Sayın Valim,

1972 yılından beri aralıksız olarak gazetecilik mesleğinin içindeyim.

Bu meslek içinde neler gördüm, neler…

Ancak demek ki, göreceklerim daha bitmemiş!

21 Ocak 2022 Cuma günü, Erdek'e yaptığınız ziyareti izlemek üzere gazeteci arkadaşım Zeki Karadeniz ile birlikte, sabahın erken saatlerinde yola çıktık.

İlk ziyaretiniz Erdek Kaymakamlığına oldu. Daha sonra iade-i ziyaret için Erdek Belediye Başkanı Burhan Karışık'ın yanına geçtiniz.

Belediyeden çıkışınızda, yanınıza gelerek Erdek'teki ziyaretleriniz hakkında bilgi almak istiyordum ki, Valiliğinizin “Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü” olduğunu söyleyen kişi önüme geçerek beni engelledi ve soru yöneltemeyeceğimi ileri sürdü. Ondan cesaret alan koruma polisiniz de bir anda önüme geçerek, beni itekleyip, “Vali açıklama yapmayacak!” dedi. Buna karşın yılmayarak yanınıza yaklaşıp, Erdek ziyaretinizin ayrıntılarını sordum. Basına her zamanki nezaketiniz içinde bana yanıt verdiniz ve ziyaretinizin daha sonraki durakları hakkında bilgi iletip, “Beni izleyebilirsiniz” dediniz. Moralim bozulsa da, gazetecilik ilke ve ahlakına bağlı şekilde ziyaretinizi sonuna dek izledim.

Tabii ki, bana basın müdürünüzün ve korumanızın garip davranışını görmediniz. Görseniz zaten anında müdahale edeceğinizden de hiçbir kuşkum yok.

Belediyenin önünden ayrıldıktan sonra basın müdürünüze yaptığı davranışın yanlış olduğunu, gazeteci olarak benim soru sormamı engelleme hakkının bulunmadığını anımsattım. Bana ne yanıt verdi, biliyor musunuz? Aynen şöyle dedi:

“Sizin soru sormanız için önce bana bildirmeniz, benim validen izin almam gerekir. Siz, beni çiğnediniz!”

Evet, aynen bu sözleri dile getirdi.

Ben de kendisine, asla böyle bir hakkının olmadığını anımsattığımda, “Üzgünüm ama 1,5 yıldır bu görevdeyim. Böyle bir şey başıma gelmedi” deyince ben de ona “Ben de üzgünüm ama basın özgürlüğü adına bu olayı da yazacağım.  1972'den beri gazetecilik yapıyorum ama benim de başıma böyle bir şey ilk kez geldi” yanıtını verdim.

Bu olayı, yaşadığımız sırada sizin önünüzde büyüterek, size ileterek havayı gerginleştirmek istemedim, sayın Valim.

Bu arada, gazeteciler başta olmak üzere vatandaşlarla sıcak ilişkilerinizi de çok iyi biliyorum. Başta Bandırma olmak üzere çeşitli ilçelere gerçekleştirdiğiniz ziyaretlerde size yaklaşıp, sorular yönelttiğimizde hep nezaketle yanıt verdiniz. Size soru yöneltirken de, Erdek ziyaretiniz dışında hiçbir basın müdüründen, “Önce bana geleceksiniz, ben validen izin isteyeceğim!” yaklaşımını görmediğimin özellikle altını çizmek isterim.

Sayın Valim,

Bu mektubu yazmamın tek nedeni var. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak! Basın özgürlüğünü, kendini ve bulunduğu makamı basın özgürlüğünün üstünde gören basın müdürlerinin ve ona uyan koruma polisinizin bir daha gazetecilere bu çeşit davranışı kendilerine hak saymamalarını sağlamak!

Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi basın özgürlüğü, toplumun doğruları ve gerçekleri öğrenmeleri adına kullandığımız bir haktır. Bu hakkı da sonuna dek savunacağız.

Meslek yaşamında, yargıdan bugüne dek hiçbir ceza almayan, “Sürekli Basın Kartı” taşıyan, yıllardır Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Balıkesir Temsilciliğini yürüten bir gazeteci olarak size başarılar, sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum, sayın valim…