Erdek Belediye Başkanı Mimar Hüseyin Sarı'nın mazbatası iptal edilince, belediye meclisinin toplantısında belediye başkanlığına “Millet İttifakı” adayı, CHP'li Burhan Karışık getirildi. Karışık'ı kutluyor ve başarılar diliyorum.

Gelelim, konunun önemli noktasına…

Seçimle gelen belediye başkanları, seçimle gitmelidir. Demokrasilerde belediye başkanları, sandıkta yenilmelidir, siyasi ayak oyunlarıyla değil!

Şurası da, muhalifleri dahil herkesin kabul ettiği bir gerçek şudur ki, Hüseyin Sarı'nın, akçeli işlerle, parayla-pulla, yolsuzlukla işi olmaz. Hele hele “ihaleye fesat karıştırma” gibi bir işe asla bulaşmaz. Kaldı ki, görevden alınması için gerekçe oluşturulan “ihaleye fesat karıştırma” olayında en küçük bir kamu zararı oluşmadığını da dosyayı çok iyi inceleyen bir kişi olarak iyi biliyorum.

Hüseyin Sarı'nın, dili sivridir. Zaman zaman bence de gereksiz, incitici olabilen bir üslubu vardır. Bu üslup da, “dilinin belası” olarak zaman zaman kendisine  zarar verir. Zaten bunu kendisi de kabul eder ama ne yapalım ki, bu dil, asla vazgeçemediği, kişisel bir özelliğidir. 

Sarı'yı yıllardır tanırım. 

Siyasette hataları yok mudur? Elbette ki vardır. Hangi siyasetçinin yoktur ki? 

Ancak Sarı, siyaseti hiçbir zaman kazanç aracı olarak görmemiştir. Buna bağlı olarak da, birçok siyasetçinin tersine, mal varlığı artmamış, çok azalmıştır.

Şurası da tartışma götürmeyen bir gerçektir ki, doğruları ve yanlışları ile birlikte değerlendirildiğinde Hüseyin Sarı, kitleleri peşinde sürükleyebilen iyi bir siyasi liderdir.

Siyasi yaşamların bitip bitmediği, seçme-seçilme hakkının tümüyle yok olup olmayacağı hele hele ülkemizde hiç belli olmaz. Bakarsınız, Sarı da küllerinden canlanıp, yeniden aktif politikaya döner.  Bunun en tipik örneği, bir zamanlar, “Muhtar bile olamaz” denilen sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilmesi değil midir?