Yukarıdaki başlıklı kitabım Ankara’da Sonçağ yayıncılık tarafından bu yılın Mart ayında yayınlandı. Bazı çevrelerde ilgi ile karşılandı. Bu yıl Yahudi Holocaust’unun 75. yılı nedeniyle, dünyanın bir çok
yerinde, anma törenleri düzenlendi ve düzenleniyor. Gelecek yıl da II.Dünya Harbi’nin bitiminin 75.yılı kutlanacak. Genç kuşaklar bu harbi artık anımsamıyor, harbi yaşayanlar da yavaş yavaş bu
dünyadan ayrılıyor. Bu kitabı yazmamın nedeni II.Dünya Harbi’ni , nedenlerini, gelişmesini, sonuçlarını ve etkilerini tekrar hatırlamak ve bu harpte en büyük rolü oynamış olan Hitler’i değişik
yönleri ile öğrenmek ve öğretmektir.
Milyonlarca insanın can kaybına uğradığı, milyonlarcasının yaralandığı ve milyonlarcasının göç etmek zorunda bırakıldığı, insanlık tarihinin en acımasız olaylarının yaşandığı II.Dünya Harbi’ni Almanlar
kazanmış olsa idi Avrupa’nın tamamını kapsayan ve Sovyetler Birliği’nin batısını içine alan, bin yıl yaşayacağı umulan, bir Alman Imparatorluğu kurulacaktı. Bu amaca ulaşmak için Hitler, temiz bir
Alman ırkının yaratılmasını, Alman halkı için gerekli yeni toprakların kazanılmasını ve yapılacak işlerin onun hayat süresi içinde gerçeklemesi gerekliliğine inanıyordu. Almanya için fazla zaman kalmamıştı.
O yeni bir Mesih idi. Temiz, ari bir Alman halkı , ona göre, ancak Yahudilerden, Polonyalılardan, homoseksüellerden, ruhsal ve fiziksel engellilerden ve Çingenelerden kurtulmakla sağlanabilirdi.
Hitler 47 yaşında iken , 1933 yılında Almanya’nın başbakanı oldu. Bu görevinden önce hiç bir devlet memuriyetinde bulunmamıştı. Bürokrasi tecrübesi yoktu. Onaltı yaşında okuldan ayrıldıktan sonra
hiç bir eğitim görmemişti. Birinci Dünya Harbi sonrasında ordudan çavuş olarak terhis olmuştu. Bir mesleğe sahip değildi. Kitap okumayı ve seyahati sevmiyordu. Iktidara gelinceye kadar Almanya ve
Avusturya dışında bir ülkeye gitmemişti. Hiç bir yabancı dil bilmiyordu. Aristokrat bir aileden gelmiyordu. Varlıklı hiç değildi. Nazi Partisi NSDAP 1933’de iktidara gelinceye kadar sürekli olarak
para sıkıntısı çekti. O olaylardan etkilenmek yerine olayları etkileyen ikna gücüne sahip bir lider olarak Almanya’nın Führeri oldu.
Hitler yirminci yüzyılın ilk yarısında hedeflerine ulaşmak isterken, milyonlarca insanın ölümüne, hemen hemen bütün ülkelerin önemli bir şekilde maddi ve manevi zarara uğramasına neden oldu.
Tarihin en kanlı savaşlarının yaşandığı o dönemde Hitler baş aktördü.
Hitler’in iktidara gelmesinde Nazi döneminin Dış İşleri Bakanı Rippentrop ve Almanya’nın daha sonra Türkiye Büyükelçisi olan, eski başbakan von Papen baş rolü oynadı. Ikisi biribirini I.Dünya Harbi
sırasında Istanbul’daki Alman Büyükelçiliğindeki görevleri sırasında tanımışlardı. Istanbuldaki bu tanışma bir ufak tesadüf mü idi , yoksa Hitler’i Birinci Dünya Harbi sonrası kaos içindeki
Almanya’sının başına getirmek için önceden planlanmış , kutsal bir rastlantı mıydı ? Kitapda Hitler’in özel hayatı ve çocuğu , Eva Braun ve diğer kadınlarla ilişkileri, politik gelişmelerle
birlikte servetinin nasıl arttığı, Yahudi soykırımı Holocaust, bu süre içinde Türkiye’ye sığınan Alman ve Fransız Yahudileri, harp bitiminden önceki Hitler’in son ayları, Hitler’e karşı yapılan suikastlar,
harbin bitıminden sonraki Almanya, Hitler’in Arjantin’e kaçışı, Nuremberg mahkemeleri ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Bir çok müze ve kütphanenin izniyle sağlanan konuları kapsayan orijinal
fotoğraflar her bölümün sonuna eklenmiştir. Kitapta ayrıca bir sözlük bölümü bulunmaktadır.
Konuya ilgi duyanlar kitapçılardan ya da doğrudan yayınevinden ve Amazon’dan kitabı temin edebilirler. Okurlar görüşlerini bildirirse önerileri kitabın yeni baskısında dikkate alınacaktır.