Balıkesir Çağdaş Emekliler Derneği Başkanı Orhan Alemdaroğlu, emeklilerin alacağı zam oranlarıyla ilgili bir açıklamada bulunarak enflasyonla değil, emeklilerle mücadele edildiğini belirtti.
Başkan Alemdaroğlu, ‘'TÜİK tarafından açıklanan talimatlı ve baskılanmış rakamlarla emeklilerin ve emekçilerin alacağı maaş zamları belli oluyor. Daha önce de açıklanan benzer oranlara göre 2024 yılının ilk 6 ayında milyonların ekmekleri küçülmüş, alım gücü hızla gerilemişti.
Piyasa gerçekleri ortadayken, enflasyon canavarı milyonların gelirlerini eritirken, bugün açıklanan AYLIK ENFLASYON RAKAMLARIYLA İTO ve ENAG tarafından açıklanan rakamlar arasında neredeyse 3 kat fark vardır. Milyonlarca emekli ve memur bu rakamların gerçeği yansıtmadığını görüyor. Bu açıklamayı yapanlar bu oranları belirleyenler büyük bir vebal altına girmişlerdir.'' diyerek konuya dikkati çekti.
TÜİK DALGA GEÇTİ
Türkiye'de emekli aylıklarının ortalaması 15.000 TL hesaplanmakta. Bakıldığında emeklilerin % 75 i bu ortalama rakamın altında aylık almakta. Açlık sınırının 18.978 TL yoksulluk sınırının 61000 TL olarak açıklandığı bir ortamda MEMUR ve SSK, BAĞKUR EMEKLİLERİNİN maaşları ciddi oranlarda erimiştir. Dul, yetim ve engelli maaşlarına baktığımızda ise yerlerde süründüğünü görmekte hiç de zorlanmayız.
Prof Dr Aziz Çelik'İn açıklamalarına göre “TÜİK DALGA GEÇTİ. Milyonlar, enflasyon belasının altında ezildi.” Asgari ücretle çalışanlar,kök aylığı 8000 TL altında olan SSK ve Bağ-kur emeklileri ZAM ALAMAYACAKLAR. Tüm memurlar ve memur emeklileri ,% 24.73 olan 6 aylık enflasyon oranının 5,4 puan altında kalan % 19,3 oranında zam alacaklar. Bu oranlarla 10.000 TL altında maaş alan 3 milyonu aşkın emeklinin maaşlarında değişiklik olmayacaktır.
TÜİK açıklamaları ile gerçek anlamda enflasyon artışı olmaması nedeniyle geleceğimiz çalınmakta ve yoksulluğa sürüklenmekteyiz. TÜİK yaptığı hesaplamalarla bütün Piyasadaki hesapları ALT ÜST ETMİŞTİR. Bu açıklanan rakamlar bütün kesimlerin hesaplamalarını etkileyecektir. Bu tür uygulamalar başta emekliler olmak üzere tüm halkı yoksulluğa mahkum etmektedir. Bakıldığında ENFLASYON da vatandaşın sırtında ayrı bir vergi yüküdür.
Resmi enflasyon rakamlarının üstündeki oranlarda maaş alan yok ama zaten ezilen milyonlar; bu açıklanan oranlarla posaları çıkıncaya kadar ezilmeye devam edecek. EMEKLİLER, Enflasyon ve kronikleşen yoksulluk gölgesinde yaşam ve geçim mücadelesi vermektedir. Bir milletvekili tarafından verilen soru önergesi üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı HUZUR EVLERİNE BAŞVURAN EMEKLİ SAYISINDA % 156 ORANINDA ARTIŞ olduğunu açıklamıştır. Durumun ne kadar vahim olduğu ortadadır. Bunun en büyük nedeni emekli yaşlı yoksulluğudur. Bu nedenle huzur ve bakım evleri sayısı artırılmalıdır.
İstanbul Planlama Ajansı ( İPA) raporuna göre temel gelir kaynağı emekli maşı olan hanelerin konut ve kira harcamaları 2022 de %28.6 iken, geçen yıl %31,9 seviyelerine çıktı. Raporda geçen yıl yapılan bir araştırmada Türkiye EMEKLİLİK SİSTEMİ açısından 44 ülke arasında, sondan 2. Sırada yer almaktadır.
2010 yılında asgari ücretin üstünde olan emekli maaşları bugün neredeyse asgari ücretin yarısına denk haline geldiğini ve bu durumun emeklileri çalışmaya zorladığı belirtilmektedir. İstanbul'da yaşamak için emekli aylığına hak kazananların %28,4 ünün çalışmaya devam ettiği, maaşların yetersizliği nedeniyle çalışma hayatını devam ettirmeye zorlanan emekliler aynı zamanda fiyat artışlarının %95 lere vardığı bir ortamda, gıda ve giyim harcamalarında daha ucuz ürünlere yönelmeye başlamış, temel gıda ihtiyaçlarını karşılamak için. sosyal ve kültürel alışkanlıklarından vazgeçmişlerdir. Kiracı emekliler gibi ev sahibi olanlar da hayat standartlarını düşürmekte ve kıt kanaat geçinmek zorunda kalmaktadırlar. Açıklanan oranlarla: ENFLASYONLA DEĞİL, BAŞTA EMEKLİLER OLMAK ÜZERE DAR VE SABİT GELİRLİ VATANDAŞLA MÜCADELE EDİLMEKTEDİR.
Gazeteci Çiğdem Toker'İn açıklamalarından anladığımız kadarıyla “temsil ve tanıtım giderlerindeki bir yıllık artış % 583, lojman bakım giderleri %244 oranında arttığı gibi birçok harcamada tasarrufun olmadığı bu sistemde, emekliler bir yük olarak görülmeye devam ederse; emeklinin payına yoksulluk düşecek, varsılların payına da pastanın kremalı yanı düşecek, gelirlerinin katlanması sağlanacaktır. Bu açık ifadeyle EMEKLİLERE “SİZİ GÖRÜYORUZ AMA UMURSAMIYORUZ .” demektir. Kamuda tasarrufun hiç yapılmadığı bir sistemde emekli ve emekçiye ücret kısıtlamasının yapılması göz önüne alındığında ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ.''
NASIL GEÇİNECEĞİZ?
‘'01.10.2008 den önce yapılan Aylık Bağlama Oranlarına göre memur emeklileri daha iyi oranlarda maaş almaktaydılar. Ancak bu tarihten sonra hesaplamalarla aylık bağlama oranlarında hesaplamalar değiştirildi. Maaşlar arasında farklar eridi. İlerleyen zamanlarda bu sistem devam ederse hakkaniyet ölçüleri daha da çiğnenmiş olacak. Bu konu oransal artışlarla düzeltilemez. Tüm emeklilerin maaşları pirim ödeme gün sayılarına ve kıdemlerine göre artırılmalıdır. Yeni düzenlemeler gerektiren bu duruma bir an önce çözüm bulunmalıdır. ÇÖZÜM: İNTİBAK YASASIDIR.
Sayın Cumhurbaşkanına “ Memura verilen seyyanen zammı Memur Emeklilerine de vereceğiz.” sözünü hatırlatırız.
Bugüne kadar TÜİK tarafından açıklanan enflasyona bağlı olan zam oranlarıyla zaten geçinemiyorduk. Yıllık gerçek enflasyonun % 130' lara dayandığı ortamda 19,31 ve 24.73 lük oranlar korunarak, maaşlarda ek bir artış yapılmazsa NASIL GEÇİNECEĞİZ? Emeklileri sefalete mahkum edenlere “BİRAZ VİCDAN” diyoruz.'' şeklinde konuştu.