ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

BALIKESİR VE KÖRFEZ DEPREM TEHLİKE KAYNAKLARI

Geçtiğimiz günlerde Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP)'in düzenlediği ve Burhaniye Ticaret Odası salonunda gerçekleşen “BALIKESİR VE KÖRFEZDE DEPREM TEHLİKE KAYNAKLARI” konulu panele konuşmacı olarak katılan Jeoloji mühendisleri Arda ERDEN,Jeoloji Yük.Müh Erhan İÇÖZ Ve Zeytinburnu MAĞ-DER Koordinasyonu!ndan M.Emre PEKGÖNENÇ Son yıllarda paleosismolojik incelemelere dayalı çalışmaların belirgin bir şekilde kabul görmüş olduğuna vurgu yaptılar.Av. Filiz SONSUZ'un adminliğinde gerçekleşen panelde,Paleosismoloji çalışmalarının yoğun olarak, yüzeydeki fay izi üzerinde hendek açılması yöntemiyle gerçekleştirildiğine dikkat çektildi.Balıkesir de 7,2 şiddetinde deprem oluşturabilecek Üç tane fay olduğunu ifade eden konuşmacılar,Balıkesir de olası deprem risk haritasına ilişkin şu bilgileri verdiler.


                “KAF doğuda tek bir doğrultu atımlı fay zonu olarak uzanırken batıda Marmara bölgesinde kuzey, ortave güney olmak üzere üç ana kol şeklinde ayrılır. Barka (1992), bu bölümü batıda Ege Denizi'ne kadar bir at kuyruğu(hors-tail) yapısı olarak tanımlar. KAF'ı bu noktada sadece kuzey ve güney ana kol olarak ikiyeayıran çalışmalar da yaygındır (Şengör, 1979, Şengör vd., 2005) Balıkesir ilinde gelecekte yıkıcı deprem oluşturabilecek 20 fay ve bunlardan 7.2 büyüklüğünde deprem oluşturabilecek3 fay bulunmaktadır:

1-Yenice-Gönen Fayı,

2-Balıkesir Fayı ve

3-Edremit Fayı.

Her üç fayzonu da Balıkesir ili yerleşim alanlarından geçmektedir.Edremit Fay Zonu Tanımı ve Segment Özellikleri: Babakale Burnu ile Kalkım arasındadır.Edremit Fay Zonu'nun toplamuzunluğu 90 km' ye yaklaşır.

                Aletsel Dönem Deprem Etkinliği

                “Elde edilen verilere göre aletsel dönem içinde Biga Yarımadası ve çevresinde, büyüklüğü 3.0–4.0 aralığında 84 deprem, 4.0–5.0 aralığında 114 deprem, 5.0–6.0 aralığında 30 deprem, 6.0–7.0 aralığında 4 deprem ve 7.0 - 7.5 aralığında ise 3 olmak üzere toplam 232 deprem meydana gelmiştir. Diğer yandan EFZ ve çevresinde aletsel dönem içerisinde büyüklüğü 3.5 ve üzeri toplamda19 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerden 2 tanesi 5–6 büyüklüğü arasındadır.

Aletsel dönem içerisinde EFZ ile ilişkilendirilen en büyük deprem ise 6 Ekim 1944depremidir”

                BULGULAR VE TARTIŞMA

                “Yapılan jeofizik çalışmalar 2012-2015 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda sahada Elektrik-Özdirenç uygulamaları yapılmıştır. Özdirenç uygulamaları Schlumberger elektrot dizilimi ile Düşey Elektrik Sondaj (DES) yapılarak yürütülmüştür. Edremit Körfezinde, Burhaniye ilçesi Karaağaç mevkiinde özel sektör adına 62lokasyonda, yine Burhaniye ilçesi Karaağaç mevkiinde kamu adına 40 lokasyonda , Burhaniye ilçesi Pelitköy mevkiinde 27 lokasyonda, Ayvalık ilçesinde 45 lokasyonda, Burhaniye ilçesi Çoruk mevkiinde 17 lokasyonda, Burhaniye ilçesi Seklik mevkiinde 44 lokasyonda, Burhaniye ilçesi Taylıeli mevkiinde 8 lokasyonda ( Toplam 243 adet ) DES ölçümleri yapılmıştır. Önümüzdeki çalışma döneminde Dutluca, Çoruk ve taylıeli sırtlarında 200 civarı ilave ölçüm planlanmaktadır. DES uygulamalarında AB/2=1500–2000 metrelik teorik derinlik araştırılmıştır. Ayrıca Burhaniye ilçesi Çoruk mevkiinde ve Gömeç ilçesi Karaağaç mevkiinde toplam 62 noktada Radon gaz ölçüm çalışması yapılmıştır…

