yaşatanlarla 18 Martlar hep yaşayacaktır.

İşte bu muhteşem zafere canlarını vererek katılmış olan Balıkesir eğitiminin mihenk taşlarından Balıkesir Lisesi, cepheye yolladığı 87 kınalı kuzusu ile iki yıl boyunca mezun verememiştir.

Bugün bu vesile ile Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere cepheye gidip de dönemeyen kınalı kuzularımızı, şehit olan vatan evlatlarımızı ayrı ayrı yad ederek, bizlere bu günleri armağan etmek için canını feda etmişlere en içten dualarımızı yolluyoruz, yollayacağız da yaşadıkça…''

SAVAŞA GİTMEDEN ÖNCE KEŞŞAFLARA KINA YAKILDI

Konuşmanın ardından Keşşaflar, okul yönetici, öğretmen ve öğrenciler ile lise mezunları, dernek üyeleri ve vatandaşların katılımıyla başlayan yürüyüş, eski askerlik şubesi önünde yapılan sülüs takdim töreni ile devam etti.

25 keşşafa isimleriyle verilen sülüslerin ardından Zağanos Paşa Camii önünde savaşa gönderilecek öğrencilere kına yakıldı. Yoğun kar yağışına rağmen duygulu anların yaşandığı törenden sonra Ali Hikmet Paşa Meydanında keşşaf öğrenciler tarafından halk oyunları sergilendi.

Halkın, alkışlarla destek verdiği yürüyüşe Vali Yardımcısı Mustafa Çek, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Birol Şahin, MSÜ  Kara Asb.MYO.Komutanı Tuğ.g.Mahmut  Büyükcingi, Bkm.Müht.Okl. ve Eğt.Mrk.Komutanı Alb.Tayfun Türkoğlu,Balıkesir Liseliler Derneği Başkanı Esin Balıbek ile kaymakam, belediye başkan vekilleri ve il protokol üyeleri katılım sağladı.

Tren Garı'nda keşşafların halk oyunu gösterisinden sonra Miralay Nihat Dedeoğlu'nun konuşma yapmasının ardından vali Yardımcısı Mustafa Çek'e Türk bayrağını öperek teslim etti.  Protokol üyeleri, keşşaflara Seferberlik çöreğinin bulunduğu çantalarını verirken , Miralay savaşa giden gençlere sarılarak birlikte Çanakkale trenine bindiler. Yoğun duyguların yaşandığı tören keşşafların Çanakkale'ye uğurlanması ile son buldu.