Ben de denizi çok severim ama onun kadar deniz tutkununu görmedim.
“Hasan Kaptan” olarak tanınan, deniz tutkunu Hasan Zengin'i kaybettik.
1953 yılında, Bandırma'da doğan Zengin'i, özellikle eski Bandırmalılar iyi tanır.
Ben, tanımayanlara anlatayım.
Hasan Zengin, gönüllü olarak “hizmetli” statüsünde girdiği Bandırma Limanı'nda tam 27 yıl 6 ay görev yaptıktan sonra emekliye ayrıldı. Bu süre içinde kendisine özgü kişiliğiyle çok sevildiği gibi deniz tutkusuyla büyük saygı görüp, “Hasan Kaptan” diye anılmaya başladı. Bu lakabı o da çok sevdi, Bandırmalılar da…
“Hasan Kaptan”, 2004 yılında emekli olduktan sonra da limandan, denizden, gemilerden hiç kopamadı. Emekliliğinin ardından 10 yıl, sanki emekli olmamış gibi her gün limana giderek, hizmetlilik görevini sürdürdü, liman için ücretsiz görev yaptı. Bu duruma liman yöneticileri de anlayış gösterdi. Ancak daha sonra Bandırma Limanı özelleştirilince bölgenin “gümrük alanı” ilan edilmesi üzerine limana giremeyince yasak alanın dışında bile olsa bir banka oturarak, elinde deniz ve gemiciliğe ait kitaplar ve haritalar ile birlikte çalışma saatleri bitimine dek oradan ayrılmadı.
Hasan Zengin, limanda görev yaptığı 27 yıl 6 ay boyunca tam 25 liman müdürüyle birlikte çalıştı.
Zengin'in ilginç bir kişiliği, çok temiz bir kalbi vardı. Ülkemizdeki tüm illerin araç plakalarını ezbere sayardı. Bu temiz kalbi, dönemin Bandırma Kaymakamı olup, halen Ordu Valiliği görevinde bulunan Tuncay Sonel de fark etti. Sonel, “Hasan Kaptan”ın, 17 Eylül Mahallesi, Korozman Caddesi, No:13'teki evine gitti. Evin bakımsız durumuna üzülerek, “Hasan Kaptan”ın evinin onarılmasını sağladı.
“Hasan Kaptan” hiç evlenmemişti. Onun evliliği büyük aşkı olan denizleydi. Öyle ki, “Bu gemiler, bu deniz olmazsa yaşayamam, intihar ederim. Öldüğümde beni okyanusa bırakın!” diye vasiyeti bile vardı.
“Hasan Kaptan”ı son yolculuğuna uğurladık.
Seni unutmayacağız, “Hasan Kaptan”…Temiz ve güzel insan…Işıklar içinde uyu…