Süslü Kadınlar Bisiklet Turu (SKBT) adı ile 2013 yılında İzmir de başlayan etkinlik zamanla tüm ülke ve Avrupa'da yaygınlaştı.
Kendileri de çeşitli objelerle süslenen bisikletli kadınların türü öncesi bir basın açıklaması yapan tur organizatörü Alev TÜRKMENELLİ açıklamasında kent yöneticilerinden çeşitli taleplerde bulurken devamında devanında şu görüşlere yer verdi.
''Sevgili bisikletli güzel yürekli hanımefendiler, çocuklar, beyefendiler….
Değerli basın mensupları, sesimizi davetimizi duyan herkes…
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu' nun 11. turuna HOŞGELDİNİİİİİZ…..
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, 2013 yılında İzmir'de başlamıştır. 11 yıl içerisinde büyüyen bu
etkinlik önce Türkiye'de daha sonra dünyada diğer şehirlerde bisiklete binen kadınların da
dikkatini çekmiştir. Turumuz bu yıl birçok şehirde ve ülkede eş zamanlı olarak yine bağımsız
gönüllü kadınlar tarafından yapılıyor, gururluyuz.
“Dünya Otomobilsiz Kentler Günü” kapsamında bisikletin günlük hayatın bir parçası olmasına
dikkat çekmek amacıyla düzenlenen Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, kadınların toplumda daha
fazla görünürlüğünü sağlamak, kendilerini temsil etmelerine fırsat vermek ve güvenli bisiklet
sürmeye ilişkin altyapı talebini pekiştirmek için düzenlenmektedir.
Ortak dileklerimiz ve isteklerimiz var bizim:
1. Kadın ve erkeklerin bu toplumda aynı haklara, yükümlülüklere sahip olduğunu ve her alanda
kendilerini özgürce ifade etme hakları olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Biz binlerce kadın; pedallarımızın itici gücünü tüm toplumda da göstermek istiyoruz,
çocuklarımıza daha temiz ve yaşanabilir dünya bırakmak için elimizden geleni yapmak
istiyoruz…Kadınların toplumda daha görünür olması ve sorumluluk almasını
diliyoruz.
2. Geçmişte “İklim değişikliği” diyorduk, şimdi artık “İklim Krizi” diyoruz. Bunun etkilerini çok
acı bir şekilde yaşadık yaşıyoruz. Her bireyin bu konuda yapabileceği bir şeyler var. Biz bisiklete
daha çok binerek dünyaya olumlu katkıda bulunabiliriz. “Bir kişinin karbondioksit salımı,
otomobil ile gidilecek yol bisikletle gidildiğinde 15 kat azalıyor. “Biz “İklim Krizi”ne karşı
toplumun tüm paydaşlarının, kamu bileşenlerinden bireylere kadar, gerekli önlemlerin ve
düzenlemelerin derhal hayata geçmesini istiyoruz.
3. Pandemi sürecinde evlere kapandık ve bunaldık. Dışarıya çıktığımızda nefes alacak yeşil bir
alan aradık. Motorlu taşıtlar yollarda olmadığında gürültü kirliliğinin azaldığını, havanın nasıl
temiz olduğunu gördük. Bunların insanın temel ihtiyaçları olduğunu anladık. Toplu taşıma
araçlarına binmek istemedik. Hem spor yapabileceğimiz hem de açık havada olabileceğimiz bir
ulaşım aracımız vardı…BİSİKLET…
*Şehirlerin insan odaklı yaşanabilir, bisiklet dostu ve sağlıklı şehirler olarak yeniden
tasarlanmasını istiyoruz.
*Kamu alanlarının, özellikle kadınların, çocukların, yaşlıların ve engellilerin rahatlıkla
erişebildiği, faydalanabildiği alanlar olarak kullanımına sunulmasını istiyoruz.
*Yaya ve bisikletliler için güvenli ulaşım altyapısı ve hizmetleri almak istiyoruz.
4. Her an bir trafik kazasına kurban gitmekten korkuyoruz. Son yıllarda Türkiye'de trafik
kazalarında kaybettiğimiz canlar artıyor ve biz çok üzgünüz…
Ailelerine sevenlerine sabır diliyoruz. Motorlu taşıtların neden olduğu kazalarda bisikletli
ölümlerinin durmasını, bunun için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını ve trafikte bisiklet
farkındalığının tüm toplumda oluşması için kamudan yerel yönetimlere, özel sektörden sivil
toplum kuruluşlarına, tüm paydaşların işbirliğini ve desteğini görmek istiyoruz.
5. Sağlıklı bir toplum ve yaşanabilir bir gelecek için, özellikle büyük şehirlerimizde pazar
günleri, şehir merkezinde bazı caddelerin motorlu araç trafiğine kapatılarak ‘otomobilsiz
pazar' ilan edilmesini istiyoruz.''