Hani demokrasinin tanımı yapılırken ‘' halkın kendi yöneticilerini, kendisinin belirlemesidir ‘' denir ya, bu ne derece doğrudur bir bakalım.
Bu günlerde sıkça seçim sözü edilir oldu. Muhalefet bloğu, erken seçim isteklerini hemen her gün dile getiriyor. Hükümetin artık yönetemediğini, ekonominin bozulduğunu, halkın gittikçe yoksullaştığını belirterek, ‘'sandık gelsin, erken seçim yapılsın'' diyorlar.
Erken veya zamanında yapılacak olan seçim çok uzakta değil. Elbette zamanı gelince sandık halkın önüne konulacaktır. Demokrasinin güzelliği de buradadır. Söz ve karar sahibi halktır. Krallık veya padişahlıkta seçim söz konusu bile değildir. Hala padişahlık isteyen akılsızlığa, ahmaklığa ne desek bilmem ki !
Seçmenler, şu anda ülkeyi yöneten iktidardan memnunsa, oyunu onları desteklemek yönünde kullanacaktır. Memnun değilse de beğendiği diğer bir partiye oy verecektir. Seçimi kazanan, hükümeti kuracak, kaybeden muhalefet olacaktır.
Bir oy fazla alan birinci partidir. Seçimi kazanmış kabul edilir. Son yerel seçimdeki İstanbul seçim sonuçlarına yapılan itirazlar ve garip uygulamalar sonucu, tekrarlanan seçimde, 800 bin oy farkıyla halkın tepkisini anlamışlardır umarım itirazcılar.
Devletimizin ve Cumhuriyetimizin kurucuları Mustafa Kemal de, İsmet İnönü de demokrasiyi yerleştirmek için büyük girişimlerde bulundular. İlk çok partili seçim 1946'da yapıldı. Daha sonra 1950' de yapılan seçimleri kaybeden İsmet İnönü, kazanan Demokrat Parti'ye iktidarı devrederken ‘'Bu benim en büyük zaferimdir'' diyebilme olgunluğundadır.
İşte demokrasi böyle yaşama geçirilir.
Demokrasiyi geliştirmek için herkese görev düşüyor.
***
Mecliste gurubu bulunan partiler AKP, CHP, İyi P, MHP VE HDP'dir.
İktidardaki AKP oldum olası milletvekili adaylarını merkez yoklaması ile belirler. Temayül yoklaması yapılır, görevli komisyonlarda mülakat ve eleme sonucu oluşan listeler Genel Başkan'a sunulur. Genel Başkan Tayyip Erdoğan listelere son şeklini verir ve Yüksek Seçim Kurulu'na bildirir.
CHP'de milletvekili adayları üç farklı yöntemle belirlenir. Ön seçim, aday yoklaması ve merkez yoklaması.
Ön seçim; o seçim çevresindeki partiye kayıtlı tüm üyelerin katılımı ile yapılır. İstenen, arzulanan da budur. Kimlerin milletvekili olacağına o seçim çevresindeki partili seçmenler karar vermelidir. Hatta oy veren seçmenlerin tercihi ile milletvekilleri belirlenmelidir. İşte o zaman demokrasinin ruhuna uygun hareket edilmiş olur. Seçmenlerin kararı ile belirlenen milletvekili, partinin yöneticilerinin isteğine uygun değil, seçmen halkın isteğine göre hareket eder.
Aday yoklaması; partide belli görevlere seçilmiş olan delegelerin katılımı ile yapılır. Bu yöntemden zaman zaman yakınmalar olmuştur. Ön seçim ve aday yoklaması öncelikli yöntemlerdir. Çünkü seçmen tabanının tercihi daha öncelikli olmalıdır.
Merkez yoklaması; doğal olarak parti yönetimi güvendiği uzman kadrolarla çalışmak ister. Ülke çapında önemli diplomatlar, maliyeciler, hukukçular, bürokratlar, uzmanlar merkez yoklaması ile listelere yerleştirilir. CHP tüzüğüne göre bu tüm adayların yüzde on beşi kadardır.
Mecliste gurubu bulunan İyi Parti, MHP ve HDP de adaylar, merkez yönetimleri tarafından belirlenmektedir.
Seçime giren diğer küçük partiler de adaylarını merkez yönetimleri tarafından belirlerler.
***
Gerçek demokrasilerde halkın söz ve karar sahibi olması için kendi temsilcilerini kendi belirlemesi gerekir.
Liderlerin yaptığı listeye oy vermek halkın seçimi değil, liderliğin seçimidir. Buna da demokrasi denilemez. Halkın kandırılmasından başka bir şey yapılmış olmaz.
Demokrasi sadece seçim demek değildir. Seçme hakkı yanında fikir özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, yayın ve dağıtım özgürlüğü de olmak zorundadır. İşte o zaman gerçek demokrasiden söz edebiliriz.
Gerçek demokrasiyi uygulayan ülkelerin halkları gelişmiştir, kalkınmıştır, mutludur.
Bize düşen görev gerçek demokrasiyi inşa etmek ve yaşatmaktır.