                Özellikle Altınoluk-Burhaniye arasında kıyıya komşu, alüvyon üzerine kurulu yerleşim alanlarında (şekilde ÖA-1.1 ile gösterilen alanlar) sıvılaşma tehlikesi büyüktür. Edremit yerleşim alanının eğimi düşük diğer kısımlarında da (ÖA-5.1) sıvılaşma analizine ihtiyaç olup, buralarda olası bir depremde zemin büyütmesi, oturma ve taşıma gücü kaybı problemleri yaşanabilir.Havran Balıkesir Fay Zonu'na yakın konumlanmış Burhaniye yerleşim alanının çok büyük kısmı alüvyon üzerine kurulmuştur. Bu alanların (şekilde ÖA-1.1 ve ÖA-5.3) sıvılaşma potansiyeli orta ve yüksek durumdadır. Olası bir depremde, zemin büyütmesinin önemli büyüklükte olabileceği bu alanlarda, oturma ve taşıma gücü kaybı problemleri de yaşanabilir.

                Gömeç ilçesi yerleşim alanında eğimi düşük olan alanların çok büyük kısmı (şekilde ÖA-1.1, ÖA-5.1 ve ÖA-5.3) alüvyon üzerine kurulmuş olup, kuvvetli yer hareketlerinin önemli derecede zemin büyütmesine sahip olduğu öngörülen bu alanlarda, sıvılaşma, oturma ve taşıma gücü kayıpları oluşturabilir.

                Ayvalık ilçesinin güneyinde kıyıya komşu yerleşim alanları, Altınova yerleşim alanı (şekilde ÖA-1.1 ve ÖA-5.3) zemin büyütmesi yüksek olduğu öngörülen alüvyon üzerine kurulmuş olup kuvvetli yer hareketlerinin önemli derecede zemin büyütmesine sahip olduğu öngörülen bu alanlarda, sıvılaşma, oturma ve taşıma gücü kayıpları oluşabilir.

                 Anlıyorum,belki tatsız bir konu ama binlerce insanın canını tehdit eden bir soruna karşı bu kadar duyarsız kalınır mı? Deprem dirençli kentleşme, kent planlaması, deprem odaklı kentsel dönüşüm konuları tartışılamaz mı? Galiba biz halk olarak, yöneticiler olarak deprem işini ciddiye almıyoruz. İnanmıyoruz demiyorum çünkü inansan da inanmasan da deprem öldürüyor.

                Midilli Adası'nın kuzey kısmında Edremit Körfezine yakın kesimlerinde ard arda depremler oluyor. Bu alanlar Körfezde etkin olan Edremit Fay Zonu ve onunla bağlantılı fay sistemi içerisinde. Biliyorsunuz, Edremit Fay zonu Kuzey Anadolu Fayı (KAF)'ın güney kolunun bir parçası. Burada depremler bir süredir devam ediyor. İlgililer uyanık olmalı. Deprem dirençli kentler konusu neden hükümet programında ve Altılı Masa vaatleri arasında yok. Deprem konusu bir tabu mu ki siyasiler tarafından pek konuşulmuyor? Depremler her şeyden daha gerçek ve ebediyen devam edecek. Aklımızı başımıza toplayalım. DEPREM DİRENÇLİ kentler oluşturarak bu sorunu gündemden kaldıralım.

 

                DEPREMLER ve BALIKESİR

                “Balıkesir il sınırları içinde Kuzey Anadolu Fayı 'ın güney koluna ait fay segmentleri olarak kabul edilen Yenice-Gönen Fayı ve Edremit Fay Zonu ile Balıkesir il merkezinden geçen Havran-Balıkesir Fay Zonu; Balıkesir'in güneydeki Simav Fayı önemli sismojenik kaynaklardır. Verilere göre, Balıkesir ilinde gelecekte yıkıcı deprem oluşturabilecek 20 fay ve bunlardan

