Bugün sizlere, Bandırma ve yöresindeki bazı garip işlerden söz edeceğim.
Bandırma'da, 1 Haziran Dünya Çevre Günü'nde, belediyenin koordinasyonunda sembolik anlamda deniz ve çevrede temizlik çalışması düzenleniyor. Çalışmaya, sivil toplum kuruluşları da destek veriyor.
Çalışmayı, daha sonra TEMA Bandırma temsilcisi Burak Uğur da facebook'tan paylaşıyor. İyi güzel, paylaşsın da, doğru paylaşsın! Paylaşımlarda, zaman zaman yaptığı gibi yine “ Facebook'ta sahte beğeni artırma programı” kullanılıyor. Beğenilerin çoğunun yabancı ve Bandırma temsilcisi Burak Uğur ile bağlantısı olmayan kişilerden oluştuğu görülüyor. Beğeni sayısını yüksek gösterme adına yapılan bu iş, hem TEMA'ya yakışmıyor, hem de ayıp oluyor!
X X X
Gazetecilikte doğru habere ulaşmak çok önemlidir. Çünkü gazeteciler, halkın doğruları ve gerçekleri öğrenmesi adına kamu görevi yaparlar. Bu görevlerini kolaylaştırmaları gereken kişilerin başlarında ise mülki amirler gelir.
1972 yılından beri aralıksız bu mesleğin içindeyim. Görevimizi kolaylaştıran ne valiler, ne kaymakamlar gördüm. Çünkü onlar, gerçekten devletin vali ve kaymakamlarıydılar. Hâlâ bu doğrultuda görevde bulunan mülki amirler var. Ama ne yazık ki gazetecilerin, kamuoyunu, halkı aydınlatmak için bilgi almalarını önlemeye çalışan kaymakamlar da bulunuyor. Bu mülki amirler, bırakın devlet memuru olan görevlileri, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yetkililerini bile arayarak, gazetecilere açıklama yapmamasını isteyebiliyorlar.
Ayıp oluyor!
X X X
Marmara Denizi ölüyor, ağlayanı yok!
Erdek Belediye Başkan Vekili Hasan Yapakçı'nın dediği gibi “dolan bardağa gelen son damla, bardaktaki suyun dökülmesine yol açtı.”, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Marmara Denizi'nin artık 1 litrelik kirli atığın dökülmesine bile tahammülü yok” derken çok haklı.
Marmara Denizi'nde sıkı denetimlerin aksatmadan uygulanmasının gerektiği konusunda tüm bilim adamları uzlaşıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından para cezasına çarptırılan, kurulduğundan beri Bandırma ve yöresine sosyal, kültürel ve sportif anlamda hiçbir destek vermemesiyle dikkati çeken deniz kıyısındaki fabrikanın yönetim kurulu başkanı ise “Biz doğayı ve denizi kirletmiyoruz. Fabrikamızın üzerine çökülmek isteniyor” diyebiliyor.
Ayıp oluyor!
