Daha önceki zamanlarda sanırım pek dikkat etmiyordum. Covid 19 salgını nedeniyle evlere kapalı kaldığımız için farkına vardım diyebilirim. Zaman hızla geçiyor. Günler ayları, aylar yılları kovalıyor.
Altınoluk'ta da yaz bitti. Uzatmaları yaşıyoruz. Öğrenciler, gençler, çalışanlar ve aileleri gittiler. Sonbahar kendini hissettirmeye başladı. Uzun süredir yağmayan yağmurlar da düşer oldu.
Sonbahar bambaşka güzellikler getiriyor. Daha tenha, daha sessiz, daha temiz bir çevre var. Doğa da, insanlar da kışa hazırlık yapmaya başladı.
Kıyı yerleşim yerleri bu mevsimde güzel, yaşam koşullarına uygun da, daha çok benim gibi ileri yaştaki insanlar kaldığı için, insanda yaşlılar bakım evi hissi uyandırıyor. Genç yüzleri de görmeyi istiyor insan.
Döngü devam ediyor. Binlerce, milyonlarca yıldır aksamadan devam ediyor. Yavaş yavaş sıcaklıklar azalıyor. Gittikçe soğuyacak. Kış mevsimini yaşayacağız. Sonra tekrar yavaş yavaş ısınma ilkbaharı getirecek. Derken tekrar yaz. Şaşmayan döngü devam edecek.
Her geçen yıl, doğal yaşamın sonlarına doğru ilerlediğimin farkındayım. Olsun, mutluyum bu yaşlara ulaşabildiğim için. Pek çok arkadaşımız, tanıdığımız genç yaşlarda aramızdan ayrıldılar. Halkımızın özlü sözlerinden biri de ‘' ölüm sıralı olmalı ‘' derler. Aklıma geleni hemen söylemeliyim. Yazarını bilmediğim bir şair ;
‘'Dün dünde kaldı,
Yarının ne olacağı meçhul,
En iyisi bu günü yaşamaya bak '' demiş.
Koşullar ne olursa olsun, yaşamaya bakmak, günümüzü en iyi şekilde değerlendirmek gerekir.
****
Yurdumuzda Edremit, Ayvalık, Burhaniye, Gömeç ve Havran ilçeleri zeytinin anavatanı gibidir. Üreticiler bu günlerde yağmur bekliyorlar. Çoğu sulanamayan yamaçlardaki zeytinler su istiyor. Meyvelerin daha iyi büyümesi için su gereklidir. Yakın zamanda zeytin hasadı başlar.
İklim özelliklerinin oluşturduğu, zeytinin yetiştirilme sınırları vardır. Zeytin, Akdeniz iklimi özellikleri taşıyan ılıman bölümlerde yetişir. İç bölgelerdeki karasal iklim özelliklerinde yetişmez. O nedenle Körfez bölgesi ilçelerimizde ve Güney Marmara Bölümü ilçelerimizde zeytin üretimi yapılır. Balıkesir zeytin yetiştiriciliğinde bir numaradır. Yani zeytinlikler yan yana ve topludur. Toplu oluşu nedeniyle, topluca ilaçlanması en doğrusudur.
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, seçim vaatlerinde olduğu gibi, önceki yıllarda, uçakla havadan ilaçlama yapıyordu. Çok da yararlı olduğunu düşünüyorum. Ancak, hangi akla hizmetse son iki yıldır ilaçlama yapıldığını görmedik. Büyükşehir Belediyesini bu konuda göreve çağırıyorum. Üreticilere destek olması gerekir. Zeytin üreticisi ülkeler Akdeniz çevresi ülkeleridir. Zeytin ve zeytinyağında dünyada ilk beş ülkeden biriyiz. Dünya markası olabilmek için kamu desteği şarttır.
Orman yangınlarında gördüğümüz gibi, zeytinliklerin ilaçlaması da özelleştirilme kapsamına mı alındı? Devlet, belediyeler yani kamu bu işten de mi elini çekti?
Tarımsal üretimi havzalarda toplulaştırmak gerekir. Zeytin havzası, pamuk havzası, tütüncülük havzası, elmacılık havzası, üzümcülük havzası vb. gibi toplulaştırma yapmak gerekir. Böyle olursa tarımsal mücadelede kamu desteği de olursa daha iyi ürün alınabilir.
****
Denizlerimizde balık, dağlarımızda av hayvanı kalmadı. Oltacılar gün boyu atıp atıp boş çekiyorlar. Temiz derelerden temiz balık tutacak yer yok. Cehalet ve çıkarcılık doğayı hunharca tahrip ediyor. Her yerde bolca bulunan serçe kuşları bile yok oldu. Diğer kuş türleri zaten görünmüyor. Ülkemiz gittikçe yaşanması zor hale gelmektedir.
Buna dur diyecek siyaset üstü bir programa ihtiyaç vardır. Ülkemizin akarsularını, denizlerini, göllerini kirlenmekten kurtaracak önlemler hemen alınmalıdır.
Kara ve sularımızda avcılık sınırlandırılmalıdır.
Yanan orman bölgeleri başta olmak üzere, yeni ağaçlandırma alanlarını da katarak, orman varlığımızı arttırmalıyız.
Yoksa vatanımız yaşanılmayacak hale gelebilir. Başka ülkelerin başardığını biz de başarmak zorundayız.
Bu işleri kamucu, toplumcu bir iktidar başarabilir. Özelleştirmeciler değil.
****
Altınoluk'tan sevgilerimle……