ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

BES 9. OLAĞAN KONGRESİ YAPILDI

HABER: C.SAFFET YILMAZ KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası Balıkesir Şubesi’nin 9.olağan kongresi KESK binası salonunda gerçekleştirildi.

Divan başkanlığını Bülent Coşar’ın yaptığı kongrenin açılışında konuşan mevcut şube başkanı Özgül Erdem Coşar,siyasi iktidarın ekonomiden, iç ve dış politikaya kadar geniş bir alanda gerginliğe dayalı, kışkırtıcı politikalarının acı sonuçlarını görülmeye başlandığı bir dönemden geçildiğine vurgu yaparak ekonomik kriz ve iç politikada yaşanan gelişmeler nedeniyle köşeye sıkışan iktidarın, dış politikada da önce Libya, sonrasında İdlip’e yönelik askeri hamleleriyle Türkiye’yi son derece tehlikeli bir maceraya sürüklemeye çalıştığına dikkat çekti.”Perşembe akşamı ve daha önce kaybedilen yoksul ve tek göz sıvasız soba ile ısınan evlerdeki çığlık sesleri yüreğimizde düğümlenmiştir.”diyen Coşar; kaybedilen askerlerin ailelerine sabırlar dileyerek yaralı Askerlere de acil şifalar dileklerini iletti.Şube Başkanı Özgül Erdem Coşar konuşmasının devamında şu konulara değindi: 

 

“Yıllardır Ortadoğu’da emperyalist planlar eşliğinde uygulanan politikaları hayata geçiren, Suriye topraklarında yaşayan halkların günlük yaşamı ve geleceğine yönelik çok yönlü saldırıların uygulayıcısı olanların, bugün ülkeyi nasıl bir bataklığın içine çektikleri daha net görülmektedir. Suriye politikasında yaşanan tıkanma hali, Türkiye’yi hem ABD hem de Rusya’nın bölgedeki çıkarlarına uygun hareket etmeye zorlamaktadır. 

AKP-Erdoğan iktidarının dokuz yıldır uyguladıkları yanlış dış politikaların acı sonuçları ortaya çıkmaya başlamıştır. Erdoğan ve tek adam iktidarının sözcüleri, Suriye’de yıllardır cihatçı çetelerle işbirliği halinde sürdürdükleri politikanın sonuna geldiklerini ve bunun kendi iktidarları için ağır bir faturasının olacağını görmeye başlamışlardır. 

TEK ADAM REJİMİ VE ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMALAR 

Türkiye’nin ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ olarak ifade edilen bir sistem ile yönetildiği iddia edilse de, ortada ne bir hükümet, ne de bilinen anlamıyla bir sistem yoktur. Ülke yönetimiyle ilgili bütün yetkilerin tek bir kişide toplandığı tipik bir ‘otoriter yönetim’ ile karşı karşıyayız. Ülke yönetiminde doğrudan ya da dolaylı olarak rol alan ne kadar kişi, kurum, kurul vb varsa, neredeyse tamamı ‘tek adam’ yönetimine bağlı hale getirilmiştir.  

Bugüne kadar attığı her adımda, aykırı olan her sesi susturmak isteyen, eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış taleplerini baskı ve şiddet politikaları ile bastırmaya çalışan siyasi iktidarın gerçek yüzü, derinleşen ekonomik krizin de etkisiyle, toplumun geniş kesimleri tarafından her geçen gün daha net bir şekilde görülmeye başlanmıştır.

Tek adam yönetimiyle birlikte demokratik hakların kullanılması sınırlandırılmış, temel hak ve özgürlükler büyük ölçüde askıya alınmış, örgütlenme, basın, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller artmıştır. ‘Bağımsız ve tarafsız’ olduğu iddia edilen yargı kararları üzerinden tek adam yönetiminin tehdit olarak gördüğü kişi ve kurumlar baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. İktidardan bağımsız hareket eden basın emekçilerine, muhalif siyasetçiler ve belediye başkanlarına, mücadeleci sendikalara karşı resmi olarak kaldırıldığı iddia edilen OHAL koşulları fiilen sürdürülmektedir.

Yılladır kamu emekçilerinin, işçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençlerin, kısacası toplumun tüm ezilen ve dışlanan kesimlerinin taleplerini görmezden gelenlerin, ülkeyi bugün getirdiği nokta ortadadır. Emekçilerin en temel haklarını, işini, ekmeğini ve geleceğini zorla ellerinden alan iktidarın bitmek bilmez saldırıların önüne geçilmesi emek ve demokrasi mücadelesinin güçlenmesi ile mümkündür. 

