TBMM, 2,5 aylık tatilden sonra yasama çalışmalarına yeniden başladı. Meclis açılır açılmaz yaz boyu süren yüksek siyasi tansiyonun hız kesmeksizin devam edeceği anlaşılıyor.
Meclis'i seçim kanunu başta olmak üzere yoğun bir gündem bekliyor. İktidar ısrarlı şekilde erken seçim yok dese de seçimin zamanından önce yapılacağına kamuoyu kanaat getirmiş, Kasım 2022 tarihi tamam gibi. İktidar seçim kanununda yapılacak değişiklikleri ilk seçimde uygulamak istediğine, seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesinde anlaşıldığına göre biran önce seçim kanununu Meclis'ten geçirmek durumunda.
Taraflı tarafsız bütün kamuoyu anketleri iktidarın ciddi oy kaybı yaşadığını göstermekte. Önceki iktidarlarında oy kaybı yaşamaya başladığı anda seçim kanunlarında kendine göre değişiklikler yaptığı yönünde yaşanmışlıklara bakılarak seçim kanununda yapılacak değişikliklerle iktidarın oy kaybına rağmen iktidarda kalma arayışları olarak; İktidarın iktidar olmadan önce söz verdiği halde 20 yıllık iktidarı süresince seçim barajının düşürülmesi yönündeki talepleri bugün kabul etmesi ortağı MHP'nin yaşayabileceği baraj sorunu olarak görülmektedir.
İktidarın seçim kurulları ile ilgili yapacağı düzenlemede ayrıca dikkat edilmesi gereken konulardan birisidir. Şimdiye kadar en kıdemli hakimlerin seçim kurulu başkanı olduğu, yeni yapılacak düzenleme ile birinci sınıf hakimler arasından başkan seçilecek; yani iktidarın seçeceği hakimin seçim kurul başkanı olacağı yönünde değişiklik hazırlığı vardır. Hayra yorulacak bir değişiklik değildir; aman dikkat!
İktidar yazılı ve görsel medyayı kontrol ettiği kadar, sosyal medyayı kontrol etmekte zorlanmaktadır. Sözde ‘dezenformasyon ve nefret söylemiyle mücadele' amacıyla sosyal medyaya yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi de Meclis gündemine gelmesi beklenmektedir.
İktidar seçim barajını düşürmek, seçim kurullarının yapısını değiştirmek, mümkün olursa dar ve daraltılmış bölge gibi oyları düşse de birinci parti olmanın avantajı ile en çok milletvekili çıkarma arayışları olarak görülebilecek Seçim Yasası değişiklik hazırlığı içindedir.
Erdoğan ve Bahçeli istedikleri kadar ısrarlı şekilde ‘asla' erken seçim yok, seçimler 2023 Haziran'da desinler. Seçim sathı mahalline çoktan girilmiştir. Ayrıca Anayasa'nın 101 maddesine göre bir kişi üst üste en fazla 2 defa seçilebilir kuralını tartışmasız şekilde aşmanın en kolay yolunun Meclis'in erken seçim kararı almasıdır. Anayasa'nın 116'ncı maddesine göre Meclis erken seçim kararı aldığında cumhurbaşkanı süresini tamamlamış sayıldığından bir defa daha aday olmasının önünde engel kalmamaktadır.
İktidarın yeni dönemde Seçim Yasası dışında yeni anayasa önerisi de var ama bu anayasaya dair muhalefetin ve kamuoyunun herhangi bir fikri yok. İktidarda çok iyi biliyor ki mevcut siyasi tabloya göre yeni anayasa değişikliği üzerinde uzlaşı sağlamak mümkün gözükmüyor.
PARTİLERİN GRUP KONUŞMALARI AYNI SERTLİKTE
Meclis'in açılmasıyla birlikte partilerin Salı-Çarşamba grup toplantıları sertlik tonu artarak devam ediyor. Muhalefet artan ekonomik sorunlar üzerinden iktidara yüklenirken, iktidar hep yaptığı gibi eski defterleri açmayı sürdürüyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in eleştirilerine Erdoğan İYİ Partiyi Millet İttifakından koparmak için denediği her yolu bir tarafa bırakarak, 28 Şubat üzerinden Meral Akşener'in dönemin İçişleri Bakanı sıfatı olarak yaptığı konuşma üzerinden; 28 Şubatçı, yani darbeci suçlaması yöneltince.
Meral Akşener aynı tonda cevap vererek, Erdoğan'ın kendisine şimdiye kadar; 2001'de partisinin kuruluşuna davet ettiğini, 2015'te başbakan yardımcılığı teklif ettiğini, 2020'de ne kadar milli ve yerli olduğumu ifade edip ‘buyurun beraber bir berber dükkanı kuralım' dedi, ben bunların tamamını reddettim, diye cevap verdi.
Ezcümle seçim sathı mahalline giren siyasette tansiyonun her geçen gün artacağı çok net olarak görülmektedir. İktidar iktidarını her şartta korumanın çarelerini ararken muhalefet ise kendi arasındaki temasları sıklaştırmakta Meclis dışında, yeni kurulan partilerle muhalefet cephesini her geçen gün genişletmekte sık sık bir araya gelmektedir. En önemli hedef olarak da mevcut sistemin değişmesi ve ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' önerisidir.
Ve fakat çok sayıda yapılan anket sonuçlarından yola çıkarak ‘nasılsa gidiyorlar, kiminle olursa olsun' kazanıyoruz yanılsaması içine girerek sanki seçim kazanılmışta sistem değişikliğine geçme işi kalmış gibi bir hava içindeler. Oysa birinci öncelik mevcut seçim sistemiyle 50 artı biri alacak en iddialı isimle seçime gitmek ve önce seçimi kazanmak olmalıdır. Tabi ki sistem değişikliğini referanduma gerek kalmaksızın değiştirmek için 400, referanduma götürebilmek için 360 milletvekili sayısına ulaşmak önemli ama esas olan cumhurbaşkanlığını almak olmalıdır.