"R" leri söyleyemeyen Özdemir Asaf, bir gün taksiye biner, Karaköy'e gidecektir. Taksicinin de "r" leri söyleyemediğini farkedince, alay ediyor gibi olmasın diye "Kayaköy" dememek için Eminönü der ve Eminönünden Karaköy'e yürür...
Dünyayı güzel kılan böylesi zarif ve iyi yürekli insanlar olmalı...
"Neyi görmek istersen onu görürsün hayatta,
Susarsın, sabrı demlersin adı "çay" olur.
Çayı dostla severim ben,
Şöyle en demlisinden
Buğusu sohbete karışmışken
Gelmişten, geçmişten konuşurken
Dünyanın en mutlu insanı ben...
Gülümsediğim zaman benimle gülümseyen
En acılı anımda gözlerini ayırmadan gözlerimde nöbet tutan...
Samimi, içten, katışıksız,
Çaydan çok dostu severim...
Desen ki şimdi bana;
"çay koydum soğumadan gel"
Dumanı tütmeden gelirim...
Özdemir Asaf
Bu kadar güzel anlatılır, bize hayatı güzelleştiren "çay ve dostluk...
Düşünsenize çaysız bir pazar gününü, ya da mükellef bir kahvaltı sofrasında çay olmadığını ya da "çayı koy, geliyorum" diyen dostlarımızın olmadığını...
Hava soğuk
Umutlar uzak
Demek ki bugün de içimizi çay ısıtacak...
Yaptıklarıyla ve söyledikleriyle içimizi donduran siyasetçilere rağmen iyi ki şiirler, dostluk, ve sıcak çayımız var.
Ölüm yıldönümünde saygı ve minnetle büyük şairimize
Mutlu pazarlar...