ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

ZEYTİN TALANINA VE PAHALILIĞA HAYIR!

Balıkesir'in Edremit Körfezi yerleşkesinde yer alan Ayvalık, Burhaniye,  Dikili, Edremit, Gömeç ve Küçükkuyu Çevre Örgütleri ile Burhaniye Emek ve Demokrasi bileşenlerinin ortaklaşa düzenlediği "ZEYTİNİN TALANINA, PAHALILIĞA HAYIR" Mitingi Burhaniye Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirildi. Yaklaşık 1500 kadar kişinin katıldığı mitingin sonunda halk müziği sanatçısı Tolga Çandar ezgileri ile etkinliğe coşku kattı. Eski kütüphane önünden meydana dek Havama,Suyuma,Toprağıma Dokunma- Doğaya.Bilime,İnsanlığa Özgürlük- Ölmez Ağacını Öldürme,Geçinemiyoruz- İnsanca Yaşam İçin Birleşelim-AKP  Halka Hesap Verecek Vb. sloganlar atarak yürüyen kitleye burada Burhaniye Emek Ve Demokrasi Bileşenleri dönem sözcüleri Süheyla Okur ve Ünsal Çalışkan birer konuşma yaptılar.


                 Balıkesir Milletvekilleri Ahmet Akın ve Ensar Aytekin, önceki dönem Milletvekili Mehmet Tüm, Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler ile EMEP,CHP,SOL Parti ve HDP den katılımcılar yanında; EĞİTİM SEN, TÜM KÖY SEN,DİSK EMEKLİ SEN GENEL İŞ ile yöredeki çevre örgütleri, Zeytin üreticileri ve yöre halkının yoğun katılımlarının gözlendiği alanda konuşan Burhaniye Emek Ve Demokrasi Bileşenleri Sözcüsü Süheyla Okur; “Bölgemizin en önemli gelir kaynaklarından olan zeytinciliğe yeni bir darbe daha vurulmak isteniyor!” diyerek başladığı konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Zeytinliklerimiz enerji ve maden şirketlerinin yağma ve talan projelerine açılmak isteniyor.  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın değiştirdiği Maden Yönetmeliğine göre zeytinlikler elektrik üretimi ve madencilik adına kesilecek… Bu zamana kadar, kaç maden sahasında arama faaliyeti bittikten sonra ağaçlandırma yapıldı? Bir zeytin ağacının büyümesi yıllar almaktadır. Yok, edilen zeytinliklerin kısa sürede yerine getirilmesi mümkün değildir. Şirin görünmek için  ‘Zeytinlikler kesilmeyecek, nakledilecek' şeklinde yapılan açıklamalar ise hiç inandırıcı değildir. Ayrıca nakledilmesine de razı değiliz. Dokunmayın yeter. Zeytinlik, olduğu yerde zeytinliktir, yüzlerce yıllık ağaçları ve ekosistemi taşımak mümkün mü?

