Hayvanlara ve özellikle sokak hayvanlarına nasıl gönül verdiğimi okurlarım bilirler.
Uzun süreden beri tartışılan yeni hayvan yasası TBMM'den nihayet çıktı ve Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Tabii ki yasayı beğenenler olduğu kadar beğenmeyenler, yetersiz bularak eleştirenler de var.
Benim yorumum ise şimdilik, “yetmez ama evet” diye olacak!
Eleştiri getirdiğim noktalardan biri şu. Yasaya göre sirkler ve yunus parkları artık yasaklanacak. Bu doğru bir karar ama mevcut işletmelere tasfiye için 10 yıl süre tanınması çok yanlış. Yani sirklerde ve yunus parklarında hayvan eziyeti 10 yıl daha sürecek.
Yine Petshop'larda kedi ve köpeklerin satışlarına yasak getirilirken, üretim çiftliklerinde satışlarının sürecek olması gereksiz.
Yeni yasaya göre, hayvanı kasten öldüren kişilere 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası belirlenmesine karşın gerek uygulamadaki “takdiri indirimler”, gerekse infaz yasalarındaki düzenlemelerle bu suçu işleyenlerin, cezaevine girmeleri pek mümkün görülmüyor. Bu durum da caydırıcılığı ortadan kaldırıyor.
En büyük eleştirim ise yasada, avcılık ve av turizmine ilişkin hiçbir düzenlemenin yer almamasına olacak. Yani yine eline tüfek ve av tezkeresi alan herkes, av sporu(!) adı altında, savunmasız, uçan-kaçan her canlıya kurşun sıkabilecek. Av, spor değil, cinayettir oysa. Avınız batsın!
Demek ki devlet yine “av turizmi” altında, zenginler için para karşılığı “av safarileri” düzenletebilecek.
Dilerim bu yeni yasa, önümüzdeki dönemlerde yeniden revize edilerek, daha etkin ve hayvana eziyet edenler için daha caydırıcı müeyyidelerle donatılır.
GELELİM ERDEK'TEKİ SOKAK HAYVANLARINA
Yeni yasayla ilgili düşüncelerimizi böyle dile getirdikten sonra şimdi gelelim, Erdek'teki sokak hayvanlarının durumuna.
Şurası bir gerçek ki, Erdek'te başı boş gezen köpeklerin insanlara saldırılarından şikayetler giderek artıyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde beni arayan, çok değer verdiğim bir avukat arkadaşım, “İnan, geçen gün bu saldırılardan canımızı zor kurtardık. Köpekler, insana neden saldırır ki? Demek ki açlar!” demişti.
Arkadaşım, elbette ki çok haklı. Nitekim, eşim dahil birçok kişi artık yanlarında “köpek kovucu” aletlerle geziyorlar. Avukat arkadaşımın haklı olduğu en önemli nokta, bu başıboş köpeklerin aç olması. Erdek'teki sahipsiz köpeklerin doyurulması konusunda tüm olanaksızlıklarına karşın çalışan sadece birkaç kişi var. Bunların başında HAYTAP Erdek temsilcisi Eva Otansev ve Gülen Kayacık geliyor. Onların da çabaları bir yere kadar!
Bu konuda Erdek Belediyesi'nin, sokak hayvanlarının düzenli şekilde doyurulması ve vatandaşlara saldırmaması için ciddi bir çalışma ve organizasyon yapması gerektiğini düşünüyorum. Unutmayalım ki, şöyle bir atasözümüz vardır:
“Aç köpek, fırın deler!”
