Türkiye'nin ekonomik kalkınmasında bir çok yöntemler geliştirilirmesine ve çeşitli uygulamalara karşın bir türlü sonuç alınamamaktadır. Ülke her 15 -20 yılda bir ekonomik krizin içine sürüklenmektedir. Çağdaş yöntemler muhakkak ki , bir ekonomik büyüme hamlesinde çok önemlidir. Kalkınma programı, onun uygulanması ve uygulayanların nitelikleri ve ülkedeki kurumların yapısı bu amaca ulaşmanın en önemli etkenleridir. Bu arada endüstrileşmiş toplumların bu noktaya nasıl geldiklerini bilmek de önem taşımaktadır. Bu nedenle Düşüncede Rönesans , Dinde Reform ve Endüstride Devrim hareketlerini incelemek , bunları çok iyi bilmek ve öğrenmek gereklidir. Endüstri Devrimi, Düşüncede Rönesansın ve Dinde Reform'un yarattığı özgür düşünce ve onu ifade edebilme hürriyetinin sonuçlarından biridir. Hatta en önemli sonucudur.
Endüstri Devrimi yalnız bir ekonomik büyüme değil, fakat ekonomik ve sosyal toptan değişimdir. Bu değişim yoluyla büyümenin hızlandırılmasıdır. Çeşitli ekonomik nedenler yanında İngiltere'de okuma yazma bilen nüfus oranının Avrupa'dan yüksek oluşu Endüstri Devrimi'nin İngiltere'de başlamasını sağlayan önemli öğelerden biridir. Küçük sermayelerin toplanması ve yatırıma gitmesinin aracı olan şirketlerin kurulması ve gelişmesine Puritan ve Methodist girişimciler öncülük etmiştir. Dinlerine bağlı olan bu grup eğlence gibi dünya işlerine ne kadar uzaksa, çok çalışmaya, iş kurmaya ve yürütmeye o kadar yakındılar. Endüstri Devrimi'nin üç öncüsü Watt, Wedgwood ve Arkwright XX. Yüzyıl'ı değiştiren Marx, Einstein ve Freud kadar zamanlarında etkin olmuşlardır. Devrim, yavaş ve yoğun bir şekilde tarım üretimini arttırarak gelişen iş bölümüyle ve tüccar ve toprak sahibinde toplanan kapital ve servet birikimiyle eski düzeni yıkmıştır. Makine insan gücünü cüceleştirmiştir. İş bölümü güç ve zekayı en aza ve işçilerin ücretlerini “ancak yaşayabilme” sınırına kadar indirmiştir. Yoksulluktan, işsizlikten suçlu, eskiden kişinin kendisi iken, şimdi sanayideki iniş çıkışlar işsizliğin nedeni haline gelmiştir. Puritan girişimciler ekonomik açıdan güçlendikçe sosyal değişiklerin de öncüleri olmuştur.
Bundan önceki yazılarımda Rönesans'ın ne olduğuna ve Dinde Reform konularına değinmiştim. Sıra Endüstri Devrimini'nin başladığı İngiltere'nin ekonomik yapısını incelemeye geldi.
ENDÜSTRİ DEVRİMİNİN İNGİLTERE'DE BAŞLAMA NEDENLERİ
Markist İktisatçı E.J. Hobsbawn'a göre endüstri devrimi yalnız bir ekonomik büyüme değil, fakat ekonomik ve sosyal toptan değişimdir ve bu değişim yoluyla ekonomik büyümenin hızlandırılmasıdır (Hobsbawn; 1999, 12). İngiliz endüstri devrimi tarihte ilk rastlanan bir endüstri devrimidir. XV. ve XVI. yüzyılda yeni kıtaların ve kara parçalarının keşfi, ya da XVII. yüzyıldaki bilim devriminin (Scientific revolution) oluşu endüstri devriminin doğmasının nedeni değildi. Endüstri Devrimi, XVIII. Yüzyılın sonlarında tarihte yerini aldı. Diğer batı ülkelerinde de bilgi ve teknik seviye aşağı yukarı aynı iken, endüstri devrimi, niçin İngiltere'de ilkin gerçekleşti.DInde Reform hareketi iki yüzyıl önce olmuştu. Yalnız İngiltere'de değil Fransa'da, Almanya'da ve Hollanda da meydan gelmişken endüstri devrimi niçin ilkin İngiltere'de doğdu. Ve Devrim çoğunlukla niçin yalnız Protestan nüfusun bulunduğu bölgelerde gerçekleşti. 1666'dan sonra İngiliz hükümeti yalnız kar amacı güden serbest piyasa ekonomisi politikalarını uygulamasına rağmen devrim niçin yüzyıl sonra protestan nüfusun bulunduğu bölgelerde gerçekleşti. Bu sorulara Hobsbawm'un yanıtları kısaca şöyle özetlenebilir; (Hobsbawn; 1999, 32)
Hobsbawm'ın saydığı bu faktörlere endüstrileşebilmiş ve endüstrileşememiş ülkeler arasındaki farkı yaratmada en büyük etken olan okuma-yazma bilmeyi, eğitimi de eklemek gerekir. 1781 yılına gelindiğinde Samuel Johnson İngiliz ulusunu “okuyanların ulusu olarak tanımlıyordu (Winchester; 2002, 27). Ülkedeki çok az kasaba dışında her yerde kütüphane vardı. Dükkanlar sattıkları ürünlerin resmini göstererek değil, onları yazılı ilanlarla pazarlıyordu. Bütün dükkanların yazılı levhaları vardı.
Dükkan isimlerinin yanısıra sokak ve cadde isimleri de yazılı olarak belirlenmiş ve işaretlenmişti. İngiltere Avrupa'nın en yüksek okuma yazma bilen nüfusuna sahipti.