Haksızlığa uğradığını düşünen kişiler, hakkını aramak için yargıya başvurur, hakkının verilmesini isterler. Özellikle devlet görevlileri haksız yere mağdur olmuşlarsa ‘'Ankara'da yargıçlar var, Danıştay var'' diye düşünürdü.
Görev yeri değişmiş, istemediği yere sürgün edilmiş, işten el çektirilmiş (işten atılmış) devlet görevlileri Danıştay'a dava açar. Haksız bir idari uygulama ile karşılaştığını ve durumun düzeltilmesini ister. Birkaç ay içinde mahkeme kararı ile görevli memur eski işine dönerdi. Yapılan haksızlık giderilirdi.
Ankara'da Danıştay vardı. İktidarın, hükümetin, yöneticilerin partizan tutumları, fikrini beğenmediği devlet memurlarını, istemediği uzak yerlere zorunlu tayinini çıkarırdı. Büyük mağduriyetler, sıkıntılar yaşanırdı. Danıştay da olmasa, bu idari uygulamaların adı demokrasi dışı, hukuk dışı, keyfi yönetim olurdu.
Yüksek mahkemelerden;
Danıştay, idari uygulamalarla ilgili davalara bakardı.
Yargıtay, alt yargı kararlarına yapılan itirazlara incelerdi.
Sayıştay, devlet harcamalarının incelemesini yapardı.
Anayasa Mahkemesi, yapılan yasaların ve hükümet uygulamalarının anayasaya uygun olup olmadığını denetlerdi.
Yüksek Seçim Kurulu da demokrasinin en önemli öğesi seçimleri zamanında ve yasa hükümlerine uygun bir şekilde yapardı.
Bu beş yüksek yargı kurumunun kararları kesindi.
****
Yapardı, ederdi ifadelerini kullandım. 1980 askeri darbesi sonrası yapılan anayasada bile bu böyleydi. Ancak defalarca yapılan anayasa değişiklikleri ile yargıya sürekli müdahale edilerek, siyasal iktidarların kontrolü altına alındı. Bu anayasa değişikliklerinin hemen çoğu AKP iktidarları tarafından yapıldı.
Bugün gelinen noktada ‘' güçler ayrılığı ilkesi '' yasama, yürütme, yargı tamamen hükümetin kontrolü altına alınmıştır. Halkın yeterli bilgi sahibi olmaması, hatta kandırılması yüzünden bu değişiklikler yapılmıştır.
Artık kimse ‘' Ankara'da yargıçlar var. Danıştay var ‘' demiyor. Yüksek Yargı Kurumları'nın hiçbiri, o bilinen görevlerini yapamıyor. Anayasa Mahkemesi kapatılsın söylemleri duyuluyor. Sayıştay denetimleri gizleniyor. Danıştay yetkileri sınırlandırılmış. Yargıtay'dan çıkan kararlar tartışılıyor. Yüksek Seçim Kurulu son seçimlerde akıl almaz kararlar aldı. Ayrıca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı değiştirildi.
Adalet arayışları çok önemli hale geldi. Adalet yoksa, demokrasi yok olur. Devlet yönetimi adaletsiz olmaz. Uygulamalardan şikayetçi isek, kimi kime şikayet edeceğiz? Nereye başvuracağız? Hakkımızı nerede arayacağız.
Adalet, günü gelir herkese lazım olur.
Biz yargı önünde herkesin eşit, adil hak arama yollarının açık olmasını isteriz. Yargıya başvurmanın kolay, masrafsız yapılmasını bekleriz. Haksızlığa uğrayan memur, köyünde anlaşmazlığa düşen vatandaşımız, alacak- verecek olayları, işveren-çalışan uyuşmazlıkları, hak ve hukuk arayışları daima yargı yoluyla olmalıdır. Yargı dışında hak arama hukuksuz yollardır.
Adaletsizlik güveni sarsar, kargaşaya ortam hazırlar.
****
Geciken adalet, adalet olmaz. Erişilebilir, hızlı adaleti sağlamalıyız. Devlet adaletli olmalıdır.
Yasalar önünde her yurttaş eşit olmalıdır. Kamu hizmetine memur alınırken tarafsız ve liyakate uygun kişi, hak eden kişi işe alınmalıdır. AKP dönemlerinde sol, sosyal demokrat ve bazı mezhep mensupları kesinlikle devlet kadrolarında görev alamıyorlar. Eşit yurttaşlık hakları ihlal ediliyor. Bu durum böyle devam edemez.
Devletin harcamaları hukuka uygun olmalı, keyfiliğe yer verilmemelidir. Hesap verilebilir olmalıdır.
Devlet hizmetlerin götürülmesi de adil olmalıdır. Hatır- gönül ilişkileriyle, oy hesaplarıyla kamu hizmeti yapılamaz. Balıkesir'in bazı ilçe ve kırsal yerleşimlerin yolları, diğer bölgelere, illere bakarak daha geri kalmıştır. Savaştepe yolundaki son ölümlü trafik kazasının nedeni de büyük bir olasılıkla kötü yol yüzündendir.
Farklı uygulamalar, korumacı kararlar, dengesizlikleri gidermek için yapılabilir. Bunun da açıklaması yapılır, itiraz olmaz.
****
Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
Bir kere yasama (meclis), yürütme (hükümet), yargı (adalet) güçlerinin güçler ayrılığı yeniden sağlanmalıdır. Her güç birbirini denetler duruma dönülmelidir. Bağımsız ve tarafsız yargı olmadan hiçbir uygulamanın doğru olması beklenemez.
Basının, radyo ve televizyon kurumlarının tarafsızlığı ve özgürlüğü sağlanmalıdır. Sivil Toplum Kuruluşları (STK) üzerindeki baskılara son verilmelidir.
Demokrasinin asgari çağdaş koşullarına dönülmelidir. Tek adamcı uygulamaların yanlışlığı kısa zamanda görülmüştür. Demokratik yaşamda daha mutlu olduğumuzu biliyoruz.
Hak, hukuk ve adaletin var olduğu, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği bir hükümet sistemini istemek, bizim vatandaşlık hakkımızdır.
Sağlıkla ve hoşça kalınız….