Zeytin benim için yalnızca bir katık değil, kahvaltıda yenen...
Bir yaşam biçimi, hayat tarzı.
Meyvesi, yağı, yaprağı, siyahı, yeşili, moru, rengarenk çeşidiyle sofralarımızın ağız tadı, şifa kaynağı.
Toplaması, kırması, çizmesi, salamura yapılması bir tören, ritüel adeta, hayatın bir parçası, olmazsa olmazı...
Zeytinin olmadığı yerde yaşayamam derim hep, hava gibi, su gibi...
Bin yıllardır bize bereket olmuş, yaprakları barışın simgesi olmuş zeytinimizden ne istiyorsun, ne?
"Anadolu'nun Ege kıyılarını gezerken,
Bir gün zeytin ağacı Homeros'un kulağına fısıldar;
Herkese aitim ve kimseye ait değilim.
Siz gelmeden önce de buradayım,
Siz gittikten sonra da burada olacağım"