ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

23.02.2022

ANADOLU ÇÖL OLMASIN

Yunanistan Batı Trakya'da üç yıl öğretmenlik yaptım. Elimizde görevli pasaportu (gri pasaport) vardı. Vize gerekmediği için 1982 yılında bir arkadaşımla birlikte ilk kez Almanya'ya gezmeye gidiyoruz.

     İstanbul'dan çift katlı bir otobüsün ikinci katında yerlerimize oturduk. Yola çıktık. Heyecan doruktaydı. Boydan boya Trakya ve Kapıkule'den çıkış yapıldı. Bulgaristan geçildi. O zaman adı Yugoslavya olan ülkeye girdik. Yugoslavya'nın en güneyinden, Belgrat ovalarından, kuzeydeki Avusturya sınırına kadar uzun bir yolculuk yapmıştık. Sonra da Avusturya ve Almanya'ya ulaştık. Ben hiç uyumadan, görebildiğim her şeyi görmeye çalışıyordum. Kentleri, köyleri, ormanları, tarlaları, akarsuları, yolları, dağları her şeyi görmeye çalışıyordum.

     Otobüste daha çok Almanya'da çalışan işçiler vardı. Büyük iş makineleri ile yeni yapılmış otoyoldan geçiyorduk. Dolgu yolun yan kısmında, epey aşağıda bayraklı, flamalı ortaokul yaşlarında kızlı-erkekli bir öğrenci gurubu vardı. Ellerindeki aletler de çapa, kürek, tırmık, el arabası türü basit aletlerdi. Başlarında da öğretmenler bulunuyordu. Ben önümdeki Almanyalı işçiye sordum.

    - Ne yapıyor bu kızlı-erkekli öğrenciler acaba? Dedim.

    - Yugoslavya komünist ülke ya, komünistler yol inşaatlarında bile kadınları, gençleri işte böyle çalıştırırlar! Dedi bilgiç bilgiç…Ben umduğum yanıtı almıştım.

     Başka bir söz etmeden, gözüm dışarılarda kendi kendime düşünmeye başladım. Üzerinden geçmekte olduğumuz otoban yol değil kazma, kürek, el arabası ile yapmayı, küçük çaplı, hafif makinelerle bile yapılamayacak büyüklükteydi. Kendi kendime içimden ‘' işte yanıltılmış, kandırılmış, şartlandırılmış bir insanımız'' demiştim.

     Peki, bizim gördüğümüz o öğrenci gurubu yolun eğimli yamacında ne yapıyor olabilirdi? Belli ki, ufak-tefek düzenlemeler, süs bitkileri dikimi ve benzer faaliyetlerdir. Okula dönünce de öğretmenler ve öğrenciler kendi aralarında ‘' Biz bugün yaptığımız çalışmalarla ulusumuza, toplumumuza ne gibi katkılarda bulunduk ‘'  diye sorup, matematik, sözlü ve yazılı anlatıma kadar çeşitli ders konusu yapılabilir.

     Bireyci, çıkarcı gençler yerine, toplumcu, özverili gençler yetiştirmek istiyorsanız böyle yapılmalıdır.

                                             ***

     İlk bölümde bu anımı ne için anlattım?

     Anadolu'nun kuzey kesimleri dışında, özellikle orta Anadolu gittikçe çölleşiyor. Ege ve Akdeniz kıyı bölümlerinde ise geçtiğimiz yaz yaşanan yangınlar nedeniyle orman veya bozuk orman alanlarımızı bile kaybediyoruz. Anadolu'muz çölleşmesini önlemek milli bir görevdir.

     Tarım ve Orman Bakanlığı ile bağlı kuruluşları orman yangınlarına uzun süre seyirci kaldı. Cumhuriyet tarihimizin hiçbir evresinde bu kadar ormanımız kül olmadı. Yangınları söndürmek için uçağı dahi bulunmayan, yangın söndürme işini özel sektöre ihale etmekten başka bir düşüncesi olmayan bir tarım ve Orman Bakanımız var.

     Yıllardır var olan ormanları kesip gelirini kullanan Bakanlık, Balıkesir çevresinde yeni orman dikim alanları belirleyip ağaçlandırma çalışması yaptığını hiç görmüyor, duymuyoruz. Şayet varsa, bunu halka duyurmalı, halka mal etmelidir. Çevre köylerin halkına, yapılan kesim, temizleme ve dikim hakkında bilgilendirme yapmalıdır. Yeni dikim çok yerde özele ihale ediliyor. Çünkü bu iktidar özelcidir. Devlet-özel işbirliği adı altında yapılan tüm yatırımlar ile özel şirketlere peşkeşe dönüşmüştür.

     Önceki yıllarda orman idaresi tarafından dikim alanları belirlenir, temizliği ve teraslaması yapılır, fidan dikilecek duruma getirilirdi. Daha sonra da okullar, askeri birlikler, sivil toplum örgütleri ve resmi kuruluşlara çağrı yapılırdı. Her kurum ve kuruluş belli bir bölgede fidan dikimini gerçekleştirir, tabelasını dikerdi. Böylece ülkemize, toplumumuza hizmet etmenin hazzını yaşardı.

     Son yıllarda böyle bir çalışma da bildiğim kadarıyla yapılmıyor. Tüm toplum kesitleri, ülkemiz toprağının yeşillendirilmesi konusunda her türlü katkıyı yapmak ister. 

                                         ***

     TEMA Vakfı'nın bir reklamı var ‘' Çocuklar Yaşamı Doğadan Öğrenir ‘' izlemişsinizdir. Doğayı, ormanları, yeşili sevmek küçük yaşlarda öğrenilir. Vatanı, milleti sevmek sözle olmaz, uygulama ile gösterilir. Eğitimle verilir.

     Tarım ve Orman Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı bir protokol imzalamalı. Yerel yönetimlerle de işbirliği yaparak toprağımızın fidanlarla buluşturulması konusunda kampanyalar düzenlemelidir. Ekim ve dikim mevsiminde fidan dikim çalışmaları ile ülkemiz çöl olmaktan kurtarılmalıdır.

     Çocukluğumdan beri ezberimde bir söz vardır. ‘' Ağaç, güneşin hızını, yolun tozunu keser.'' Çöl tozları içinde yaşamak istemeyiz. Anadolu'muz çöl olmasın.

     Bunu mevcut hükümet yapmıyorsa, yapamıyorsa gelecek hükümetlere yol gösterme olarak algılanmak isterim.

     Bir Kurtuluş Savaşı gibi hareket etmeliyiz.


Bu yazı 434 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans