ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

24.03.2022

TÜRK RÖNESANSI VE LALE DEVRİ (3)

Esad Efendi'nin, yaptığı Aristo çevirisinin başlangıcında yazdığı önsöz çok dikkat çekicidir; ‘'İslami hikmet prensiplerinden , bu ilmin şeref ve yüksekliğinden ve bu hususta Sokrat'ın ‘'Her karşımıza çıkan, bilge olduğunu söyler, halbuki bilge ancak Tanrı'dır ; ve bilgelik ancak yokluktan yükseğe çıkmak için bir merdivendir'' sözünü ve Eflatun'un  ‘'Tanrı vergilerinin en büyüğü bilgeliktir, bunu bilmeyiş ruhun ölümüdür''dediğini ve Aristo'nun bilgelik sahibi olmayan şahsın daima hata edeceğine dair hükmünü söyler. Bundan sonra , yine ayni önsözde Aristo'nun Batılı açıklayıcılarından Albertus Magnus, Scotus Erigena, ve  St.Thomas d'Aquinas'tan bahsetmekte ve Doğu'da Farabi ve İbn Sina'nın Aristo felsefesi üzerine, açıklama ve sözlerini eleştirdiği sırada, İbn -ür – Rüşd'ün açıklamasını takdir ve nihayet bu son filozof gibi ‘'Eğer Aristo'nun Fizik'i olmasaydı , bu ilme başlamak bile mümkün olamazdı'' diyerek çevirmeyi üzerine aldığı eseri metheder.                     

Yanyalı Esad Efendi, yukarıda belirtildiği gibi yalnız çeviri ile yetinmemiş , açıklamalar yaparak bazı fazla bilgileri de  çeviriye katmıştır. Bu ekler arasında çeviride teleskop ve mikroskop  gibi konular da yer almıştır.Osmanlı Türkiye'sinde , belki de Doğu'da , yeni ilmin bu iki önemli aletinden Arap dilinde ilk kez bahseden Yanyalı Efendi olmuştur. Bu çeviri, çevirenin Yunancayı kendi ana dili olarak öğrenmiş olmasından dolayı, Türkiye'de doğrudan doğruya Yunanca metin ve açıklamalardan yapılmış bir ilk çeviridir. ( Adıvar,160) Bu nedenle  Adıvar bu çeviriyi ve çevireni çok önemli bulmaktadır. 

Adıvar, iki eseri daha bu dönemde dikkat çekici bulmaktadır. Süleymaniye Tıp medresesi müderrisi Ayaşlı Şaban Şifai'nin ‘'Tedbir -ül – mevlud'' isimli derleme eseri açık bir Türkçe ile yazılmışdı , ürüme, gebelik, yalancı gebelik, fötüsün oluşumu, gebeliğin süresi, gebelere ve yeni doğan çocuklara özel bilgiler, beşiğin ve sütün nitelikleri , meme hastalıkları, kızamık, çiçek, suçiçeği , gibi konuları kapsamaktaydı.  Bir başka kitap da Bursalı Ömer Şifai'nin (sadece isim benzerliği) ‘'Minhac -üş – Şifai'' isimli eseridir . Bu eser, hastalıkların tedavisinde madensel maddelerin önemini ve bu  maddelerle yapılmış tedavide kullanılan sıvı ve yağları  ve bu yeterli olmazsa  kullanılacak bitkisel ve hayvansal  maddeleri kapsamaktadır.Çevirmenler Kurulu tutucu Müslüman geleceğine uygun konuların yanısıra Batılı tarih , felsefe , ve astronomi eserlerini de Osmanlıcaya çevirmiştir. 

