BASİAD Balıkesir Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Baysal yazılı bir açıklama yaparak 2023 yılı ekonomik beklentileri ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.
Balıkesir Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Ümit Baysal; dünya hem de Türkiye ekonomisi açısından oldukça zor bir yılı geride bıraktıklarını ifade ederek; Covid sonrası normale dönme adımlarının yanı sıra, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan jeopolitik tansiyon ve hammadde ve enerji fiyatlarında çok yüksek artışlarla hızla tırmanan enflasyon karşısında birçok ülkenin para politikasını sıkılaştırmasının dünyada büyümenin hızla gerilemesine neden olduğunu; 2022 yılı muhtemelen kayıtlara 2009 krizi ve 2020 pandemisinin ardından son 30 yılın en düşük büyümesi olarak geçeceğini söyleyerek 2023 yılı ekonomisini değerlendirdi.
BÜYÜMEK VE KALICI OLMA TEDBİRLERİNİN PEŞİNDE KOŞACAĞIZBaşkan Ümit Baysal: “Dünya ekonomisindeki zayıf büyüme performansının 2023 yılından sonra da devam etmesine hazırlıklı olmamız gerekiyor. Devam eden jeopolitik gerilimler, finansal koşullardaki değişim, iklim değişikliği ile mücadelenin gerektirdiği ülkeler arası uyumu sağlamanın zorluğu, teknoloji üzerinden süren ticaret ve yatırım kısıtlamaları gibi faktörler, geçmişten farklı olarak, dünyada verimlilik artışı ve dolayısıyla büyüme üzerinde bir kısıtın ortaya çıkmasına yol açabilecektir. Benzer koşullar Balıkesir'de üretim süreçlerini devam ettiren ve ihracat ağırlıklı faaliyet yürüten firmalarımızın ihracat kısıtlamaları ve üretim lokasyonu değişimlerine zorlamaları devam ettirebilir. 2022 Yılında Balıkesir ihracatında yaşanan büyümeyi ileri taşımanın ve kalıcı olmasının tedbirleri peşinde koşacağız.
AŞIRI OYNAK VE BELİRSİZ KOŞULLAR VARKüresel çerçevedeki bu değişimler Türkiye açısından hem bir dizi avantaj hem de bir dizi tehdit anlamına geliyor. Bu aşırı oynak ve belirsizliğin yüksek olduğu koşullar altında uluslararası yatırımcılar kararlarını ince eleyip sık dokuyarak vereceklerdir. Dünya ekonomisiyle hem dış ticaret, hem de dış açığın finansmanı üzerinden güçlü bir entegrasyona sahip olan ülkemizin bu yeni duruma nasıl adapte olacağı temel bir konu olarak karşımızda duruyor.
RİSK YERİNE TEMKİNLİ TAVIRTürkiye ekonomisi açısından da 2023'e düşmekte olsa da hala çok yüksek olan bir enflasyon oranı ile giriyoruz. 2023 yılı için önemli olan, bizi bekleyen bu yeni süreci iyi yönetmek ve doğru politikalar izlemek olacak. Bunun da en iyi yolunun risk almak yerine temkinli bir tavır benimsenmesi ve ekonominin içeriden ve dışarıdan gelebilecek olumlu ve olumsuz şoklara karşı esnekliğinin artırılması olduğunu düşünüyoruz.
DÜNYA EKONOMİSİNİN BÜYÜMESİ İHRACAT TALEBİNİ CANLANDIRACAK
2023'ün birinci ve ikinci yarısında ekonomik koşulların ve politikanın farklı olması ülkemiz için olası. Her şeyden önce küresel dinamikler ülkemizde de etkisini gösterecek. Finansal koşullarda yıl boyunca bir gevşeme olmasa da yılın ikinci yarısında dünya ekonomisinde büyümenin bir miktar hızlanacak olması ihracat talebinde bir canlanmayı muhtemel kılıyor.
SEÇİMLER , EKONOMİDE BELİRLEYİCİ OLACAKSeçim sonrası ile öncesi arasındaki ekonomik koşulların ve politikaların farklılaşması olası. Seçimler öncesinde küresel ekonomi zayıfken ve özellikle birçok AB ülkesinde resesyon dinamikleri gündemde iken Türkiye ekonomisinde iç talebe bağlı büyüme sürecinin desteklendiği bir dönem yaşayacağız.
Yılın ikinci yarısında ise küresel ekonomide görülecek nispi olumlu gelişme, Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarı ve yapısal reformu önceleyen politikaların uygulanması açısından nispeten olumlu bir ortam yaratacak.
Gözden kaçırılmaması gereken enflasyonun çıkmış olduğu çok yüksek seviyelerden baz etkisiyle beraber düşme sürecine girmiş olmasını bir fırsat olarak değerlendirmek mümkün. Ancak enflasyonu düşürmede makro ihtiyati tedbirlerin para politikasının ikamesi olamayacağı noktasından hareketle para politikasını enflasyonla mücadele çerçevesinde formüle etmek, maliye politikasını enflasyonla mücadeleyi destekleyici mahiyette kurgulamak gerekiyor.
2023 yılını Türkiye açısından önemli kılan bir başka boyut da bu sene cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı olması. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, refah ve istihdam yaratmakta başarılı olacak ekonomik modellerin inşasını hep birlikte başarmamız gerekiyor. “ dedi.