XVII. yüzyılın sonlarına kadar deniz ulaşımı sigortacılığının poliçeleri Londra'da Lloyd's un kahvehanesinde düzenlenird. Edward Lloyd yalnız kahvehane işletmiyor, aynı zamanda gemiler hakkında ticari bilgiler veren bir de gazete çıkarıyordu. 1707'de gemi ve kargosunu sigortalayanlar bir araya gelip bir kulüp kurdular ve kulübe Lloyd's adını verdiler. Böylece modern deniz sigortacılığının ilk adımları atılmış oldu.
William Murdoch (1754-1839) 1786'da yolda gidebilen ilk lokomotifi icat etti. Sonra bu basit modeli Richard Trevithich (1771-1833) geliştirdi ve yolcu taşıyabilecek duruma getirdi. Trevithick'in ilk tasarımları 1960'da İngiltere'de son buharlı tren seferden kaldırıncaya kadar kullanıldı. Ama demiryolları tarihinde George Stephenson (1781-1848) kadar ünlü olan yoktur. Northumberland'ın Wylam adlı ufak bir köyünde tek odalı bir evde doğan Stephenson, fakir bir ailenin altı çocuğundan biri olarak sekiz yaşında günde bir Penny'e inek çobanı olarak hayat başladı.
Mekaniğe, motorlara çok meraklı idi. Bir madende ilk kez çalışmaya başladığında çevresindeki herkesten çok makine bilgisine sahipti. Zaman içinde kendisine motor doktoru “the Doctor of Engine” adı takılmıştı. (Stamp; 1979, 82)
William Hedley'in 1813'de yaptığı düz yüzeyli raylarda hareket edebilen, tekerlekleri de düzgün yüzeyli “Puffing Billy” adını verdiği lokomotif Stephenson'I çok etkiledi. Stephenson “Blutcher” adını verdiği 30 tonluk yükü bir kerede taşıyabilen ilk lokomotifini 1814'de yaptı ve sonra 1825'de Stockton'dan Darlington'a uzanan demiryolunu döşedikten sonra “Locomotion” adını verdiği 40 beygir güçlü lokomotifi devreye soktu, sonra da Liverpool'dan Manchester'e demiryolu hattını döşedi. Bu hattın açılmasında bir çok zorlukla karşılaşıldı. Fakat sonunda 1830'da başarıyla işletmeye alındı. Stephenson'un yük treni “rocket” adını verdiği lokomotifle çekiliyordu. Rakiplerine göre daha hızlı idi. Kendisi dört ton olan lokomotif saatte 45 km hızla 20 ton yük taşıyabiliyordu. 1830'da ülkede 100 km olan demiryolları 1870'de 20000 km'ye ulaştı. 1846'ya kadar demiryollarında gerçekleşen çok hızlı artış parlemantonun onayladığı 272 proje sayesinde oldu. Bu projelerin bazılarında yatırımcılar büyük paralar kaybetti.
1911 yılında Manchester'da Trafford Parkda English Ford Motor Company, adına sonradan “Tin Lizzie” denmiş olan model T otomobil üretimine geçti ve takip eden 14 yıl içinde 250000 benzinli arabayı piyasaya sürdü. Bu model ucuz, masrafı az, çalıştırması kolay, 30 kilometre hızla her yere gidebilen bir araba idi. İngiltere'de çok başarılı oldu. Sonraki yıllarda Dr. Lancheser (1868-1946) ve Herbert Austin (1866-1941) değişik özellikler taşıyan orijinal İngiliz arabasını ürettiler. 75 kilometre hız yapabilen Austin Seven de onbeş yılda 300000 adet sattı. Austin'in ölümünden beş yıl sonra 1946'da bir milyonuncu Austin Seven fabrikadan tüketiciye ulaşıyordu. Sonradan ünvanı Lord Luffield olan Wilham Richard Morris (1877-1963) 1912'de dört silindirli ve 75 kilometre hıza sahip, “Bull-nose” radyatörlü Morris arabasını piyasaya sürdü. 1925'te Morris Garages (M.G.)'nin küçük bir spor arabası, yılda 53000 adet satar hale geldi.
Bütün bu değişikliklerin iletişim alanında da yankıları oldu. Posta, telgraf, telefon, telsiz, telefon ve televizyon alanları büyük gelişmelere sahne oldu. Görüldüğü gibi birikmiş güçlerin ve bir noktada ateşlenmesi ya da sıkıştırılmış enerjinin patlaması gibi ardarda bir çok buluş, yeniliğe kendini zorlamış ve onların oluşmasını sağlamıştır.