ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

23.03.2022

TÜRK RÖNESANSI VE LALE DEVRİ (2)

Aslında  İstanbul'daki bu lüks hayatı , yeni yaşam biçimini onlar başlatmıştı. Artık şairlerin, müzisyenlerin, ve rakkaselerin katıldığı eğlenceler revaçta idi. Bunlara rahatlıkla servetler akıtılıyordu. Şarkıcı kuşlar ve papağanlar bu eğlencelerin sürekli, tamamlayıcı, bir parçası gibiydi. Yazları boğazda donanma, havai fişek, atış ve deniz savaşları gösterileri düzenliyordu. Dönemin en ünlü şairi Nedim idi.  

Sünbülzade Vehbi (1718 – 28.4. 1809), Enderunlu Fazıl (1757 – 1810), Koca Ragıp Paşa(1698 – 8.4.1763) , Sururi ,Fitnat Hanım (1725 – 1780) ve Haşmet bu devrin ünlü şairleri idi. Bu yaşam biçimiyle birlikte, padişah cimri olmasına rağmen onda ve parası olan herkeste savurganlık başladı. Eskiden Avrupa gelenek ve göreneklerinden etkilenmek istemeyen Osmanlılarda Avrupa mallarına talep arttı.

Avrupa giysileri , özellikle pantolon moda oldu. Evlerde divanların yerini koltuklar ve sandalyeler aldı. Topkapı Sarayında duvarlarındaki mozaikler ve yeni inşaatların duvarları Avrupa'dan gelen resimlerle süslendi. Selçuklulardan beri gelen insan biçimini yasaklayan gelenek çiğnendi. Batılı ressamlar ücret karşılığında zenginlerin portrelerini yapmaya başladı.Eski başkent saraylar, çeşmeler , su yolları , bahçelerle donandı.Varolan eski binalar, cami ve medreseler  restore edildi. Vezirler de bu yarışa katıldılar. Boğaziçi'nde Beşiktaş, Üsküdar , Çengelköy, ve Çubuklu'da  özel saraylarının  ya da köşklerinin  çevresini zenginleştirdiler. Köşklere  Acemce özel adlar veriliyordu; Bağı Vefa, Bağı Ferah, Nev Bünyan, Kasrı Şirin, Ferah Abad, Şeref Abad ve Mihr Abad gibi isimler popülerdi.

Yazın köşklerin çardaklarla süslü bahçelerinde sazlar çalınıp şarkılar söylenirken çiçekler kadar güzel cariyelerin elinden kızıl şaraplar içiliyordu. Geceleri lalelerin yanında mumlar yakılıyor, çiçek tarhları etrafında dolaştırılan kaplumbağaların üzerine renkli mumlar dikiliyor ve böylece bahçelerde dolaşan ışık parçaları canlı çiçek manzarası yaratıyordu. Kışın mavi zemin üzerine altınyıldızlı işlenmiş geniş tavanlı salonlarda helva sohbetleri yapılıyor, kadehler sabahlara kadar mecliste dolaşıyor, sazlar çalınıyordu ( Kocatürk,192).

Lale Devri,  yüzyıl sonraki Tanzimat dönemi olarak ortaya çıkacak düşünce uyanışının başlangıcı idi.(Shaw ,320). Padişah , sadrazam ve çevresindekiler Osmanlı şairlerinin eserlerini yaymak için yarışa girdiler. Onları paraca desteklediler. Damat İbrahim Paşa geçmişin önemli Arapça ve Farsça eserlerini Osmanlıcaya çevirtmek için , 25 kişilik bir bilim adamları çevirmenler kurulu oluşturdu. Saray yaşam merkezi olmuştu.Bu  merkezde  saray şairlerinin korunması sağlandı.Padişah ve çevresini öven şiirlerin yanısıra şarap ve aşkı öven şiirler de önem kazandı.

Edebi konulara bu ilgi laikliği , laik zevk ve ilgilerin benimsenmesine yol açtı. Yeni düşünce ve yöntemler kabul edilir oldu. Şairlerin Farsça'dan çok Türkçe yazmağa başlamaları çok okunmalarını sağladı.

‘'Prof. Bernard Lewis Avrupa'da Osmanlı daimi elçiliklerinin kuruluşunu Batıya açılmış kapılardan biri sayar. Gerçekten bu elçilikler Türk toplumunun Batılılaşmasına üç yoldan yardım etmişlerdir. Batıyı tanıyan devlet adamları yetişmesini sağlamışlar, Batıdan asker ve sivil uzmanlar getirilmesine yardımcı olmuşlar ve Batıya gönderilen öğrencilerin işlerini düzenlemişler. Bu öğrenciler yurda dönünce önemli görevlere getirilmişlerdir… Batı askeri ve mülki kurumlarının tüzükleri çoğu zaman bu elçilikler yoluyla ülkeye getirilmiş, batı yaşayış tarzı ve sanat zevkinin Türkiye'de yayılışında da bu elçiliklerin etkisi olmuştur'' (Kuran, 12)

Damat İbrahim Paşa tercüme kuruluna  en başta Bedreddin Ayni'nin ‘'İkd-ül- cüman'' adındaki muazzam tarihiyle Handmir'in ‘'Habib – üs- siyer''inin ve başka bazı eserlerin Türkçe'ye çevrilmesini emretti. Aralarında Nedim'in de bulunduğu bu çeviri kurulunda  Yanyalı Esad bin Ali bin Osman Efendi de bulunuyordu. Medreselerde eğitim gördükten sonra Eyüp medresesinde müderrislik , Galata kadılığı ve ilk matbaanın açılışında müsahhihlik – düzeltmenlik – yapmış olan yanyalı Esad Efendi Aristo'nun ‘'fizik'' kitabını ‘'Kütüb-üs -Semavi'ye fi sima – üt – tabii'' adıyla tercüme etti .


Bu yazı 369 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans