Öncelikler yanlış yazdığımız ve söylediğimiz ‘şöför' kelimesinin doğru şekli ‘şoför' olmalı.

      Eskisi kadar olmasa da ‘istedim vermediler, şoförsün dediler' şeklindeki serzenişler, devam ediyor.

      Canımızı ve malımızı emanet ettiğimiz şoförler, karaborsaya düşecek gibi.

      Farkına varılsa da hem sayı hem de kalite yönünden şoför sıkıntısına, el atılmıyor.

      Özellikle ağır vasıta şoförlerindeki sayı ve kalite sıkıntısı ‘geliyorum' diyor.

      Dünyanın her yerinde olduğu gibi çok yüksek oranlardaki karayolu taşımacılığı, Türkiye'nin iç ve dış ticaret faaliyetlerinde önemli role sahip.

       Lojistik ve dış ticaret firmaları, dağıtıcılar, tüketiciler; direksiyon başında şoför olmazsa ne yapacaklar?

      Bu nedenle karayolu taşımacılığı faaliyetlerinde istihdam edilen şoförleri, işbaşında tutabilmek için ekonomik iyileştirmeler yapılıyor ve bunun da maliyeti son tüketiciye yani halka yansıyor.

      Ağır vasıta şoförlüğü, ne yazık ki özellikle gençler tarafından tercih edilen bir meslek değil.

      Özellikle son genç kuşaklar masa başı, mavi yakalı iş istediklerinden her ne kadar son teknoloji ile donatılıp geniş bir konfora sahip olsa da ağır vasıtaları, sadece bilgisayar oyununda kullanıyorlar.

      Taşımacılığı şimdilik kurtaran, aileden şoförlüğü gören grup.

      İngiltere'de baş gösteren ağır vasıta şoför sıkıntısı, bir anda gözleri bu konuya çevirdi.

      Kamyon şoförü bulunamayan bu ülkede tedarik zincirinde yaşananlar yalnızca akaryakıt piyasasını değil aynı zamanda süpermarketleri de olumsuz etkiliyor. Bazı marketlerde gıda stokları tükenirken, marketlerde et ve taze gıda ürünlerinin rafları uzun süredir boş.

      Ara eleman olan şoförlük, becerisi olanın yapacağı iş.

      Bir yandan mevcut meslek liselerini, sanayinin ihtiyacına göre yeniden şekillendirirken diğer yanda da meslek liselerinin sayısı artıyor.

      Beceri sahibi olan ara elemanların yetişmesi, memleket meselesi.

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.