Rusya ve Ukrayna arasındaki anlaşmazlık, çatışma durumundan savaş durumuna çabuk geçti.
Sırada, Rusya'nın ‘çekilen nükleer silah kılıcı' tehdidi var.
Rusya, dünyaya gözdağı vermeye devam ediyor.
1990'larda nükleer silahsızlanmaya öncülük eden ve 2014'te Moskova'nın nükleer tehditlerine boyun eğmeyen Ukrayna 24 Ağustos 1991'de bağımsız olduğunda, dünyanın en büyük üçüncü nükleer silah stokuna sahipti.
Şiddetli bir ekonomik kriz ve uluslararası izolasyonla karşı karşıya kalan Ukrayna, 1994'te Budapeşte Memorandumu'nu imzalayarak savaş başlıklarını sökülmek üzere Rusya'ya devretti. Bunun karşılığında ABD, Londra ve Moskova'dan güvenlik güvencesi, parasal yardım ve Batı hakimiyetindeki uluslararası düzene siyasi ve ekonomik olarak dahil edilme sözü aldı.
Ukrayna'nın silahsızlanma kararı Avrupa'daki nükleer silah stokunda büyük azalma yaşanmasına katkıda bulundu. Ancak Budapeşte Memorandumu, Rusya'nın 2014'te Ukrayna'ya saldırmasını, Kırım'ı ilhak etmesini ve Donbas bölgesindeki asilere destek çıkmasını engellemedi.
Ukrayna'nın Kırım'ı geri almaya çalışması durumunda Rusya, nükleer silahlarını kullanacağını belirtmişti. Buna karşın NATO üyeleri Baltık ülkelerine ve Polonya'ya konvansiyonel küçük kuvvetler yerleştirerek hazırlık yaptı.
Rusya'nın, Belarus'a önceden yerleştirdiği ve nükleer silahı ateşleyebilecek füze bataryaları, sırada nükleer boyutlu bir saldırının olabileceğinin kanıtı.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.