EKONOMİK KRİZ DERİNLEŞİYOR

Uzun süredir halkın bir numaralı gündemini oluşturan ekonomik sorunlar, iktidar temsilcilerinin aksi yöndeki tüm söylem ve iddialarına rağmen, 2020’ye büyük riskler ve ağır yüklerle taşımıştır. İktidarın bugüne kadar iç ve dış politikada attığı tutarsız ve riskli adımlar, zaten yeterince kırılgan olan ülke ekonomisini tamamen pamuk ipliğine bağlı hale getirmiştir. Bu nedenle en küçük bir olumsuzluk yaşandığında ekonomik göstergeler anında bozulmaktadır. 

Türkiye’de başta ücretli emekçiler olmak üzere, geniş halk kesimleri açısından uzun süredir fiilen bir ‘kemer sıkma’ süreci yaşamakta, zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılayamamaktadır. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ‘Ekonomideki her iyileşmeyi vatandaşlarımıza yansıtmaya devam ediyoruz’ ifadesini kullanmasının ardından önce elektriğe yüzde 15, köprü ve otoyollara yüzde 20 zam yapılmış, 1 Ocak 2020’den itibaren vergi, ceza ve harçlar yüzde 22,58 oranında arttırılmıştır. 

Asgari ücretin her yıl açlık sınırına yakın yoksulluk sınırına uzak bir miktar olarak belirlenmesi ve ortalama ücret haline gelmiş olması, emekçinin ekonomisinin ülke ekonomisinden çok daha kötü durumda olduğunu göstermektedir. Uzun süreli işsizlik başta olmak üzere, ekonomik sorunlar nedeniyle peş peşe yaşanan işçi intiharlarına ve işsizlerin ‘çocuklarım aç’ diyerek bedenlerini ateşe vermelerine rağmen, ekonomi yönetiminin takındığı vurdumduymaz tavır nedeniyle krizin bedeli her geçen gün ağırlaşmaktadır. 

Ekonomik kriz nedeniyle artan geçim sıkıntısı, çalışma ve yaşam koşullarının zorlaşmasıyla birlikte intiharlar belirgin bir şekilde artmaya başlamıştır. Yoksulluk, geçim sıkıntısı, işsizlik ve ağır borç yükü nedeniyle sadece son iki yıl içinde işçiler, ücretli öğretmenler, öğrenciler ve küçük esnaf arasında intihar vakalarının geçmiş kriz dönemleriyle kıyaslanamayacak kadar artmış olması dikkat çekicidir. 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ifadesiyle ülke ekonomisinde yaşanan ‘ekonomik dengelenme’ açısından 2019’un son üç ayı en başarılı dönem olarak kabul edilirken, aynı döneme ilişkin büyüme rakamlarının yüzde 5’in üzerinde açıklanması bekleniyor. Buna rağmen Ekonomik krizin fiili olarak başladığı Ağustos 2018’de işsizlik oranı yüzde 11,2 iken, ekonominin toparlanmaya başladığının iddia edildiği Kasım 2019’da işsizlik oranının yüzde 13,3 olarak açıklanması dillerden düşürülmeyen ‘ekonomik dengelenme’nin işsizler açısından hiçbir anlam ifade etmediğini göstermiştir. 

Bugüne kadar temel tüketim maddelerine yapılan zamlar ve vergi artışları, bin bir zorlukla geçimlerini sağlayan yoksul emekçi aileleri başta olmak üzere, halkın günlük yaşam koşullarını hiç olmadığı kadar zorlaştırmıştır. Emekçileri ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak ciddi anlamda baskı altına alarak sağlanmaya çalışılan ‘ekonomik istikrar’ söyleminin bedelini milyonlarca işçi ve emekçi, her an işinden olma korkusu yaşayarak, işsiz kalarak, yoksullaşarak ve açlığın pençesine düşerek ödemektedir. 

Önümüzdeki aylarda ekonomi başta olmak üzere, iç ve dış politikada yaşanması muhtemel yeni krizler ve sorunların, özellikle hayat pahalılığının halkın günlük yaşamında ve siyasal tercihlerde yeni kırılmaları beraberinde getirmesi kaçınılmaz görünmektedir. 

Bu olumsuz koşulları ortadan kaldırarak, herkesin kazandığı kadar Vergi verdiği, OHAL’deki KHK’larla Hukuksuz bir biçimde İşlerinden çıkarılarak açlığa mahkûm edilen Emekçilerin Tekrar işlerine dönmeleri ancak bizlerin omuz omuza mücadelesi ile mümkündür.KHK’lar gidecek biz kalacağız, Mücadele edenler her zaman kazanmazlar, ama bir gün kazanacak olanlar mutlaka Mücadele edenler olacaktır.”

           YAŞASIN BES - YAŞASIN KESK – YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ.

Özgül Erdem Coşar’ın kısaca Türkiye profilini çizdiği konuşmasının ardından  yapılan seçimleri sonucu yeni şube yönetim kurulu şu kişilerden oluştu.

Sinan Karademir , Serhat Meşe , Seyhat Şeker , Kenan Dikmen , Şinasi Dağlı , Mehmet Emin Bişirici , Halil Karaçubuk


Yazarlar


GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans