''Yaşadığımız kent Balıkesir'in Belediye Başkanı olan Keçecizade Hafız Mehmet Emin bey, öğle öncesi bir saatte, görevine giderken, yolda Maarif Müdürü Sabri Bey'e ve Kocabıyıkzâde Mehmet Beye rastlamıştır. Üç Balıkesirli belediye binasına girerken, (Belediye, şimdiki Kuvva-yı Milliye Müzesinin olduğu binadadır o tarihte) bir postacı, İzmir'den çekilmiş bir telgrafı verir. Belediye Başkanına,heyecandan telgrafı açamayan Belediye Başkanı yerine,Maarif Müdürü Sabri Bey açar telgrafı..Telgraf,yurdun çeşitli kentlerine çekilenlerden biridir ve İzmir'in işgalini bildirmektedir.
İşte o gün,16 Mayıs günü belediyede, sonrasında da bina arkasındaki Okuma Yurdunda bir toplantı yapar Balıkesirliler. Vakit akşamdır. Toplantıda, Balıkesirli Rum ve Ermeniler de vardır. Toplantıyı yönetmek üzere seçilen Mehmet Vehbi Bey (Bolak) vatanın nasıl büyük bir tehlike önünde bulunduğunu söyler..Herkes ağlamaktadır,ağlamaklıdır.
Oysa…O, 16 Mayıs günü öncesinin kimin manzaraları da ağlatmaktadır insanımızı.Kimileri ise umutlandırmaktadır.
Edremitli bir kısım hemşehrimiz,eğer Edremit işgal edilecekse bu işgali Yunan olmayan bir millet askerini yapmasını istemektedir.
Daha sonra Kurtuluş'un en önemli isimlerinden olacak Rauf Bey emekliliğini istemiştir. Rauf Bey Anadolu'ya geçme hazırlığındadır.
Mustafa Kemal, 15 Mayıs günü Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan Samsun'a hareket etmiştir.
11 Mayıs Pazar günü gecesi,bir İtalya muhbirinden çıkan kimi Türkler,eğer İtalyan mandası kabul edilirse İzmir'in Yunanlılarca işgalinin, İtalyanlar tarafından önleneceğini söylemişlerdir.
Heyet-i Nasiha, Nasihat/ öğüt heyeti, bir ay kadar önce, bugünkü Balıkesir Lisesi bahçesinde namazgahta toplanan Balıkesirlileri uyarmışlar nasihat beyannamesini okumuşlar ve o günün hükümetine ve padişaha sadakat gösterilmesini güven duyulmasını istemişlerdir.
Yurdun şurasında burasında yabancı asker köyler basmakta silah aramakta köyler halkına işkence yapmaktadır çarmıha gelmektedir hapse atmaktadır para cezası vermektedir ülkede tam bir otorite boşluğu vardır.
İzmir Valisi Kambur İzzet namındaki kişi, İzmir'in işgalini izleyen saatlerde İngiliz Elçiliği sığınmış, birtakım ispiyonda bulunmuş eski görevini istemiş ve o göreve yeniden verilmiştir.
Bir Yunan askeri (Efzun) İzmir Kolordu Komutanı Nurettin Paşa'yı tokatlamıştır.
İzmir'deki Rumlar ve Yunan askeri İzmir'de katliam yapmaktadır 2000 kadar Türk subayını ve askerinin toplamıştır bunlardan 14 subay öldürülmüştür askerlik dairesi başkanı miralay Fethi Bey “Zito Venizelos” demediği için süngülenmiştir.
15 Mayıs günü saat 07:30 da İzmir'i işgal ile başlayan Yunan askeri karşısına geçip silahını ateşleyen genç gazeteci Osman Nevres Hasan Tahsin Birlik başındaki subayı vurmuş ama açılan karşı ateşle oracıkta şehit düşmüştür. Balıkesir'e ulaşan bilgilerin bir bölümüdür bunlar ya da 16 Mayısın bir gün öncesi bir ay evvelidir. Gerçek resimlerdir.
16 Mayıs günü ise gece okuma yurdundaki toplantı sonrasında Zarbalı Hulusi Bey'in evinde bir toplantı vardır. Hulusi Bey 17 Mayıs Sabahı Manisa'ya gidecektir..Ve ne yazık ki Manisa Mutasarrıfın makamında Mutasarrıf Hüsnü'nün,Manisa kentinin işgal edileceği haberiyle nasıl sevindiğini de görür adeta kahrolacaktır.”
2002 yılında Vali Utku Acun zamanında, mübarek bir tarihin 83.yıldönümünde Devletin önemli katkılarıyla başlatılan ve Balıkesirlilerin yoğun katılım gösterdiği Kuvva-yı Milliye yürüyüşü tarihe geçmiştir.''


Ben de Kuvva-yı Milliye saflarında yer alan babaannemin babası Uncu Mehmet lakaplı (Mehmet Temurşah Ertonguç'un) torunu Esin Balıbek ve
bir Balıkesirli olarak yıllar öncesi kararlarla, canlarıyla 16 Mayısları,18 ve 19 Mayısları yaşayıp bizlere bugünleri armağan edenleri, bizim de yarınlarımıza iletmek adına sahip çıkabilmemiz, özellikle kentin mübarek insanlarının isimlerini ve yaptıklarını yaşatabilmeliyiz.
Yaşasın Vehbi Beyler, Çantaylar, Keçecizadeler, Kocabıyıklılar ve diğer Balıkesir'i yüreklerindeki ateşle düşmana karşı silahlı mücadeleye kalkışanlar..

Bu yazı 380 defa okundu.

Ad Soyad E-Mail