2021 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), dün başladı ve bugün de devam edecek.
Bu yıl üniversite sınavına girecek öğrenci sayısı, 2 milyon 607 bin 903.
Türkiye'de üniversiteye giren bir öğrenci işin zor kısmının arkada kaldığını ve bundan sonrasının kolay olacağını düşünüyor.
Aslında üniversiteye girmek, öncesi zor sonrası çok daha zor olan bir durum.
Üniversite öncesi eğitim ne yazık ki olması gereken seviyede değil. Test şeklinde ve tek bir sınava dayalı merkezi yerleştirme sistemi, çok uzun zamandır tartışılıyor.
Günümüz dünya eğitimine göre demode olmuş bu sınava giren ve üniversiteyi kazanacak öğrencilerin durumu ne olacak?
Liseyi bitirenlerin durumunu özetlersek; şahsi değerlendirme, hedef koyma, planlama, zaman yönetimi, grup çalışması, analiz, sentez yapma, problem çözme gibi çok temel beceriler, iletişim, kendini ifade etme ve dinleme, zayıf.
Çok gelişmiş olan ezbere dayalı ve çoktan seçmeli sınav teknikleri ise maalesef başarı için ne gerekli ne de yeterli. Çünkü bu sistem öğrenme isteğini yok ediyor.
Gerçek hayatta pek çok problemin tek bir doğru cevabı yok. Problemlerin çözümü çok boyutlu düşünebilmeyi, farklı olasılıkları değerlendirebilmeyi ve farklı çözümler üretebilmeyi gerektiriyor. Bu da ancak çocuk ve gençlerimize eğitim sistemimizin yaptığı gibi sadece bilgiyi depolayıp sınavdan sınava kullandırarak değil, bilginin gerçek hayatla bağlantısını bularak ve kafalarında bilgiyi doğru kullanarak, başarabilir.
Öğrencilerin örf-adet ve değerler konusunda farkındalıkları ve dolayısıyla duyarlılıkları yok denecek durumda. Doğa ve çevre bilinci de ne yazık ki düşük seviyede.
Üniversite sınavına giren öğrencilerin bu durumda olmasında pek fazla suçları yok aslında. Aile, okul ve çevre olarak onları bu sınava nasıl hazırladık.
Üniversiteye girmekle işleri bitmedi, daha yeni başlıyor.
Öncesi zor, sonrası çok daha zor olan bu eğitim sisteminde, tüm öğrencilere başarılar diliyorum.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.