"Artık bu kadarı da olmaz" dediğimiz her şey oldu ne yazık ki!
Söz vermiştim kendime bu son zamlardan sonra fiyatlara şaşırmayacağım diye ama olmuyor, olmuyor!
Bu sabah Markette çektim, karnıbahar 20₺, domates 25₺, ıspanak 11₺, biber 34₺, portakal 10₺, birkaç sap dereotu 7,5₺...
Uzayıp gider, sizler de görüyorsunuz.
Ben ilk kez bu kadar şaşırdım ve korktum, her gün zam olur mu? Aldığım peyniri asla aynı fiyata alamıyorum, 100₺den aşağı peynir yok, zeytin de ona yakın. Etten bahsetmek bile ayıp sayılmalı artık, kıyma 110₺, pirzola, 270₺ okul kitaplarına pirzola resmi koyulmalı, çocuklar ne olduğunu oradan öğrensinler!
Abur, cubur, kuruyemiş, çikolata falan herhalde tarihe karışacak.
Bu sabah paylaşmış Kadıköy'de kafe işleten arkadaşım Aydoğan; "kabak tatlısı yapmak için aldığım kabak kasada 145 lira gelince götürdüm, geri bıraktım" diyor!
Turunç'ta restoran işleten, pandemi nedeniyle yerli turistle ayakta kalmaya çabalayan dostlarım, bu fiyatlarla aldığımız yiyeceklere ne fiyat koyacağız? koyduğumuz fiyatlara hangi müşteri gelir diye kara kara düşünüyor.
Orta sınıfın gittiği bütün restoranlar kapanma noktasında, elektrik fiyatlarından bahsetmedim bile..
Sorun restoranda yemek yemekle alkakalı değil, bu sektörde çalışan onca insanın hali nice olur?
Çark dönmezse, çarkın dişlileri bozulursa bunu hepimiz, toplum olarak öderiz, ödüyoruz.
Yemin ederim şu sebze meyveye ödediğim paraya hiç acımam üreticinin cebine girse. Ama öyle değil işte, arada kazananlar gene vurguncular. İsterim ki üretici çok kazansın, mutlu olsun, çocuklarını en iyi şekilde büyütsün, eğitsin hatta çocukları da çiftçi olsun.
Oğlum da çiftçi olsun isterdim, emeğinin karşılığını alan, bilimsel yöntemlerle akıllı tarım yapabilen ama ne mümkün?
Her köye bir imam yerine bir ziraatçi gönderilseydi...
(ahh, o köy enstitülerini kapattıran zihniyet!)
Ege'de Akdeniz'de narenciye bahçelerinin büyük bir kısmı satılık, hepsi imara açılacak, böyle giderse portakal bulamayacağız yemeye. Hala anlaşılamadı beton yiyerek hayatta kalamayacağımız!
Her yerinden bereket fışkıran, çoğu bölgelerimizde yılın 9 ayı güneş gören bu muhteşem ülkede bu kadar yokluk ve yoksulluk çektirmek neyle nasıl izah edilir biliyor ama yazamıyorum
Dünyaya gelmenin bedeli hayatta kalabilmek için çabalamak ve faturaları ödemek olmamalı!
İnsana dair güzel olan ne varsa her gün biraz daha da uzaklaşıyoruz.
Ne çok istiyorum ve seviyorum güzel şeyler yazmayı ve paylaşmayı, küçücük şeyleri mutluluğa dönüştürmeyi ama affedin...
Bu yazı 422 defa okundu.