Hani o bir dönem ekranlarda merakla beklenilen ‘test, vaka, ölüm, yoğun bakım, iyileşme' verilerinin açıklanacağı gün sonunu merakla beklemek… verileri açıklayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı tonton, sevimli ve bir ara güvenilir kılan anlar… maske takılmalı mı takılmamalı mı, maske nasıl olmalı, maske dağıtımının bile becerilemediği, PTT ile evine 5 maske gelenlerin kendini şanslı addettiği; maskeler cerrahi mi, N-95 mi olacağı hararetli tartışmalı günlerin geride kaldığı…
İktidara gelir gelmez aşı üretimine son verip, şimdi de bakın bizde aşı üretiyoruz sevicinin yaşandığı, Çin'in bizim ürettiğimiz yöntemle ürettiği şu an dünyanın yok kabul ettiği İnaktif Sinovac aşılarına mecbur kaldığımız. Türk asıllı Alman Özlem Türeci ve Uğur Şahin'in kurucuları olduğu mRNA teknolojisiyle üretilen Pfizer/BioNTec aşılarına geçte olsa kavuşup, bütün karşıt görüşlere rağmen artık aşı olmazsa olmazın şart haline geldiği günlerdeyiz.
Birçok ülke iki, üç, dördüncü dozdan sonra hatırlatma aşılarının yapılması gerektiği, aşı kartları olmadan ülkesine sokmama karar alıyor. Avusturya gibi bazı ülkeler herkese aşı mecburiyeti getiriyor. İngiltere gibi ülkelerde bir süre sonra bütün kısıtları kaldıracağını ilan ediyor. Yine bazı ülkeler sıkı tedbirleri sürdürürken, bazı ülkeler ise gevşek tedbirleri sürdürme kararında. Yani tedbirlerin ne olacağı ve hangi tedbirlerin uygulanacağı yönünde ülkeler bir standart oluşturmuş değiller.
Peki bütün bu belirsizlikler ortamında, bütün aşı ve tedbirlere rağmen Covid-19 veya değişik varyantlar omicrona yakalanmaktan kurtulamazsanız süreç nasıl ilerliyor. Hani o temaslıları takip eden filyasyon çalışmaları, karantina, uygulanan bir tedavi var mı, varsa nedir-nasıldır?
AİLE BOYU COVİD VEYA OMİCRONA YAKALANDIK!
Anlatalım…
Salgının en hararetli dönemlerinde yurtdışı dahil girip çıkmadığımız yer kalmadı açıkçası çok öyle ‘pimpirikli' davranmadık oldukça rahat hareket etmemize rağmen son ana kadar yakalanmadık. Küçük oğlan nereden bulup getirdiyse büyük oğlan hariç evde kim varsa covid midir, omicron mudur bilmediğimiz bir virüse sayesinde yakalandık.
Kısaca süreci paylaşmak isterim…
Bir akşam oğlumuz Umut kendini iyi hissetmediğini, böbrek ağrısına benzer ağrılar hissettiğini söyleyince özel bir hastanenin aciline müracaat ettik. Bir iki muayene, test ve bir iğneden sonra bir şey yok dendi. Olmadı ertesi gün test yaptırdık, yapılan test sonucu akşamüzeri pozitif olarak bildirildi. Hemen evin içinde ayrı bir odaya karantinaya aldık. Temaslı olunca bizde test yaptırma durumunda kaldık, akşam yapılan testler negatif çıktı. Beş gün odanın kapısını açmadan, maskesiz girmeden, karantina devam etti. Beşinci gün tekrar hepimiz test verdik, evde uyguladığımız karantina tedbirlerine rağmen bu defa hepimizin test sonuçları pozitif olarak geldi. Bizim test sonuçları pozitif çıktıktan sonra, oğlanın sekizinci gününde yaptırdığı testi negatif çıktı, o normale dönerken bizim karantina süreci devam etti.
