Günümüzün en önemli tarihçilerinden biri olan Prof.Dr.Halil İnalcık'a göre , birçoklarının söylediğinin aksine, Fatih'i zamanının çağdaş Rönesans hükümdarları arasında saymak bir abartmadır.O'nun, sarayında Yunan ve İtalyan bilginlerini toplamasına , Hıristiyan Yunanlı bir din adamından Hıristiyanlığı anlatan bir kitap yayınlamasını istemesine rağmen, bir dünya haritası siparişi vermesine ,eski uygarlıkların bilgeliğini öğrenmek için büyük gayret göstermesine, matematikçi, astronom, astrolog ve coğrafyacı Ptolemy ( MS; 100 – 170)'nin Geographia'sını tercüme ettirmesine ve kütüphanesini Yunan ve Latin eserlerle doldurmasına rağmen, o çağdaşı İtalyan Rönesansı'nın hükümdarları arasında sayılmamaktadır. Rönesans'ın ustalarından Gentile Bellini'yi (1429 – 23.2.1507) Venedik'ten sarayına getirten Fatih ona portresini yaptırmasına ve sultanların portrelerinin yapılması geleneğini başlatmasına rağmen Batılılar onun Batı'ya ilgisinin, sadece orayı fethetme amacından kaynaklandığını savundular.(Baer,97). Onlar haklı mıydı?
6 Ocak 2016'da Fatih Altaylı ile söyleşide bulunan zamanımızın evrensel nitelikteki iki ünlü Türk bilgini Prof.Dr Celal Şengör ve Prof Dr. İlber Ortaylı Fatih'in bir deha olduğunu , tam bir Rönesans insanı olduğunu ve bir çok dil bildiğinin kanıtladığını belirttiler.
Osmanlı hükümdarları Fatih Sultan II. Mehmet'le kendilerini Roma'nın mirasçıları ve Büyük İskender ölçüsünde dünya fatihi olarak görüyorlardı. Fatih, Batı ve Doğu'nun Arapça, Farsça, Yunanca (Homer'in İlyadası),İbranice ( Maimonides'in Guide for the Perplexed) ve İskender'in hayatını anlatan Arrian'ın Anabasis ve İndica isimli eserlerini kütüphanesinde toplamıştı.
Sultanın kütüphanesinde Bizans imparatorlarının kütüphanelerinden gelen kitaplar, ayrıca Avrupa'dan getirtilen mühendislik ve topçuluk eserleri de vardı. Fatih, klasik edebiyat, coğrafya, kozmografi, astronomi ve tarih okumaya meraklı idi. Ayrıca sanat ve edebiyatı seviyordu. Sufizm, hukuk ,tıp, felsefe, müzik ve resimli albümler diğer ilgilendiği konulardı.
O yenilmiş Bizans'tan Yunan bilginlerini ve Orta Asya ve Türk Devletlerinden İranlı bilginleri İstanbul'da topladı. 1453'te İstanbul'un fethinden sonra, 1461'de Trabzon'u ele geçirdi. Oradaki Yunan konsolosu filozof George Amiroutzes'ı sarayına getirdi. Amiroutzes , İslam'a dönmüş olan vezir Mehmet Paşa Angeloviç'n kuzeni idi. Trabzon'un Osmanlılara tesliminde onunla beraber aracılık yapmıştı. Amiroutzes, Peripatetics – birden fazla okulda ders veren Aristo felsefecileri - ve Stoics- pozitif duyguları maksimize eden ve negatif duyguları minimize eden, kişinin iyi karakteri üzerine yoğunlaşan felsefe - felsefenin ustası idi ve Fatih'in isteği üzerine dünya haritasını hazırladı.Fatih Semarkant'tan astronom Ali Kuşçu'yu çağırdı ve onu Aya Sofya'ya bağlı observatuara – gözlem evine -hoca yaptı.Kuşçu, Orta Asya ‘da hazırladığı yıldız tablolarını Osmanlı astronomisine uyarladı. Daha sonra Polonyalı Nicolaus Copernicus ve Danimarka'lı , Habsburglar imparotorunun saray astronomi Tycho Brahe bu bilgilerden çok yararlandılar. Ardından Johannes Kepler bunları kendi teorileri için temel olarak kullandi ve Kutsal Roma imparatorunun sarayında gezegenlerin kanununu kabul ettirdi.Kepler'in başarısının sonucunda Avrupa astronomisi köklü bir değişikliğe uğramış oldu ve bilimsel devrimin doğuşuna büyük katkıda bulundu.
Fatih, sanata yardım eden tipik bir Rönesans koruyucusu idi. Daha önce belirtildiği gibi portresini bir Rönesans ressamı Bellini'ye , madalyonunu Lorenzo de Medici'nin heykeltraşı Bertoldo di Giovanni'ye yaptırttı. Büyük olasılıkla Leonardo de Vinci İstanbul'u ziyaret etmiş ve ondan sonra Haliç'te Altın Boynuz üzerine bir köprü skeçini çizmişti. Fatih saray duvarlarını İtalyan artistlerine dekore ettirdi. Fatihİn isteği üzerine, Bellini ona ‘'Bakire Meryem ve Çocuğu''nun resmini yapmıştı . Fatih büyük bir Hıristiyan replikleri, Antik ve Bizans eserleri koleksiyonu meydana getirmiş, ayrıca İtalyan şehir devletleri hükümdarlarından , özellikle Napoli ve Floransa'nın Mediciler'inden sürekli olarak ressam, heykeltraş, madalya yapıcılarını İstanbul'a göndermelerini istemişti.