Mw=7.2 büyüklüğünde deprem oluşturabilecek 3 fay bulunmaktadır: 1-Yenice-Gönen Fayı, 2-Balıkesir Fayı ve 3-Edremit Fayı. Her üç fay zonu da Balıkesir ili yerleşim alanlarından geçmektedir.Bunlardan, Edremit Fayı, Havran-Balıkesir Fayı ve Yenice-Gönen Fay Zonu boyunca yoğun bir yapılaşma ve dolayısıyla nüfus yoğunluğu söz konusudur. Hali hazırda, kent merkezlerinden geçen (örneğin Balıkesir Fayı) diri faylar üzerinde yer yer yoğun yapılaşmaların olduğu anlaşılmaktadır. Bu fay zonları boyunca Yüzey Faylanması Tehlike Kuşağı + Fay Sakınım Bandı çizildikten sonra oluşturulan tampon bölge içinde kalan bina envanteri çıkartılmalı, bu binaların “Bina performans analizi” yapılmalı, zon içinde kalan yoğun nüfusun barındığı 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY)'nde Bina Kullanım Sınıfı (BKS) 1 olan Hastane, okul gibi yapıların ise, kentsel dönüşüm kapsamında yeniden değerlendirilmesinde yarar vardır.

 

                Jeoloji mühendisleri olarak uzun yıllardır Balıkesir'de meydana gelebilecek depremlere dair uyarılar yapıyoruz. Bugün Marmara'nın içerisinden geçen ve bölgesel bir deprem beklediğimiz İstanbul'da Marmara Denizi içerisindeki fayın kırılmadığını biliyoruz. Yine İzmir- Balıkesir transfer zonu dediğimiz çok sayıda fayın yer aldığı bu zon içerisindeki alanların riskli olduğunu söylüyoruz. Uzun yıllardır buralarda depremler meydana gelmedi ve tarihsel olarak bu bölgenin çok aktif olduğunu, deprem beklediğimizi tekrar söyleyelim. Kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan açıklamalar, çoğunlukla yurttaşları depreme karşı önlem almaları için bilinçlendirmeye yönelik. Öte yandan sorunun yalnızca eğitimle, yurttaşların bireysel farkındalığıyla çözülemeyeceği çok açık. Deprem risklerini azaltma konusunda temel sorumluluk devlete aittir.Kentlerde ve diğer yaşam alanlarında deprem risk havuzu her geçen gün biraz daha büyüyor. İnsanlar içinden diri faylar geçen yerleşim alanlarında hazırlıksız şekilde yaşamlarını sürdürüyor. Güvenli yapılaşmanın ilk adımı olan zemin ve temel etüt raporlarını yerinde denetleyen bir yapı denetim sistemi ise kurulabilmiş değil. Ayrıca diğer denetim ayağı olan belediyeler de özellikle arazi çalışmaları denetim dışı kalmakta. Örneğin hala genelge gereği denetmenlerin arazide hazırlaması zorunlu olan arazi tutanakları hayata geçirilebilmiş değil. ( örneğin Ek-7 sondaj tutanağı gibi ). Yine Balıkesir genelinde, Çevre ve Şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı il müdürlüğümüz, belediyelerde yapılan zemin etüdleri için denetleme ekibi oluşturamıyor. Geçtiğimiz yıllarda özellikle körfez ilçelerimizin sorumsuzca aldıkları deprem bölgelerinde yapılacak zemin etüdlerinin bilimsel ve hukuki olarak yapılmasını engelleyen meclis kararlarını idari mahkemelere taşıdığımızı hatırlatmak isteriz. Kimisini kazandık bazılarını ise mahkemeye taşıyacak süreyi kaçırdığımız için takip edemedik.

 

                Birçoğu aktif diri faylarla oluşturulan ova ve tarım alanları imara açılıyor. Böylece bir yandan deprem riski havuzu genişletilirken diğer yandan gıda üretim alanları heba ediliyor. Bunun yanında çok sayıda kritik sanayi tesisi, köprü, baraj, gölet, limanlar da diri faylar üzerine inşa edilmiş ve edilmeye devam ediyor. Yakın geçmiş depremlerde, devletin gözetimi ve denetimi altında yapılan çok sayıdaki ruhsatlı yapı da yıkıldı veya ağır hasar gördü. Bu durum basit bir sorumsuzluk değil, açıkça bir cinayettir.Sıvılaşmayla ilgili de sıkıntı olduğunu düşünüyoruz. Özellikle kıyı yerleşim yerlerindeki bazı konutlarda hasarlar meydana gelecek ve kıyı erozyonları yaşanacak. Yine sıvılaşma etkisiyle yanal yayılma dediğimiz bazı bölgelerde heyelanlar meydana gelecek. Ancak günümüzde inşaat sektöründe ulaşılan teknolojik gelişmeler sayesinde, deprem sırasında taşıma gücünü kaybedebilecek ve sıvılaşma oluşturabilecek zayıf zeminler jeolojik-jeoteknik araştırma ve incelemeler sonucunda belirlenebilmekte, bu zeminler yapılaşma öncesinde iyileştirilebilmekte ve böylece depreme dayanıklı yapı üretilebilmektedir.

