İnsanlığın tüm dikkati Ukrayna'daki işgale-savaşa yönelmişken fırsatı ganimet bilen anlayış, bir türlü gözü doymak bilmeyen bir avuç yerli ve uluslararası çıkar çevrelerine yeni ganimetler sunabilmek adına kanuna aykırı yönetmelik düzenlemesiyle zeytinlikleri madenciliğe açma kararı aldılar.
Kural, kanun nedir bilmeyen yönetim anlayışı diyor ya ‘'siz yıkın, kanun arkadan gelsin'' kanunsuz yıkıyorlar, kanunu yok sayıp kanuna aykırı yönetmelikle ‘Zeytin sahalarını' madenciliğe açıyorlar.
Yok kanun, yap kanun, olmadı yönetmelikle engelleri aş…
Ne açgözlülük, ne doymazlık, ne para hırsıymış son yirmi yılda; tarım arazileri, SİT alanları, yeşil alanlar her türlü imara açılırken, kentlerin bağrına saplanan hançer gibi gökyüzüne yükselen dikey yapılar, dere yataklarına betonarme binalar yetmedi doymadılar, aç gözleri hep ‘Zeytin sahalarındaydı'. Zeytinlik alanları madenciliğe açmak için bugüne kadar sayısız kez kanunu değiştirmeye çalıştılar. Ege, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu bölgelerinin zeytin üreticileri, çevre örgütleri, duyarlı kamuoyu hareketlerini bir türlü aşamadılar.
Ama yılmadılar…
Yıl 2010, TBMM'de kurulan ‘'Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların Üretiminde ve Ticaretinde Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan'' ve Madencilik Sektöründeki Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan'' inceleme-araştırma komisyonlarıyla Marmara, Ege, Akdeniz, Güney, Güneydoğu ve Doğu illerimizde yerinde yapılan araştırma-inceleme çalışmalarında sektörün paydaşlarıyla sayısız toplantılar yaptık.
İki komisyonda uzun raporlar hazırladı. Hazırlanan raporlar Meclise sunuldu, Genel Kurul'da görüşüldü. O günlerde de ‘Zeytinlik sahaların' madenciliğe açılması için yoğun istekler-baskılar vardı. Yurdun dört bir yanından zeytin üreticileri, üretici birlikleri Meclise akın etmiş, kamp kurmuş, komisyon toplantılarına katılmıştı. Zeytine göz dikenlerin o günde savunuları ‘maden, enerji, zenginlikti!' klasik sloganları ise ‘zengin ülkenin fakir bekçileri olmayacağız' diyorlardı.
Zeytin üreticilerinin talebini Meclise yansıttık, Meclis iradesi ‘Zeytin sahalarına' sahip çıktı, zeytinliklerin madenciliğe açılmasının önüne geçildi, o gün için zeytinlikler korundu! Kanun çıktığında, destek verenlere teşekkür konuşmamız saat sabahın 0:4'düydü…
Bıkmadılar, usanmadılar, vazgeçmediler…
2003'te, 2006'da 2008'de, 2009'da, 2010'da, 2017'de tekrar tekrar getirdiler, bir türlü başaramadılar, Meclis iradesini aşamadılar. AKP iktidarı zeytinin idam fermanını ne yaptıysa Meclise bir türlü onaylatamadı.
Atatürk döneminde 1939 hazırlanmış, bugüne kadar yürürlükte olan ‘Zeytin Yasası'nı değiştirmeye kararlıydı ve bu kararlılığını kanunla aşamayacağını görünce yönetmelikle aşmaya karar verdiler.
Baktılar ki TBMM'de kanun değiştiremeyecekler enerji ihtiyacının çok konuşulduğu, elektrik fiyatlarının aşırı yükseldiği, savaşın enerji erişimini zorlaştırdığı anı krizi fırsat bilerek, yönetmelikle sözde ‘ülkenin elektrik ihtiyacını karşılama' bahanesiyle zeytinliklere yeni bir operasyon kararı aldılar.
Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'le ‘'…tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski haline getirme şartıyla, belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir…''
Yönetmelik yayımı tarihinde (1 Mart 2022) yürürlüğe girer, yönetmelik hükümlerini Enerji ve Tabi Kaynakları Bakanı yürütür.
Sözde zeytinler kesilmeyecek taşınacak, madencilik faaliyetleri sona erdikten sonra rehabilite edilecekmiş! Bu faaliyetleri kim denetleyecek Genel Müdürlük yetkilileri!
Türkiye'nin her bir yerinde bugüne kadar izin bile alınmadan başta zeytin ağaçları olmak üzere milyonlarca ağaç katliamları yapılmadı mı… madencilik faaliyeti sona eren yerlerde eski haline getirilmiş herhangi bir örnek var mı… siz kimi kandırıyorsunuz!
Memlekette başka rant alanları kalmadı da soframızdaki zeytine mi göz diktiniz! Çekin elinizi zeytinliklerden.
Taşıyacaklarmış! 1000 yıllık, 2000 yıllık, 3000 yıllık ağaçları nereye, hangi araziye taşıyacaksınız; bırakın kalsın, dokunmayın zeytinliklerimize. Doların yeşili gözünüzü bu kadar kararttıysa son günlerde yaşanan yağ fiyatları-kuyrukları, 5 litre yağ alabilmek için birbirini ezen vatandaşın acınası halleri gözünüzü açsın!
Tesadüf müdür bilmiyoruz tam da bu esnada Tarım Bakanı değişti, mısır kartellerinin temsilcisi olan bakan gitti, 2009 yılında ‘Zeytinlik alanların' sanayi tesislerine açılması için kanun teklifi veren bakan geldi; umalım ki görüşleri değişmiş olsun zeytinliklerin kıyımına dur desin!
Anlamak istemesiniz de, bir de Nazımın sözleriyle seslenelim…
‘'Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.''