Türk Dil Kurumu (TDK)'nun, yastık tanımlamasını; başın altına koymak veya sırtı dayamak için kullanılan, içi yün, pamuk, kuş tüyü, ot ve benzerleriyle doldurulmuş, küçük minder şeklinde açıklıyor.
Anadolu'da evlenen kişilerin yataklarında tek ve uzun bir yastık olurdu. Bu asla ayrılmamaları simgelerdi. ‘Bir Yastıkta Kocamak' deyiminin anlamı, karı ve koca birlikte uzun bir ömür sürmek anlamında kullanılan bir deyimdir.
Araçların, özellikle şiddetli yağmur sonrasına yollarda oluşan su birikintileri nedeniyle kaymasına, kızaklama yapmasına ve kaza yapmasına, su yastığı neden oluyor.
Araba kazalarında ‘hava yastığı' çok konuşulur. Nedeni de hayat kurtarmasıdır.
Ekonomik ve mali zorluklar artmaya başlayınca yastık altındakiler akla gelir.
Banka veya bir başka yere yatırılmak yerine kayıt ve sistem dışı olan yastık altındaki değerler, can simidi olarak çok konuşulmaya devam ediyor.
Yastık altındakiler, kime can simidi olacak?
Cevap, yıllardır aynı ve tabi ki de vatandaşın can simididir, yastık altındakiler.
Vatandaş, devletine güvenmek zorundadır ama yastık altındakilerin sayesinde de uzun bir ömür sürmek ister.
Vatandaş, devletine güvenmek zorundadır ama yastık altındakilerin sayesinde de su yatağından kayarak yoldan çıkmak istemez.
Vatandaş, devletine güvenmek zorundadır ama yastık altındakilerin sayesinde de açılmayan hava yastığı sürprizden korunmak ister.
Yastık altındakiler, bir sigorta ve vatandaş bu sigortayı; artan döviz fiyatları nedeniyle değeri düşen parasını korumak/kurtarmak için kullanmıyor.
Yastık altının, ekonomiye kazandırılması için yapılan iştah açıcı söylemler, eskiden olduğu gibi şimdi de vatandaşın iştahını açmaz.
Yastıklara dikkat edelim.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.