                                            “ZEYTİNLİKLER MADENCİLERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

 AKP doğayla savaşıyor. Kendileri gidecek, bu iktidar bitecek. Geride tahrip olmuş zeytinlikler, katledilmiş ormanlar, Karadeniz'in yaylalarındaki yıkımlar, maden ocaklarındaki insafsızlıklar, köstebek yuvasına dönmüş Ege dağları, baraj sebebiyle taşınıp yok edilmiş tarih, sahil yolu diye katledilen deniz dolgu alanları, yerinden yurdundan edilmiş doğal hayatın canlıları öylece kalacak. Bu yönetmelik zeytini madenciye peşkeş çekmektir. Bu yönetmelik; zeytini kutsal görenlerin, kutsalına saldırmaktır. Bu yanlıştan derhal dönülmesi gerekir.” Günümüzde tüm dünya gıda kriziyle uğraşıyor. Türkiye'de tarım alanları sürekli olarak daralıyor. Bu yönetmelik ile tarımsal üretimimiz tamamen tehdit altına giriyor. İktidar, tam da ülkemizin yanı başında bir savaş sürerken ve dikkatlerimiz bu savaşa yönelmişken bu değişikliği gerçekleştirdi. Edremit Körfezinde de 10 milyon zeytin ağacının yanında 35 bin zeytin üreticisi vardır. Ama bu işten ekmek yiyen 150 bin kişi bulunmaktadır. Daralan zeytin alanları zaten yüksek olan işsizliği yüksek olan enflasyonu daha da arttıracaktır. Kesilen ağaçlardan yağ gelmeyecek, işsiz kalanlar evine ekmek götüremeyecek. Daha önce her seferinde ekoloji örgütleri, sektör örgütleri ve zeytin üreticileri ortak mücadelesi ile geri püskürtülen Zeytin Yasası değişikliği yeniden karşımıza çıkartıldı. Zeytinliklerimizin ölüm fermanı olacak olan bu değişikliği asla kabul etmiyoruz. Kutsal ve ölümsüz zeytin ağacını kömüre, taş ocaklarına, madenlere kurban ettirmeyeceğiz…Zeytinliklerin talanına izin vermeyeceğiz. Zeytin Yurdumuzdur işgal ettirmeyeceğiz. Ekmek paramızdır. Emeğimizdir. Yiyeceğimizdir. Yakacağımızdır. Sabunumuzdur. Kolonyamızdır. Tarihimizdir. Geleneğimizdir. Topraklarımızda çıkan en değerli madenimizdir. Alın terimizdir. Gözbebeğimizdir. Ölmez ağacımızdır. Yaşamımızdır. Yurdumuza aşımıza ekmeğimize göz koydurmayacağız…”

Daha sonra söz alan, Burhaniye Emek Ve Demokrasi Bileşenleri Dönem Sözcüsü Ünsal Çalışkan; yaşamakta olduğumuz hayat pahalılığına vurgu yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Cumhuriyet tarihinin en zorlu günlerini yaşıyoruz.  Zamlar yağmur gibi yağıyor.  Halk fakirleşiyor, geçinmek zorlaşıyor. Açlık; yoksulluk patladı. Elektrik, doğalgaz ve akaryakıta yapılan yüksek zamlar, iğneden ipliğe her şeyi etkiliyor. Her şeye zam gelirken maaşlara yapılan zamlar sadaka düzeyinde. Yapılan zamlar, gıda üretimi ve tarımsal ürünlerde, ithal girdilerde artışa neden oluyor. Milletin derdi yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı. İnsan yaşamı için en temel ihtiyaçlarımıza ulaşmak zorlaşıyor ki Bu daha iyi günlerimiz. Üreticiler üretimden vazgeçmek zorunda kalıyorlar. Marketlerde çarşıda pazarda satılan ürünlerden üreticiye kar kalmıyor. Para komisyonculara gidiyor.

               “ BU İKTİDAR YOKSULLUK ÜRETİYOR”

