Bugün sahip olduğumuz yaşama baktığımızda kaçımız olmayı arzu ettiği yerdedir. Ya da olduğu yerden gerçekten memnundur. Sanırım gerçekten yaşamına sahip çıkıp her ne olursa olsun yaşamının direksiyonunda olanlar bu duyguya daha yakındır. Yani sadece kendi yaşamının sorumluluğunu alabilen kahramanlar mutluluğu deneyimler. Çünkü onlar, yaşamlarında her ne olursa olsun bunu değiştirebilme gücüne sahip olduklarını bilirler. Ve sadece yaşadıklarının kendi seçimlerinin sonucu olduğunu kabul edenler, onları değiştirebilme gücüne sahiptirler. Yaşadıkları her şeyi, güçlenmek, yenilenmek ve kendisiyle yüzleşmek için bir katkıya dönüştürürler.

Şimdi durup kendi yaşamınıza odaklanın ve tüm sesleri kısıp kendinize, kendi sesinizi duymaya izin verin. O herkese duyurmak için belki de yıllardır çığlık attığınız o sese…

Ne duyuyorsunuz?  ‘'Ben bunu hak edecek ne yaptım?', ‘'Kocam ya da karım değişse sorunumuz olmayacak.'', ‘'Hayır, bu benim hatam değil, o kişi öyle yaptığı için benim de sonucum bu oldu.'', ‘'Deniyorum, deniyorum olmuyor.'', ‘'İş yerindekiler kötü yoksa benim başka sorunum yok.'',                       ‘'Elimden daha fazlası gelmiyor'' gibi söylemler duyuyorsanız muhtemelen hala kurban psikolojisinden çıkamamışsınız demektir. Mutluluğunuz, mutsuzluğunuz, başarınız, başarısızlığınız hepsi diğerlerine bağlıdır, yani yaşamınızı değiştirebilme gücünüz sıfır demektir. Çünkü güç diğerlerinin elindedir yani ancak onlar ve onların davranışları değişirse sizin hayatınız değişebilir.

Onlar sizi severse değerlisinizdir, onlar sizi düşünürse mutlusunuzdur, onlar size zaman ayırırsa özelsinizdir, onlar yanınızdaysa güçlüsünüzdür, onlar sizi koruyorsa güvendesinizdir… Ve daha bir sürü onlara bağlı ön koşullarla donatılmış bir hayatınız vardır. Yaşamınızı değiştirebilmeniz için tüm bu ön koşulları yerine gelmesi çok önemlidir. Bu yüzden de yaşam enerjinizin büyük bir çoğunluğunu diğerlerini değiştirmek için harcarsınız ve hummalı bir şekilde çalışmaya başlarsınız. Ancak onlar değiştiğinde yaşadıklarınız değişecektir. Ama asla ve asla başarılı olamazsınız, çünkü hiçbir zaman başkalarını değiştirebilme gücüne sahip değilsinizdir. Sonunda yaşamınızın değişmesi için başkalarının değişmesi gerektiğine olan inancınızla, diğerlerini değiştiremiyorum öyleyse yaşamım değişmeyecek kararına varırsınız. Ve böylece iflah olmaz bir kurbana dönüşüverirsiniz. Elinizde değişime dair hiçbir güç ve inanç kalmamıştır.

Oysa kullanmayı unuttuğunuz ya da hiç öğrenmediğiniz muhteşem bir güce sahipsinizdir. Bu güç; kendi yaşamınızı tasarlama ve değişebilme gücüdür. Onu dışarıda aramanıza gerek yoktur. O her zaman içinizde onu fark etmenizi ve onu kullanmanızı bekler. Ve bu gücü ancak yaşadıklarınızın sizin yaşam hakkındaki inançlarınızla ve bu inançlarla yaptığınız seçimlerin bir sonucu olduğunu fark ederseniz yaşamınızın değişmesi mümkündür. Yapmanız gereken tek şey yaşadıklarınızın  sorumluluğunu almak, suçlu aramak yerine değişim için farklı ne yapabileceğinize bakmaktır. Gerekli olan tek şey bakış açılarınızı ve dolayısıyla inanç kalıplarınızı değiştirmek ve sonra gelecek için farklı seçimler yapmak. İşte o zaman kendi yaşamınızda bir kahramana dönüşürsünüz.

Unutmayın yaşadığınız her şey sizinle ve yaşamı nasıl anlamlandırdığınızla ilgili! Bugüne kadar yaşadığınız her şeyde farklı bir seçim yapabilirdiniz. Sadece bakış açılarınız, kararlarınız, doğrularınız ve yanlışlarınız, inanç kalıplarınız, korkularınız yüzünden farklı olasılıkları göremediniz ya da seçmeye cesaret edemediniz. Şimdi kendi yaşamınız için daha cesur olma ve farklı olasılıklara izin verme zamanı..

Kurbanların zorluk gördüğü yerde, kahramanlar yaşamını değiştirebilme olasılığı görürler..

Life Designer

Özgül ÖZDEMİR