BESİME CEYLAN yazdı | Anıtlar ve Ağıtlar Üzerine
METE KOZDAĞ yazdı | 1891 YILINDA BAŞLAYAN 4 İŞLEM
Toplantıda ilk olarak konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilcisi Kemal Gökçay Yenigün, Balıkesir kentinin içinden diri fay hatlarının geçtiğini hatırlatarak, Deprem Master Planının acilen yapılması gerektiğini söyledi. Yenigün şunları belirtti:
“Balıkesir’i etkileyecek depremlere kaynaklık yapacak tüm fay ve fay zonları ile ilgili paleo-sismolojik çalışmaların bir an önce bitirilmeli. Kent yerleşim alanlarından geçen diri faylar 1/1000 ölçekli haritaya işlenmeli ve bu alanlarda yüzey faylanması tehlikesi kuşağı ve sakınım zonu bandı (Yeşil Kuşak) oluşturulmalıdır. Kent yerleşim alanlarında olası bir depremde meydana gelebilecek zemin deformasyonundan kaynaklanacak tehlike 1/1000 ölçeğinde haritalanmalıdır.
Olası depremlerde izin verilebilir miktardan daha fazla oturma beklenen, taşıma gücü kaybı beklenen alanlar ile ve mikro bölgeleme haritasında yüksek sıvılaşma potansiyeli olan alanlar için bina stoku belirlenmeli, bu alanlar için zemin-yapı etkileşimi ve binaların depreme dayanıklılığı incelenmelidir. Özellikle okullar, hastaneler, camiler gibi kentlilerin yoğun olarak bulunduğu yapıların depreme dayanıklılığı acilen tespit edilmelidir.
BİLGİ KİRLİĞİNE DİKKAT!
TMMOB Balıkesir İl Koordinasyon Kurulu üyeleri daha sonra özellikle sosyal medya üzerinden deprem uzmanı adı altında hiçbir araştırma yapmadan sadece tahminlere dönük açıklama yapan kişilere vatandaşların inanmalarını istediler.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Balıkesir Şube Başkanı Gürkan Özcan ise şunları söyledi:
“Yetkili, yetkisiz herkes televizyon kanallarında konuşuyor. Bunlardan biz de inşaat mühendisleri olarak rahatsızlık duyuyoruz. Deprem evet kaçınılmaz bir gerçek, olacak. Ama depremin afete dönüşmesi engellenebilir. Bu da bilgi kirliliğiyle değil, bilimsel teknolojik ve mühendislik hizmetleriyle yenilecek, yapılandırılacak bir durumdur. Oturduğu yerden ahkam kesen, Balıkesir için şu olabilir bu olabilir diyenlere inanmayın. Depremin olacağı kaçınılmaz bir gerçek. Balıkesir’de daha önce deprem üretmiş bir fayımız var ama bunun periyodu belli mi? 50 yılda bir mi? 175 yılda bir mi? 500 yılda bir mi? İstanbul depreminin zamanı geldiği için herkes teyakkuzda ama Balıkesir için böyle bir şey söz konusu değilken ortalığı alevlendirmenin de gereği yok. Bir fayın geçmişteki davranışını öğrenmeden gelecekteki davranışı hakkında konuşamazsınız. Dolayısıyla ben şu bölgede tehlike bekliyorum ifadeleri yanlış ifadeler. Biz bilgi kirliğine karşıyız.”
PLANLAMA YAPARKEN FAY HATTINI YOK SAYMAK RANTTIR
Mimarlar Odası Balıkesir Şube Başkanı M. Ali Özerk de depremle ilgili yapılan söylemlerin dikkate alınmaması gerektiğini belirterek şunları ifade etti:”
“Deprem bir kader değildir aslında. Deprem bilinen bir gerçektir. Kaderinizi bilemezsiniz, o bilinen bir gerçek değildir. Dolayısıyla deprem bir kader değildir. Birilerinin söylediği gibi fıtratımızda bu var olayı değildir deprem. Her şeye, kente, insana, insana bilimsel açıdan yaklaşırsanız bir sürü şeyin önünü alabilirsiniz. Maalesef bu bilimsellik yavaş yavaş hükmünü kaybetti ve yok olmaya doğru da yüz tutmaya başladı. Kentin yapılanmasında bir kere sosyologların, mimarların, şehir plancılarının, deprem bilimcilerinin, mühendislerin, diğer bu konudaki paydaşların bu planlamada aslında rol oynaması gerekirken, bütün bu olaylar dışarıdan bir şirkete kanalize edilerek kentler planlanmaktadır. Ondan sonra kıymeti kendinden makul biri kendisine jeoloji doçenti denen bir adam, ama ne hikmetse gayrimenkul uzmanı olan bir adam geliyor Balıkesir deprem kuşağında değildir diyor. İşte bilgi kirliliği budur. İşte bu kentlerin rantsal anlamda ele alınmasından kaynaklanan bir şey. Yani siz Karesi’yi pazarlayabilirsiniz tabi ama hemen kenarından da fayın geçtiğini bildiğiniz halde birini getirirsiniz, konuşturursunuz orayı pazarlamaya çalışırsınız, bu ranttır. Bu bilimsel gerçek değildir, bu bana göre bilgi kirliliğidir.”
Kentimizin deprem riskini ortaya koyabilmek için sadece bina stokunun zarar görülebilirliğini araştırmak yetmez. Kentlimizin olası deprem için fiziki-sosyal-ekonomik-iş kaybı-kültürel zarar görülebilirliğini ortaya koyacak sosyo-ekonomik, kültürel araştırmaların yapılması gerekmektedir.