Yaşadığımız yoksulluk ve yoksunluk sadece ve sadece yanlış ekonomi yönetimiyle açıklanabilir. İktidarın son 10 yılda kurduğu ‘rejim' bir bütün olarak yoksulluk üretiyor. O ‘rejim' değişmeden yoksulluk yenilemez, ekonomi düzeltilemez. Bu rejim yüzünden rejime girdik; bu durum bu şekilde devam ederse iyice zayıflayacağız.  İktidar yandaşını kolluyor gerisini umursamıyor. Döviz yükseldiği yerden düşüş gösterdi, hani hiç indirim yok. Temel tüketim mallarının fiyatlarına kepçeyle zam yapılırken memura, emekliye, işçiye, üreticiye kaşığın ucuyla zam yapıyorlar. 20 yıllık iktidarlarının her döneminde olduğu gibi sermayeyle el ele veren iktidar, emekçi halkı sefalet koşullarına mahkûm ederken; yetkili kişilerde bizim aklımızla dalga geçer gibi açıklamalar yapıyor. Kepek pahalı” diyen çiftçiye “Seneye çok ekersiniz. Diyen tarım bakanı. Çok uzun kuyruklar oluyordu. Bu nedenle fiyatları artırdık. Açıklaması yapan Et Balık Kurumu müdürümüz Ekonomi gözlerdeki ışıltıdır diyen maliye bakanımız. Kovulan Merkez Bankası başkanları. Tarım ülkesi olan memleketimizde Ayçiçek yağı krizi yaşıyoruz. Savaş durumunda olan Ukrayna'dan gelen yağ bizi mutlu ediyor. Bu ne aymazlıktır… Enerjide dışa bağımlı olunduğumuzu itiraf eden, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, sözde enerji yatırımlarıyla ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını uluslararası tekellere ve yerli sermayeye peşkeş çektiklerini utanmadan saklıyor…Her yerde dışarıya bağımlı hale getirilen ülkede yerlilik millîlik türküleri söyleniyor; gene utanmadan. Bu utanmazlık; koca Isparta'nın 4 gün elektriksiz kalmasına rağmen devam ediyor. Hatta ve hatta bu skandal özelleştirme yüzünden olduğu halde; ne bir ceza verildi ne özelleştirilmeler durduruldu… Güzel günler görmek umuduyla, bu cendereden çıkmak için ne yapılması gerektiği aslında çok uzun zaman önce nazım hikmet tarafından söylenmişti

“Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

               Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

              Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

              Yaşamak yanı ağır bastığından.”

  Umudumuzu gücümüzü örgütlü yaşam biçimimizden alalım. Suyumuza toprağımıza zeytinimize geçmişimize, günümüze, geleceğimize sahip çıkalım. Halkın Kürsüsünden bir kez daha taleplerimizi haykıralım.

* Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, zeytinlerin sonu anlamına gelecek olan bu düzenlemeyi bir an önce geri çekmelidir.

* Elektrik ve doğalgaz faturaları başta olmak üzere temel tüketim maddelerine yapılan zamlar geri alınmalıdır.

* Emekçilerin ücretleri iyileştirilmeli ve insanca yaşayacak düzeye getirilmelidir.

* Geliri yoksulluk sınırının altında olan tüm yurttaşların elektrik, doğalgaz, su ve internet faturaları ücretsiz olmalıdır.

* Üretici köylülerin borçları faizsiz olarak ertelenmeli, ipotekler ve diğer yükümlülükler kaldırılmalıdır. Üretici köylüler faizsiz kredilerle desteklenmeli, gübre, yakıt gibi tarımsal üretimin temel girdilerde yerli üretim teşvik edilmeli ve bu girdiler devlet desteğiyle ucuza sağlanmalıdır.

* Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerindeki piyasalaşmaya son verilmeli ve tüm kamu hizmetleri yurttaşlara ücretsiz olarak sağlanmalıdır.

* Özelleştirmeler iptal edilmeli ve enerji başta olmak üzere özelleştirilmiş tüm kuruluşlar kamulaştırılmalıdır. Bu kurumların yönetimi halk denetiminde olmalıdır.

*  İstanbul Sözleşmesi uygulanmalıdır.

*  EYT haksızlığına son verilmelidir.

* Kamu emekçilerinin toplu sözleşmeleri yenilenmelidir. Toplu sözleşmede tüm sendikaların katılımıyla mutabakat sağlanmalıdır. Uluslararası çalışma hukukunun gereği olan grev hakkı iç hukukta da güvence altına alınmalıdır.

                 *Asgari ücretten vergi alınmamalı. Gelir üzerindeki vergilerin azaltılmalıdır.

                Nice demokrasi, özgürlük, barış, emek, doğa, çevre mücadelelerinde yan yana, omuz omuza olmak dileğiyle mitingimize katılan tüm dostları selamlıyorum.”

                Emek Ve demokrasi bileşenlerince gerçekleştirilen ZEYTİN TALANINA VE PAHALILIĞA HAYIR MİTİNGİ. Konuşmaların ardından çekilen halaylarla sona erdi…    

(Haber: C.Saffet Yılmaz/www.yenihabergazetesi.net)


Yazarlar


GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans