Dünya insanı, doymuyor ve dünyaları yemeye devam ediyor.

      Dünyanın besleme gücü, hızla azalıyor.

      Pandemiyle ortaya çıkan tarım sorunu; küresel ısınma, artan enerji ihtiyacı ve savaşla birlikte zirve yaptı.

      Uluslararası kuruluşlar tarafından açlık tehlikesinin ne denli büyük bir tehdit olduğu, önlem alınmadığı takdirde, gelecek yıllarda gıda maddelerinin eksikliğinden ve artan gıda fiyatlarından daha fazla ve çaresizlik içinde bahsedileceği, ifade ediliyor.

      Bilim insanları da ‘'Tüm dünyayı sarsacak olan küresel kriz ne petrol ne enerji ne de finans sektöründe olacak, kriz tamamen gıda ve su kaynakları üzerinde kendini gösterecektir'' diyerek endişelerini ifade ediyor.

      Devam eden savaş, gıda krizinin kapıda olduğunu gösterdi.

      Barış için masalar kuruldu ama savaşı sollayan tarım, arayı açıyor.

      Devam eden savaş, tarımsal üretimin azalmasına neden olacağı için dünyayı besleyen ülkeler, ihracat frenine bastı ve ‘önce can sonra para veren canan' demesiyle spekülasyon yaratıyor, bu durum da tüm dünyada tarım ürünlerinde fiyat artışlarına neden oluyor.

      Tarım, en önemli yatırım aracı oldu ve savaşı solladı.

      Her ülkenin kendi iç tüketimini karşılayacak ve üretimi kalıcı bir şekilde arttıracak önlemleri alması gerekiyor.

      Mustafa Kemal Atatürk “Üreticilerden yoksun olan milletler üretenlerin esiri olur. Milli ekonominin temeli ziraattır. Köylü milletin efendisidir” diyerek, bir ülke için üretimin ve üreticinin ne denli önemli olduğunu vurgulamıştır.

      Tarım üretiminde yaşanacak krizin, küresel barışı bozan bir güvenlik krizine neden olabileceği ifade ediliyor. 1973 yılında ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, “Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin” demiştir.

      Yukarıdaki sözler; tarımın stratejik önemini, gözler önüne sermektedir.

      Tarım, savaşı solladı ve arayı da açıyor.

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.