18 Ocak 1938 Salı günü Essen’de büyük kömür madenlerine sahip şirketlerin direktörlerinin yaptığı toplantı sonucunda hazırlanan memorandum Hitler’e sunuldu. Bu belgede Avusturya hükümeti ile bir uzlaşma yapılması öneriliyordu. Avusturya’nın bir önceki yılda olduğu gibi Almanya’dan 4 milyon ton
kömür alması isteniyordu. Ancak böyle ihracattaki azalmanın önüne geçilebilirdi.
Ayni belgede Almanya’nın silahlanma politikasını gerçekleştirebilmesi için 1937’de 30 milyon ton demir cevherine ihtiyacı olduğunu , bunun ancak 8,5 milyon tonunun Alman kaynaklarından sağlandığına ve yerli cevherin ithal madene göre kalitesinin düşük olduğuna işaret ediliyordu.
Avusturya demir madeni cevheri üretiminin yılda 1,9 milyon ton olması nedeniyle ihtiyacı tam karşılayamayacağına fakat bu üretimin yeni teknolojilerle bir kat arttırılabileceğine ve Avusturya cevherinin daha kaliteli olduğuna dikkat çekiliyordu.Bu nedenle Alman – Avusturya ekonomolerinin
yakın işbirliği yapması, Rhein – Main – Danube kanalının canlandırılmasıyla ulaşımın çok kolaylaştırılması isteniyordu.
Memorandumda istenenler Hitler’in istedikleri ile uyuşmakta idi. Ve günün gerçekleriyle bağdaşıyordu. Bu sıralarda halkta bir huzursuzluk da gözlemlenmekteydi. Avusturya’yı işgal halkta yeniden bir heyecan yaratabilirdi. Ayrıca bu birlesme Berlin’le Roma arasındaki boşluğu kapatabilirdi. Böylece Tuna nehrinin 380 km uzunluğu Third Reich’ın kontroluna geçmiş olurdu.
Balkanlarda Alman egemenliği için bu nokta çok önemliydi
Bu nedenlerle Avusturya Büyük Almanya ile birleştirildi. Alman askerleri 12 Mart 1938’de Almanya – Avusturya sınırını geçtiler . 100,000 Alman askeri, 300 bombardman uçağı 18,000 casus ve Gestapo ve silah gömlekli S.S elemanı bu birleşmeyi sağladı. Özel yetkili Von Papen’in de bunu
gerçekleştirmede büyük rolü oldu. Hitler 25 Temmuz 1934’de Avusturya başbakanı Engelbert Dollfuss’un Avusturyadaki yasa dışı Naziler tarafından öldürülmesinde , Naziler’i destekledi. 1936’da Avusturya’nın bağımsızlığı konusunda bir anlaşma yapmasına rağmen iki yıl sonra bu anlaşmayı tanımadı. 1938 Şubatında başbakan Kurt von Schuschnigg’i Berchtesgaten’e çağırdı. Ve bazı taleplerde bulundu. Schuschnigg plebisit önerdi. Fakat 11 mart’da Alman askerleri sınırı geçti .
Schuschnigg istifa etti. Avusturya Nazilerinin başı Artur Seyss – Inquart İçişleri bakanlığına getirildi. 13 Mart ‘da yapılan plebisitte Avusturyalıların yüzde 99.07 si Almanya ile birleşmeyi kabul etti.
Bu birleşmenin bedelini çok geçmeden Avusturya halkı ödemeye başladı. Işgalin hemen ertesinde 1,25 Avusturya şilingi 1 DM eşit iken kur 1,25 den 1,5 çıkarılarak yüzde 20 devalüasyon yapıldı.
Bunun sonucu gıda maddeleri fiatları yükseldi. Ve geçikmeden Himmler’in adamları hızla Yahudi avına çıktı ve Yahudi mallarını ele geçirmeye başladı. Bunun ardından Alman endüstri ve finansının kurtları ve tilkileri Yahudi ve hatta Yahudi olmayan anti Nazi Avusturyalıların fabrikalarına,
bankalarına, gemilerine , ormanlarına ve yeraltı kaynaklarına , yok pahasına sahip oldu. Bir zamanlar Nazi partisine yaptıkları ödemelerin yüzlerce misli değerinde mal ve mülkün sahibi oldular.
Bir zamanlar uygarlığın ve kultürün merkezi olan Viyana sokaklarinda yaşlı Yahudiler işkenceye tabi tutuldular. Aşağılandılar. Diş fırçası ile sokakları temizlemeye zorlandılar. Avusturya’nın Nazi karşıtı Yahudi ve Yahudi olmayan vatandaşları gönderildikleri Dachau ölüm kampında zulme uğradılar ,
öldürüldüler. Avusturyalı bir çok entelektüel barbar rejim altında yaşamaktansa intiharı tercıh etti.
Veya çeşitli yollarla ülkeyi terk etti. Onların yerine the Steel Trust’ün adamları geçti. Vögler ve Pönagen’ın direktörleri, Alpine Montana’daki yönetim kurulu üyeliklerini garantilediler. Ve yeni kurulan , bir çok mühendislik firmasını geçikmeden içine alan, the Goering Works firmasının yönetim kurulunda sandalye sahibi oldular.