Denizi çok severim. Denizi anlatan yazılara bayılırım.
Son olarak, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi mezunu Fazilet Kırtay'ın, “Lal Balıklar” isimli kitabını okudum. Öykü-deneme tadındaki yazılar buram buram deniz kokuyor. Yine ağırlıklı olarak kadın ve doğaya da yer veriliyor.
“İnsan, yaşadığı yerde martı olmalı” diyen Kırtay, “Denizi seveni ben de severim” diyor.
Kırtay, kitabının “Dalgalar” bölümünde şunları yazıyor:
“Dalgalar ne mi anlatır?
Dinlerler çoğu zaman…
Dinlediğiniz ses, ‘Yalnız değilsin, seni dinliyorum'dur çoğu zaman.
Sırdaştır onlar. En fazla martılarla paylaşırlar bildiklerini.
Öyle çok şey bilir ki martılar…Çığlıkları da en çok bu yüzdendir.
Ve dalgalar konuşurlar, siz sustuğunuzda…
Gidenleri, gelenleri anlatırlar, umut yüklü heybeleri, ulaşılmaz hayalleri, yorgunlukları, bıkkınlıkları. Dalgalar, özlemi anlatırlar, kendisi rüzgârla sahile varsa bile sarılamadıkça doyasıya. Denizi beşik yapar martılar, bildikleri ağır geldikçe yükten kanat açamazlar rüzgâra karşı.
Rüzgârlı bir kadın gelir ara sıra çay içmeye, dalar gider dalgalara, martılara.
‘Yaşadığın şehirde martı olmalı' der, denize simit atarken…
Martılar çığlığı basar, sen de mi?”
Fazilet Kırtay, deniz tutkusunu o kadar dile getiriyor ki, “Lal Balıklar”da…
İşte, “Kağıttan Gemilerinle Taşıma Beni” başlıklı bölümü:
“Kağıttan gemilerinle taşıyamazsın beni.
Ben bir balıkçı teknesiyim;
Ağlarımı güneşte bırakırsan, onarmazsan yırtıklarımı, balığını veremem sana. Denize saygı duymaz, maya bırakmadan avlanırsan boş atıp, boş çekersin ağlarını…
Ben bir motoryatım,
Lükslerim var. Vazgeçemem. Her bir detayım, aksesuarım pahalı olabilir sana. Ama ucuza kaçarsan yakışmaz üzerime. Keyfi severim, sakin yerleri severim. Hem ev hem gemiyim unutma…
Ben bir yük gemisiyim;
Konşimantomu sen yazıyorsun, tonajım belli. Dengemi bozma. Yüklerini taşırım limandan limana ama denize küstürme beni. Deniz suyunun izlerini temizle üzerimden arada…
Ben bir tankerim;
Yüküm tehlikeli, unutma. Ufacık bir ihmalinde patlarım. Dağıtırım, kirletirim dünyanı şaşarsın. Her limana sığınamam bu yüzden, anla…
Ben bir Cruise gemisiyim;
Hayatıma giren insanlarla doluyum. Kamara kamara bölünmüş yüreğim. Herkes hak edebildiği yerde. Rotam belli. Yolu, yolum olan yolculuk yapar benimle…
Ben bir römorkörüm;
Limana güvenle ulaşsan bile muhtaçsın bana. Yükünü taşımam, seni taşırım, unutma…
Ben bir kılavuz gemisiyim;
Güvenli seyir istiyorsan düşersin dümen suyuma. Bensiz karaya oturursan kaptanlığını saymam bir daha.
Ben bir kayığım sadece;
Motorum yok. O yüzden yakıt istemem, korkma! Küreklerime güvenirim. Pusulam şaşmaz o yüzden. Kürek gücüyle gidebildiğim, kendi kıyıma paraleldir daima.”