ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

16.02.2022

YENİ ÖĞRETMENLİK MESLEK YASASI

Uzun aradan sonra toplanan Milli Eğitim Şurası ile ilgili bir yazı yazmıştım. Okuyanlar bilir, şura kararlarını dikkatle takip edeceğimizi belirtmiştim o yazıda. Tavsiye niteliğindeki 128 maddelik yeni şura kararlarını tek tek dikkatlice inceledim.

     Büyük oranda bizim de katıldığımız, doğru bulduğumuz kararlar;

  A- Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği,

  B- Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi,

  C- Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi başlıkları altında toplanmıştır.

     Milli Eğitim politikaları, bire bir her aileyi doğrudan ilgilendiriyor. Tüm aileler çocuğunu okullara gönderiyor ve öğretmenlerle ilişkisi oluyor. Bu nedenle eğitim politikaları çok önemlidir.

     Şuranın tavsiye kararları içinde, okul öncesi + 4+4+4 = 12 yıl kademeli eğitimle ilgili hiçbir değişiklik kararı yoktur. Daha önce 8 yıllık kesintisiz ve zorunlu eğitimden kesintili düzenlemeye geçilmesi nedeniyle birçok çocuğumuzun eğitim dışı kaldığı dile getirilmektedir. Sayının çok yüksek olduğu belirtilmektedir. Kesintili 4+4+4 düzenlemesi, çocukların hafızlık ve kuran kurslarına gidebilmesi ile kız çocuklarını okula devam ettirmek istemeyen aileler için yapıldığı anlaşılıyor.

     Bütün bu düzenlemelerle, İmam Hatip okullarının hem sayısını hem de öğrenci miktarını artırmak yetmemiş olacak ki, Şura okul öncesi çocuklar için ‘' Okul öncesi öğretim programında, çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır '' diye tavsiye ediyor. 3-4-5 yaşındaki çocuklara böyle soyut kavramlarla din eğitimi vermenin doğru olmadığını hem pedagoglar, hem eğitbilimciler, hem de eğitimciler belirtiyorlar. Bütün bunlar da yetmezmiş gibi tarikatlarla işbirliği yolları aranıyor. Yanlış…

     Eğitim, bilim dışına çıkarılır, din etkisine sokulursa o ülkeye en büyük kötülük yapılmış olur.

     Bırakın okul ve öğretmen bilim yolunda çalışsın, din görevlileri de din  işlerini yapsın.

                                                  ***

     Şura, öğretmenlerin mesleki gelişimi başlığı altında ‘'öğretmenlik meslek yasasının'' çıkarılmasını tavsiye etmiş. Hazırlanan yasa da TBMM tarafından geçtiğimiz günlerde yasalaştı ve yürürlüğe girdi.

     Öğretmenlik Meslek Yasasına göre;

     Öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarından birini bitiren veya bakanlıkça denkliği kabul edilen yurt dışında dengi yüksek öğretimi bitirenler arasından öğretmen adayları, M. Eğitim Bakanlığı veya ÖSYM tarafından yapılacak bir sınavla belirlenecektir. En az dört yıllık bir üniversite eğitimi yeterli görülmeyerek yine bir seçme sınavı söz konusudur. Adı da ‘'öğretmenlik yeterlik sınavı''dır.

     Sınavı kazanan aday öğretmenler 1-2 yıl adaylıktan sonra ‘'adaylık kaldırma komisyonu'' tarafından değerlendirmeye tabi tutulacak deniliyor. İşte burada da sıkıntı var. Bu komisyon nasıl ve kimlerden oluşacak? Bu komisyon sizden- bizden ayrımı yapma komisyonu mu olacak?

     Oysaki Milli Eğitim Şurası ‘'adaylık kaldırma sınavı (AKS)'' kaldırılmalıdır önerisinde bulunmuş iken bu yasaya konulmuş. Demek ki öğretmen olabilmek oldukça sıkıntılı görünüyor. Dört yıl oku, başar, yetmedi sınava gir kazan, yetmedi 1-2 yıl aday öğretmenlik programına katıl, çalış ve sonunda öğretmen olmayı hak et veya elen, işte en büyük sıkıntı buradadır. Elenen gencin kaybettiği yıllar, boşa giden emeği ne olacak? Bu kadar acımasız bir yasayı nasıl kabul ettiniz? O gencin hayalleri, onuru hiç düşünülmedi mi? O genci boşlukta bırakmak insafa sığar mı?

     Öğretmenlik yasası, öğretmenliği bir kariyer mesleği haline dönüştürmek amacını taşıyormuş. Böylece öğretmenlik mesleği değer kazanacakmış. Yasaya göre;

             a- Öğretmen : Aday öğretmenlikle birlikte on yıl sürecek. Bu süre içinde disiplin cezası almamış olanlar ‘'uzman öğretmenliğe'' başvuracaklar. Yine hazırlık, kurslar, sınavlar sonucu kazananlar uzman öğretmen olacak.

             b- Uzman öğretmen : On yıl sürecek, yine disiplin cezası bulunmayanlar ‘'başöğretmenlik'' için başvuruda bulunabilecek. Yapılacak çalışmalara katılan, sınavda başarı gösterenler başöğretmen olabilecek.

             c- Başöğretmen : Başöğretmenlik son uzmanlık basamağı olacak ve emekli olana kadar devam edecektir.Uzman öğretmene bin,başöğretmene iki bin lira fark ve birer derece verilecekmiş.

     Daha ayrıntılar var ama girmiyorum. Bu yasa Türk Milli Eğitimine umarım yararlı olur.

                                                   ***

     Anlaşılan o ki, iktidar öğretmenler üzerindeki baskıyı artırmaktan yana tavrını sürdürmek istiyor. Kendi yandaş kadrolaşmasını devam ettirmek anlayışındadır. Meslek yaşamı boyunca dört zorlu sınavla öğretmenin üzerindeki baskı hiç bitmeyecektir.

     Öğretmenler üç ayrı guruba ayrılarak mesleki dayanışma ve uyum yok olacaktır. Rekabet yüzünden mesleki birliktelik kaybolacaktır.

     Ayrıca veliler çocuklarını başöğretmen veya uzman öğretmen tarafından okutulması talebiyle okul idarecilerine ısrarlı taleplerde bulunacaklardır.

     Okul yöneticileri kimlerden olacak belli değildir. Başöğretmen unvanını almış biri, öğretmen veya uzman öğretmenden olan idareciye karşı tavrı nasıl olacak bilinmez.

     Aceleye getirilerek yapılmış, ayrıntıları pek düşünülmemiş bir yasa izlenimi veriyor.

     Öğretmenlik geleceğimizin oluşması anlamında çok önemli bir meslektir. Aceleye getirilmesi büyük yanlışlık olur. Hele kadrolaşmak için yapılırsa daha büyük yanlışlığa yol açar.

    ‘'Keser döner, sap döner'' örneği yarınlar ne getirir bilinmez.

     Geliniz bunu partiler üstü tarafsız bir bilim kurulu eliyle  ‘'Milli Eğitimde öğretmen'' sorununu yeniden düzenleyelim.

     Öğretmen ne kadar nitelikli olursa, eğitim de o kadar nitelikli olur.


Bu yazı 405 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans