2 Şubat, dünkü verilere göre;

- Son 24 saatte 457 bin 885 Kovid-19 testi yapıldı,

- 110 bin 682 kişinin testi pozitif çıktı,

- 217 kişi yaşamını yitirdi.

      Verilere devam edelim;

- 18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 84,49, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 92,56 olarak kayıtlara ‘sayılar yüksek' şeklinde geçti.

- Bugüne kadar uyguladığımız aşı miktarı 142 milyon 348 bin 958 doza çıktı ve ‘sayılar yüksek' olarak kabul edildi.

      Hiç aşı olmamış, sadece tek doz veya iki doz aşı olmuş ve hatırlatma dozlarını yaptırmamış olanların yüzdesine baktığımızda aşıya olan ilgi, düşük.

      Burada duralım ve Norveç'e bakalım! Başbakan Jonas Gahr Store, aşılma oranın çok yüksek olması nedeniyle salgına karşı büyük bir başarı yakaladıklarına dikkat çekerek, bir aksilik olmaması durumunda, kısıtlamaların 17 Şubat itibarıyla tamamen kaldırılacağını söyledi.

      Onların özeti, sayıları çok düşük çünkü ilgileri çok büyük ...

      Ülkemiz verileri yüksek gibi görünse de oranın bu kadar yüksek çıkması, yalnızca 18 yaş ve üstü nüfusa göre hesaplanmasından kaynaklanıyor.

      Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre 2020 sonu itibarıyla nüfusun 83 milyon 614 bin kişi olduğu dikkate alındığında, 18 yaş üstü kategorisi için yüzde 84.07 olan aşılama oranı, toplam nüfusa göre bakıldığında yüzde 62.4'e düşüyor.

      TÜİK'e göre, 17 ve altındaki yaş gruplarındaki kümede 22 milyon 750 bin kişi var. Bu da nüfusun yüzde 27.2'sine tekabül ediyor. Ancak hesaplamalara bu grup dahil edilmiyor. Oysa artık Omikron varyantıyla birlikte bu grupta önemli sayıda vakaya rastlandığı gibi, küçük yaştakilerin de virüs taşıyıcısı olabildikleri gerçeği ışığında, bu grubun da muhakkak hesaba katılması gerekiyor.

      Toplumsal bağışıklık hesaplanırken, bilimsel kriterler uyarınca toplam nüfus esas alınıyor.

      Yakın zamana kadar bilimsel görüş olarak, COVID-19'a karşı bağışıklık hedefine ulaşılabilmesi için toplam nüfusun yüzde 82-85 gibi bir oranının aşılanması gerektiği vurgulanıyordu. Fakat daha bulaşıcı olan Omikron varyantıyla birlikte bu oran, yüzde 90'a doğru yükselmiş bulunuyor.

      Bizim özet, sayılar yüksek ama ilgi düşük.

      Bitmedi, önümüzdeki günlerde 2021 yılı nüfusu açıklanacak ve iki doz aşılama oranının 58.8'in de altına indiği gerçeği ortaya çıkacak.

      Duydum sizi! ‘'Suriyeliler, Afganlar ve benzerleri ne olacak?'' diye soruyorsunuz.

      Toplumsal bağışıklık için daha gerçekçi aşılama harekatına ihtiyaç var.

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.