Ülkede ve dünyada son gün ya da günlerde yer alan olaylarla ilgili olarak basın, yayın ve iletişim organlarıyla kamuya iletilen her türlü bilgiye haber deniyor.
Haberci, bir haberi usulünce hazırlayan ve yayın organlarında yayımlayan kişidir.
Haber toplayıp bunları yazı, görüntü, resim vb. şekillerle haberciye ulaştıran kişi de muhabir olarak tanımlanıyor.
Gazeteci, haberleri dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma ile görevli meslek profesyonellerine verilen bir unvandır.
Köşe yazarı, gazete-dergi-internet ortamında sürekli bir köşesi olup bilgi veren, yorum yapan ve açıklamalarda bulunan kişidir.
Yukarıda tanımları yapılan kişiler, geçen 10 günlük sürede; attıkları ve yedikleri tokatla, güvenlik görevlisinden işittiği azarla ve son olarak da siyasetçinin verdiği ayarla kendilerini haber yaptılar.
Adeta, tokat-azar-ayar üçgeninde kalmış durumdalar.
Tokat olayında ayağa kalkan taraflar, güvenlik görevlisinden azar işiten muhabir konusunda şimdilik sessizler.
Gelelim, siyasetçinin ‘' Sabrın sonu! TV'lerde partimizi temsil ettiği iddiasıyla konuşan gazeteci ve programcılar, artık çözülmesi gereken önemli bir sorundur.
Bu isimler durumdan vazife çıkarıyorlarsa vazifelerine son vermek lazım. Yok bu kişilere alan açılıyorsa; o zaman da oturup düşünmemiz lazım ‘' söylemiyle verdiği ayara.
Bu ayar tam ve yerinde bir ayar.
Nasıl bir anket açıklanırken künyesinin (kim-ne zaman-nerede-nasıl-ne yaptı) ayrıntıları da mutlaka kamuya sunuluyorsa, gazetecilerin de temsil ettikleri partilerle ilgili bilgilerin künyesini açıklamalı.
Duyumların ve kulis bilgilerinin; kamuya, gerçek gibi sunulmasının verdiği zararlar, unutulmamalı!
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.