Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), verilerine göre Türkiye'nin çiftçi sayısı son 12 yılda yüzde 48 azaldı.

      Tarım alanları da 18 yılda yüzde 12.3 azaldı.

      Gelinen noktada ise Türkiye artık kendi kendine yeten ülke olmaktan çıkıp gıda ithalatı yapan bir ülke konumuna geldi.

       Covid-19 ve varyantlarının, dünyadaki gıda güvenliğini öne çıkarması neticesinde ülkeler de kendine yetecek tarım için yaptıkları planlamaları, hayata geçirmeye başladı.

      Sanayide ve teknolojide ne kadar ilerlersen ilerle, yeterli gıda üretemiyorsan toplumsal sıkıntıyla karşılaşmak kaçınılmaz.

      Bu nedenle tarım da artık stratejik sektörler arasında.

      Türkiye biyoçeşitlilik ve tarımsal hafıza anlamında eşsiz bir hazinenin üstünde oturuyor ve kırsal nüfusun azalmasına hiçbir durumda tahammülümüz olmamalı.

      Özetle, çizme açlığın anahtarıdır ve köylümüze de çıkarttığımız çizmesini, tekrar giydirmek zorundayız.

      Bugün 15 Aralık ve doktorlarımız, özlük haklarına yönelik çalışmanın tüm sağlık çalışanlarını kapsaması talebiyle, iş bırakacaklar.

      Bu kapsamda sadece yoğun bakım, diyaliz ve kanser hastaları ile yetişkin acil ve çocuk acillerde, sağlık hizmeti sunulacak.

      Doktorlarımız, idealist olarak üniversite sınavında ilk %1'e girerek, tıp fakültesini kazandılar. Hedeflerinde sadece doktor olmak vardı ve 6 yıl boyunca da zorlu sınavlardan geçerek beyaz önlük giymeyi hak ettiler. Doktor olmaktan başka hiçbir şey düşünmediler ama mutlu değiller, çünkü artık farkındalar.

      Şu anda tam olmasa da eski hayatımıza, sağlık çalışanları sayesinde döndük.

      Salgın devam ediyor ve yeni varyant ‘Omicron' sahneye çıktı. Yakında aramıza katılacak ve de içimize girecek.

      Sağlık çalışanlarımızı anlamalı, korumalı ve söylediklerini yapmalıyız.

      Özetle, beyaz önlük sağlığın anahtarıdır ve sağlık çalışanlarımıza da beyaz önlüklerini, çıkarttırmamak zorundayız.

      Gerçek olan; çizme açlığın, beyaz önlük de sağlığın anahtarıdır