Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Ensar Aytekin TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine CHP grubu adına söz aldı. Konuşmasında AKP iktidarının 20 yıllık siyasi karnesini hatırlatan Aytekin, “bir avuç saray soylusuna ülkeyi peşkeş çekmek istiyorsunuz” diyerek iktidara sert tepki gösterdi. Aytekin konuşmasında ülkeyi ranta kurban edilmek isteyenlere karşı çıkacaklarını dile getirerek şunları söyledi:

EVİ YANANIN KAFASINA ÇAY ATMAYI, ÖĞRENCİYE İSE AÇLIĞI REVA GÖRDÜLER

“Bütçe muhasebe işidir. Buraya gelip 20 yıl önceyle bugünü kıyaslayanlara, bir de biz bakalım.

20 yıl önce, halka sadece parmağındaki yüzüğü gösterenler, bugün saraylarda oturuyor, halkın adını dahi bilmediği yemekleri yiyorlar.  20 yıl önce ‘bu fakir' diye söze başladılar. 20 yıl sonra 13 uçak, 3 saray, onlarca makam aracı elde ettiler. ‘Daha adil bir dünya mümkün' diye kitap yazdılar, kendi maaşını 100 bin TL yapıp, vatandaşı 5 bin 500 TL'ye mahkum ettiler.

20 yıl içinde kendi çocuklarını torunlarını lüks içinde yaşattılar, milletin çocuklarının donarak ölmesine sessiz kaldılar. SMA'lı çocukların ilaçlarını karşılamayıp, anneleri valilik kapılarında kampanya için kuyruklara soktular. Evi yangında kül olan ve sele kapılan vatandaşın kafasına çay fırlattılar.

20 yıl sonra; günde 10 milyon TL harcayıp, 2500 lirayla geçinen emekliye porsiyonu küçültün dediler, Üniversiteliyi 6 zeytine, ilkokul öğrencisini açlığa mahkum ettiler.

20 yıl önce öğretmenin iş derdi yokken, 20 yıl sonra atanamayan öğretmenler lüks inşaatlarda işçi olarak can verdiler.  Son model araçlarda pudra şekeri çeken nesil yarattılar. ‘‘İsraf haramdır' diye çıktıkları yolda, şemsiyeye bile Cumhurbaşkanlığı forsu basıp, itibardan tasarruf olmaz dediler. Asgari ücretliye şükredin deyip, zırhlı araçlarla vaaz vermeye gittiler, kılıçla minbere çıkıp, beş yıldızlı otellerde toplantı yaptılar.

ÇOCUK İSTİSMARININ SORUMLUSU SİZSİNİZ!

6 yaşında çocukların, tarikatların güdümünde evlendirilmesine 2 yıl sessiz kaldılar. Çocuklara tecavüz edilirken,  ‘bir kereden bir şey olmaz' dediler, üstünü kapattılar! Geçilmeyen yol, kullanılmayan köprü,  gidilmeyen hastaneler, hayalet havaalanları yaptılar. Faturasını halka ödettiler. Beşli çeteyi yaratıp, halkı sömürdüler.

Kupon arazileri bana sormadan satamazsın deyip, ülkeyi parsel parsel sattılar. Okuyup doktor olan gençleri, hastanelerde şiddete kurban ettiler, can güvenliği olmayıp yurtdışına gitmek zorunda kalan doktorlara sıkılmadan “giderlerse gitsinler” dediler.

SİZ BU HALKLA DALGA GEÇİYORSUNUZ

Ülkede milyonları işsiz bıraktılar, bir o kadar Suriyeli'ye asgari ücretten düşük maaş verip, utanmadan sıkılmadan ekonomimizi onlar ayakta tutuyor dediler. Çocuk mamasına kilit vurdular, milleti tanzim kuyruklarına sokup yoksulluğuyla dalga geçerek işte ‘varsıllık kuyruğu' dediler.

Arjantin'den hayvan, Gürcistan'dan saman, Afganistan'dan çoban ithal edip, Türkiye'yi çiftlik gibi gördüler. Cennet annelerin ayağının altındadır dediler, oğlunun mezarına sarılan anneyi yuhalattılar.

DOYMADILAR, GİDERAYAK DÜNYALIK YAPMA DERDİNE DÜŞTÜLER!

Madencileri rant için öldürdüler. Göçükleri mezar yaptılar. Zeytinlikleri maden şirketlerine 3 kuruş için peşkeş çekip, Kazdağlarını delik deşik ettiler. Doymadılar! Şimdi, meclise sundukları teklifle giderayak dünyalıklarını yapmaya çalışıyorlar.

Rüşvet alanı büyükelçi atadılar, temizlik malzemesiyle devleti dolandıran bakanı akladılar, suç örgütü liderinden ayda 10 bin dolar maaş aldılar. Faiz sebep enflasyon sonuç diyerek, kendi servetlerine yükselen dövizle bol sıfırlı kazanç yarattılar.

Terör örgütü FETÖ'yle kol kola yürüdüler, ne istedilerse verdiler. Binlerce insanı sorgusuz sualsiz işten attılar. FETÖ borsası kurdurdular. Kendilerine gelince ‘Allah affetsin' dediler.

İki oy alabilmek için, İmralı'ya mektup yazdırıp terörist başının kardeşine okuttular, hendekler kazılırken kör oldular, taburdan bayrak indirilirken izlediler. Kendilerini devlet sanıp, devletin ayarlarıyla oynadılar. Yargıyı bahçe, polisi sopa, askeri kelle diye gördüler. 2 askerimizi yakan IŞİD'den hesap soramadılar.

KALKINMAYI ÇOCUKLARINIZA MİRAS BIRAKTINIZ

20 yıl sonunda, halkı perişan, üreticiyi köle, öğrenciyi düşman, pazarcıyı terörist, emekliyi mahkum, çalışanı mağdur ettiler. Adalet ve Kalkınma diye çıktıkları yolda adaleti kendilerine, kalkınmayı çocuklarına miras bıraktılar.

Şimdi karşımızdaki bu bütçe, veda bütçesidir. Bir avuç saray soylusu doysun diye milyonlarca insana vergi ve ceza olarak dönenlerin son bütçesidir. Tarihin her döneminde tek adam sistemleri halkla girdikleri savaşı kaybetmiştir. Halkın öfkesi; milyonlarca liradan, kasalarınızdaki paradan daha büyüktür. Ve yine halk kazanacaktır. Tarih hak, hukuk, adalet için direnenlerin iktidarı nasıl değiştirdiğini 6 ay içinde altın harflerle demokrasi mücadelesine yazacaktır. Halkın servetini çalanlardan, tek tek adalet karşısında hesap sorulacaktır.”