Bu arada ilk pozitif çıktığı anda bakanlık adına birileri arayarak nasıl olduğumuzu, kendimizi nasıl hissettiğimizi, tedavi için ilaç isteyip istemediğimizi sorduğunda; istemeli miyiz dediğimde verilen cevap ‘siz bilirsiniz' ama ilacın yan tesirleri var deyince ilaç tedavisi istemediğimizi söyledik. Bir şey yapmalı mıyız dediğimizde istirahat etmemizi, iyi beslenmemizi, bol sıvı ve C vitamini almamızı, ağrı olursa parol almamızı önerdiler. Ve acil bir ihtiyaç halinde arayabileceğimiz bir numara vererek bu Covid merkezini arayabilirsiniz dediler. Bir daha da ne arayan ne de soran oldu!
Başka ne mi oldu?
Test sonuçlarımız pozitif çıktığı halde ‘Hayat Eve Sığar' uygulamasından HES uygulamasına girdiğimizde sürprizle karşılaştık, nedir o derseniz; negatif ve risksiz gözüktüğümüzdür! Yani test sonucu pozitif, bulaştırıcılık riski yüksek olduğu halde istesek sokağa çıkıp kalabalıklara karışabilir, yolculuk yapabilir, eğlence mekanlarında eğlenebilir velhasıl birçok kişiye covid veya omicron neyse ondan bulaştırabiliriz. Kıbrıs'tan bir dostumuz aradığında anlattığım bu garip durum karşısında ‘abi bu evrakta sahtecilik' dedi!
Bir başka garabet ise yetkililerin aldığı karar gereği yedinci günden sonra test yaptırma zorunluluğu olmadan normal yaşama dönülebileceğinin söyleniyor olması! Anlaşılan yeterli aşıyla bağışıklık sağlanamıyorsa sürü bağışıklığı yöntemiyle bağışıklık sağlamak!
Anlatalım…
Onuncu gün kayınvalidenin ağrı, nefes alma güçlüğü ve halsizlik şikayetleri oldu. Heyecanla ihtiyaç hissettiğinizde arayabilirsiniz denilen numarayı aradık. Çeşitli bilgilendirme uyarılarından sonra bir yetkisiz yetkili çıktı, anlattık, istenen TC'yi verdik. Adı geçen kişi yedi günü tamamladığı için risksiz sayıldığından yardımcı olunamayacağı, 112'nin covid vakalarına bakmadığını ancak herhangi bir hastanenin acilinden giriş yapabileceğimizi iletti. İtirazlarımız olsa da uzatmadık…
Aradık eve en yakın Gazi Üniversitesi Hastanesini, onlarda acilden giriş yapmamız gerektiğini servislerde ve yoğun bakımlarda hiç boş yer olmadığını ancak boşalma halinde ihtiyaç olursa yardımcı olunacağı bilgisini verdiler. Neyse bir iki tetkik ve filmlerden sonra servise gerek kalmadı.
Covid ve varyantlarıyla mücadele mi; salınmış engine gidiyor dengine… aman ha en iyisi siz aşılarınızı olun, kalabalık ortamlarda mutlaka maskenizi takın; artık PTT'den maske beklemeye gerek yok, her yerde maskeye ulaşılabiliyor. Ola ki bizim gibi yakalandınız, yetkililerin dediğine bakarak yedinci günden sonra normale döndüm, teste gerek yok demeyin, test yapmadan hayatın için karışıp kimseyi riske sokmayın.
Bakanlığın açıkladığı 24 saatlik 22 Ocak tablosuna göre test zorunluluğu olmadığı halde 417 bin 161 test yapılırken, 72 bin 856 vaka tespit edilmiş. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 184, iyileşen hasta sayısı 89 bin 926 olarak kayıtlara geçmiş. Her gün ilan edilen, çok dikkate almadığımız bu sayısal verilerin içinde bizim olduğumuz gibi sizlerde olabilirsiniz. Bu rakamlar tespit edilebilenler, bu rakamların onla, yirmiyle çarpılması gerektiği söyleniyor! Hastaneler dolu, acil servislerde hastalar kuyrukta…
Herkese corana ve varyantlarından bağımsız sağlıklı günler diliyorum; kendinize mukayyet olun!