                             YİRMİSEKİZ MEHMET ÇELEBİ (1670 – 1732)

Damat İbrahim Paşa'nın Paris'e Yirmisekiz Mehmet Çelebi'yi ( 1670 – 1732)  XV. Louıs Fransa'sına  kaleleri, fabrikaları ve Fransız uygarlığının diğer eserlerini görmesi ve Osmanlı İmparotorluğu'nda nelerin uygulanabileceğini bildirmesi için göndermişti. Mehmet Çelebi sadrazama yalnız bunları değil, sokaklar , dükkanlar, hastaneler, hayvanat bahçeleri, askeri okullar ve eğitim alanları,kadınların durumu , Paris sokaklarında kıralın ve kıralla beraber yanındakilerin  görkemsiz gezisini de bildirmiş ,matbaanın yaygın bir kullanım alanı bulduğunu da anlatmıştır. Diğer elçilerden de benzer raporlar geliyordu. Shaw'a göre bu raporları bir avuç Osmanlı'dan fazlasının okuduğunu söylemek güçtü. 

Mehmet Çelebi'nin oğlu Yirmisekiz Çelebizade Sait Efendi'nin Fransız saray çevresine etkisi daha fazla olmuştu. O Paris'te Fransızca konuşan ilk Türk idi ve Fransız sosyetesine girmiş ve onların oyun ve eğlencelerine karışmıştı. Sait Efendi İstanbul' a gelirken  kitaplar, giysiler ve mobilyalar getirmiş, İstanbul'da batı modası için bir tutku yaratmıştı.

Çelebi Mehmet Efendi bilinmeyen bir tarihte Edirne'de doğmuştu. Bonnac'a göre elçi olduğu sırada elli yaşlarında idi. Yeniçeri birlikleri içinde parlak bir kariyer sahibi olmuştu..Babası daha önce ‘'milis kuvvetlerinin ilk görevlileri''arasında yer almıştı. Mehmet Efendi sarayın enderun okuluna kabul edilmiş , orada yetişmişti. Padişah onu Fransa'ya gönderirken, güven mektuplarında ‘'sarayımızda yetiştirilmiş olan'' diye takdim ediyordu. Mehmet Efendi yeniçeri birliğinde 28.bölüğe katılmıştı . Ünvanı da oradan gelmekteydi. Çeşitli mevkilerden sonra Tophane nazırı oldu. Parasal ve teknik konularda uzmanlaşmış bir askeri yönetici ve ayni zamanda Faizi adıyla şiir yazan bir şairdi. Pasarofça görüşmelerinde ikinci tam yetkili olarak bulundu. Toplantıya katılan elçiler arasında  büyük ün ve saygınlık kazanmış, Fransa elçiliğine atanırken ‘'Başhaznedarlık'' derecesine yükseltilmişti. Parisli hanımlar verdiği akşam yemeği davetinde ‘'Türk usulü yemeği sırasında , elçinin kişiliğinde eski Fransa sarayının bütün inceliklerini bulduklarını'' belirtirler, Marais'nin ifadesine göre Paris'te bile ‘'Sanki Louvre kendi eviymiş gibi' davrandığı sarayda , kimi zaman bazı kurumlu hareketleriyle birlikte, görgü kuralları üzerindeki bilgisine herkes hayran kalmıştır. O‘'Türk'le aramda olan sempati için ne diyorsunuz ?''diye Mareşal de Villeroi  Dubois'ye bir mektup yazar ve ‘'Kıralın , Türk elçisinin kalbinde yarattığı etkiden'' çok duygulandığını belirtir ( 28. Mehmet Çelebi Anılarına önsöz yazan , Gilles Veinstein, 31,45). Bilim ve teknikte olduğu gibi, (sanat ve eğlence) alanında da , kıral Naibi'nin Fransa'sı onun gözünde, tüm saygınlığını ‘'Büyük Yüzyılın'' başlica buluşlarıyla kazanmaktadır. Bu buluşlar, Avrupa'yı ‘'şaşırttıktan''sonra , Sultan'ın elçisine geçikmeli olarak kendisini kabul ettirmekte ve ona insanın dehasının doruğuyla ilişkili gibi gelmektedir''


Bu yazı 333 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans