Bütün sorunları çözecek diye getirilen ‘Türk tipi' yönetim sisteminde ‘bir kişi' dışında kimse hiçbir şey bilmiyor, sormadan hiçbir karar alınamıyor. Meclis fonksiyonsuz… Bakanlar memur-sekreter konumunda olduğundan bağımsız harekete edemiyor. Bürokrasi de önemli önemsiz her karar öncesi yukarıya bakıyor.
Her konuda çıkarılan kararname, başka bir kararnameyle… Meclis'ten çıkan kanun, genelgeyle ortadan kaldırılıyor. Artık kararname, kanun, genelgeye bile gerek kalmaksızın görevliler yönetenlerin TV açıklamalarıyla uygulama yapıyor, ceza kesebiliyor.
Salgın günlerinde belediyelerin halkla sergilediği dayanışmanın örneği olarak ‘askıda ekmek, askıda fatura' sıkıntı yaşayan çevrelerin umudu haline gelirken…
Covid-19 salgın sürecinde parasız diye başladığı maske dağıtımını bir süre sonra serbest piyasaya bırakan. Kapanma süreçlerini uzun süreli planlamak yerine aç-kapa, yarı kapanma, tam kapanma derken bir türlü ne yapacağına karar veremeyen siyasi iktidar bir konuda; Demokrasiyi askıya alma konusunda oldukça kararlı ve başarılı!
Bir ülkede demokrasi var diyebilmek için; insan hakları ve hukuk güvencesi olmazsa olmazdır.
Demokratik hak ve özgürlük alanlarını hatta yaşam şeklinizi bile ‘yönetemeyen' siyaset aklı belirliyor.
Mesela bugüne kadar hafta sonu sokağa çıkma yasaklarında sessizce uygulanan alkol satış yasakları bu defa kanuni dayanağı olmadan tam kapanmada da uygulanmak istendi. Daha önce çıkmayan ses bu defa çığlığa dönüştü. Büfe ve market baskınlarına gelen güvenlik görevlileri kanuni dayanak gösteremeyince yönetenlerin TV açıklamalarını referans göstererek ağır cezalar kestiler. Bütün hukukçuların görüşü bu cezaların hukuksuz olduğu ve ceza yazılamayacağı, yazılan cezaların açılacak dava sonucu iptal edileceği yönünde.
Yönetenler alkol satışlarını kanuni dayanak olmasa bile yasaklamaya kararlı olunca bu defa devreye valiliklerin başkanlığında İl Umumi Hıfzıssıhha Meclis kararlarıyla ‘tam kapanma' sürecinde alkol ürünlerinin satılmasını yasaklama kararları belediye başkanlarının olmayan imzaları varmış gibi yayımlanıyor.
Muhalefet bu konuda ne mi yapıyor? Seçmenin bir kesimini ürkütmeyelim, bize alkolü destekliyorlar demesin diye yüksek perdeden itiraz edemiyorlar.
1 MAYIS KUTLAMALARI DA YASAK
1 Mayıs kutlamalarında güvenlik güçleri tarafından tekme tokat dövülen, kelepçelenen insanlar, saçlarından sürüklenen kadınlar. 1 Mayıs'ı kutlanmak-anmak isteyen, salgın nedeniyle meydanlara çıkan az sayıdaki insanlara kutlatmayan anlayış etraftakiler tarafında görüntü alınmasını da yasakladı. Artık herhangi bir olayda güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanmasını, vatandaşı darp etmesinin görüntüsünü almak; YASAK, İçişleri Bakanının bu yasağı savunması; cep telefonlarından önce çok mu hak vardı!
Gelelim başka vahim bir olaya; ÇEK KRİZİ
Krizi yaratan iktidar, çözemeyen yine iktidar; ne mi oldu, kısaca bakalım.
Reel sektörden uzak bir grup milletvekili bir araya gelip TBMM'de görüşülen torba yasanın içine bir madde eklediler. Torba yasa TBMM'den geçti, Resmi Gazete de yayımlandı, haftanın son iş gününde iş dünyasını belirsizliğe sevk etti.
Kanunda ‘'ibraz süresinin son günü 30 Nisan 2021 ila 31 Mayıs 2021 tarihleri arasına isabet eden çeklerin 1 Haziran 2021 tarihinden sonra, kalan ibraz süresi içinde ibraz edilebileceği'' duyuruluyor. Haklı olarak iş dünyası temsilcileri kanun maddesinin sistemi tıkayacağını belirterek çözüm bulunmasını talep ediyor.
‘'Karşılığı olan çeklerin ödenmemesi bütün sistemi kilitliyor. Bu sorunun acilen çözülmesini tüm iş dünyamız adına talep ediyoruz'' diyor TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu
‘'Kapanma sürecinde çek ödemelerinin ertelenmesi kararı ticari sistemin tıkanmasına yol açtı. Üyelerimiz adına çözüm talep ediyoruz'' diyor ATO Başkanı Gürsel Baran
Çözüm nasıl mı bulundu? Ticaret Bakanlığı'nın basın duyurusuyla ‘'Karşılığının bulunması kaydıyla çekin ödenmesi, aksi takdirde 1/6/2021 tarihinden önce karşılıksızdır işlemi yapılmaması gerektiği'' belirtiliyor. Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında aynı içerikle tebliğ yayımlanarak.
Peki kanun tebliğle ortadan kalkar mı?
Hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen, ‘'çıkarılan tebliğin ve gerekçenin de kanun hükmünün üzerinde olamayacağını, yasa ibraz edilmeyecek diyorsa ibraz edilmeyeceğini'' söylüyor.
Sadece son günlerde yaşanan bu gelgitlere, dağınıklığa, savrukluğa baktığımızda ülke iyi yönetiliyor diyebilir miyiz?
Bu arada Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın papatya falı gibi her ay değişen aşı geliş takvimi ve en son aşı tedarikinde sorun olabilir açıklaması. Erdoğan'ın ise hiçbir sıkıntı yok demesi, yerli aşı takvimini ertelemesi. Aynı Fahrettin Koca'nın bir gün sonra aşı tedarikinde sıkıntı olmayacak demesi…
Aşı yok, belirsizlik var… tam kapanma var destek yok… ekonomide sorun var çözüm yok…
Çözümsüz sorunlar, keyfi birbirini tekzip eden kararlar, yönetilememe…
Sizleri kaygılandırmıyor mu?
Bu yazı 388 defa okundu.