 

                1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY), bu tür zayıf zeminler için “zemin iyileştirilmesini” zorunlu kılmıştır. Ancak üzülerek söylemeliyiz: Balıkesir genelinde zemin tanımlamaları iyileştirmeden kaçılarak yapılmaktadır. Düşünün, Balıkesir ilinde bir iyileştirme firması yoktur. Yapılan tek tük iyileştirme uygulamalarının ise kontrolü yoktur. Bu sistem ‘beton lobisi' tarafından kurgulanıyor ve düzelmesi engelleniyor. Artık bu beton lobisine Balıkesir olarak “dur” denilebilmelidir.Artık, Balıkesir ölçeğinde tam teşekküllü bir afet risk planlamasının yapılması, fay zonları üzerindeki yapıların boşaltılarak buraların kentsel dönüşüme tabii tutulması ve zayıf zemin özelliklerine sahip alanlardaki yerleşim birimlerinde onun gerektirdiği bilgi ve teknolojiyle yapıların yapılması gerekiyor.

 

                PEKİ NE YAPMALI?

Herkesi depremlere karşı daha duyarlı, daha kararlı ve daha mücadeleci olmaya çağırıyoruz. Bu çağrının gereği olarak 9 maddelik acil yapılması gerekenler:

 

1.Beton lobisinin başta ovaların imara açılması olmak üzere; imar, planlama, yapı üretim ve denetim sistemi üzerindeki etkisini azaltacak önlemler alınmalı.

2.Ülke kaynakları, vakit kaybetmeden kentsel dönüşüm ve yenileme çalışmalarına aktarılmalıdır.

 

3.Tarım arazileri, sulak alanlar ve ovalar zorunlu haller dışında imar planları dışına alınarak nitelikleri korunmalıdır.

 

4.jeoloji mühendislerinin 'Yapı Denetim Sistemi' içerisinde kadrolu olarak yer alması sağlanmalıdır.

 

5.jeoloji mühendislerinin, Balıkesir ilçe belediyeleri içerisinde kadrolu olarak yer alması sağlanmalıdır. Özellikle birisi arazi kontrolleri diğeri büro, dosya kontrolleri açısından en az 2 jeoloji mühendisi muhakkak belediye kadrosuna eklenmelidir. Bütçe olmaması sebebiyle bu kadrolar oluşturulamıyorsa merkezi bir kontrol mekanizması-komisyon oluşturularak kontrolsüz etüde izin verilmemelidir.

 

6.Sıvılaşma tespit edilen zeminler için iyileştirme acilen kontrol altına alınmalıdır.

 

7.Fay yasası çıkartılmalı. Türkiye Paleosismoloji Araştırma Projesi hızlandırılmalı.

 

8.Deprem risklerinin önlenmesi amacıyla yapılacak bu mikrobölgeleme ve paleosismoloji araştırmaları için kamu kaynaklarından yeterli ödenek ayrılmalı. Bunun için deprem vergisi olarak bilinen özel tüketim vergisi kullanılmalı. Bu araştırmaların planlanması ve uygulanması süreçlerinde yerel yönetimler aktif olarak devrede olmalı.

 

9.Çevre ve Şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı il müdürlüğümüz, belediyelerde yapılan zemin etüdleri için denetleme ekibi oluşturamıyor.

 

                Maalesef depremler olur, vatandaş unutur yöneticilerimiz de bununla uğraşacak enerji, kaynak ve zaman bulamaz.

Yıllardır aynı şeyleri konuşuyoruz ama aynı şeyleri her defasında yaşıyoruz.”

                Haber:C.Saffet Yılmaz

 

 

 

 

 


Yazarlar


GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans